
Eğitim Sen: Bu tür söylemler iktidarların yansıması
- 17:00 17 Mayıs 2020
- Güncel
MARDİN - Eğitim-Sen Mardin Şubesi, Akit TV’de 12 yaşındaki kız çocukları ile ilgili sarf edilen cinsiyetçi söylemleri sert bir dil ile kınadı ve bu tür söylemler ile toplumun yozlaştığına vurgu yapıldı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mardin Şubesi, Akit TV’de 12 yaşındaki kız çocukları ile ilgili sarf edilen cinsiyetçi söylemlere ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Yaptığı cinsiyetçi yayınlarla sık sık gündeme gelen Akit TV’de “Kadın-erkek rolleri ve ilişkiler” konusunun tartışıldığı programda, üniversitede öğretim görevlisi olan Prof. Muttalip Kutluk Özgüven, canlı yayında çocuk yaşta evliliği ve doğumu savunarak, “12-17 yaş arası çocuk doğurmak için en ideal yaş. O yaştaki biri süper kadındır” sözlerini kullanmıştı.
Eğitim Sen açıklamada Muttallip Kutluk Özgüven ve Akit TV’ye, “Bu tipler günümüzde akademinin ne kadar yozlaştığını da gözler önüne sermektedirler. Çocuk ve kadınlara dair iğrenç söylemler iktidarlarının hakikatinin bir yansımasıdır” dedi.
Eğitim Sen’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Ataerkil söylemlerle şekillenen cinsiyetçi pratiklerden biri olan koruyan, egemen olan, sahip olan ve dölleme özelliği dolayısıyla üstün tutulan erkeklik pratiği sadece kadınları değil çocukları da hedef almaktadır. Kadınları ve çocukları hedef alan bu söylemler ise bilim insanı kılığına bürünmüş kişiler tarafından üretilmektedir.
İktidarlar her zaman için ideolojilerini halka kabul ettirmek, varlığını korumak ve sürdürmek adına bilimsel gerçekleri kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirerek halka sunmaktadırlar, dolaysıyla akademide bilim insanından çok kendi çıkarlarına hizmet edecek kişilere yer verirler ve bilim üretip toplumsal gelişmeye öncülük eden ya da hükümetlerin topluma zarar veren yanlış politikalarını eleştiren gerçek bilim insanlarını ise akademiden ihraç ederler. İktidarlar sadece bilim üreten insana ihtiyaç duymaz, onların asıl ihtiyaç duyduğu şey bilim üretmeye çalışan itaatkar insan tipolojisidir. Gazi Üniversitesi dekanı ile TV kanallarına çıkıp kadınlar ve çocuklar üzerinden istismar söylemleri üreten stereotip sözde profesörler belli başlı çıkarlara hizmet etmektedirler, amaçları bilim üretmek değildir. Aynı zamanda bu tipler günümüzde akademinin ne kadar yozlaştığını da gözler önüne sermektedirler. Çocuk ve kadınlara dair iğrenç söylemler iktidarlarının hakikatinin bir yansımasıdır. İhraç edilen donanımlı birçok bilim insanından sonra üniversiteler iktidarların çıkarlarına hizmet eden, onlar gibi düşünen, bilginin pazarlığını yapan iktidarların bilgisel otoritelerine dönüşmüşlerdir ve bilimin kendi ayakları üzerinde durduğu kurumsal yapılar olarak üniversiteler zarar görmüştür.
Akademinin, hükümetlerin yanlış politikaları sonucu cinsiyetlendirilmiş hale getirilmesi neticesinde ise akademiyi fazlasıyla ele geçirmiş hegomonik erkeklik anlayışı erkek egemen bilgiyi daha fazla önemsemektedir buna bağlı olarak da erkek egemen bilgiye daha fazla yer vermektedir. Bilgiyi kategorize eden bu anlayışın yıkılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan kurumsallaşmanın gerçekleşmesi ataerkilliğin neden olduğu cinsiyetçi pratikleri yok edecektir. İktidarlar bilimin öznesi olmaya çalışmaktan ve onu yönlendirmeye çalışmaktan vazgeçmelidirler. Üniversiteler kendi kimliklerini oluşturan ve özgürce bilim üreten özerk alanlar olmalıdırlar.
Çocuk bedenine yönelik sapkın hisler besleyen birini profesör yapan sistemi de ve bu şahıslar aracılığıyla hegemonik erkeklik üretmeye çalışan televizyon kanallarını da şiddetle kınıyoruz.”