Beritan Canözer

 

DİYARBAKIR - Tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğinin altını çizen TJA Aktivisti Medine Urak, "Salgının bulaşma ihtimali göz önüne alınarak bir an önce düşmanca politikalardan vazgeçilmeli Sayın Öcalan ve tüm tutsaklar serbest bırakılmalıdır" dedi.

 

Koronavirüs (Covid-19) salgınının tüm dünyayı etkisi altına aldığı bu günlerde, tüm dikkatler ise risk altında olan cezaevlerinde. Risk altındaki cezaevlerinden biri de sistemi ve konumu itibari ile İmralı Cezaevi. Aile ve avukatların en son 17 Nisan’da yaptıkları görüş başvurusuna ise 27 Nisan’da yanıt verildi.  Asrın Hukuk Bürosu yaptığı açıklama ile PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ve aynı cezaevinde tutulan Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın aileleri ile telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini duyurmuştu. 

Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Medine Urak, tecrit politikasını ve bunun kadın ile toplum üzerindeki etkilerini değerlendirdi. 

 

'Fikirlerinin yayılmasından korkuyorlar'

 

Medine, devam eden tecridin yalnızca Abdullah Öcalan'ın şahsına yönelik olmadığını dile getirerek, tecrit ile bütün insanlığa karşı bir suç işlendiğinin altını çizdi. Medine, “Sadece Sayın Öcalan’a karşı yapılmış değildir ve hepimize uygulanan bir tecrittir. Öncelikle bunu böyle değerlendirmek gerekir. Tecrit tek başına İmralı'da uygulanmıyor. Tüm Kürdistan özelinde var olan tecrit koşulları söz konusu. Bu tecridin tek sebebi, Sayın Öcalan'ın fikirlerinin yayılmasından korkmalarıdır. Oysaki Sayın Öcalan'ın fikirleri dört duvar arasında dahi tüm Kürt halkı ve dünya halklarıyla buluşuyor. Çünkü o fikirler dört duvar arasında sıkıştırabilecekleri fikirler değildir. Dünya siyasetine, doğaya, kadına, savaşa, coğrafyaya, her konuda ideolojik ve bilimsel bir açıklama getirmiş ve ön görülü olmuştur. Bu da tecrit uygulamalarının en büyük sebeplerinden biri aslında" ifadelerine yer verdi.

 

'Sürekli tüketen, üretimden uzak bir toplum yaratıldı'

 

Abdullah Öcalan'ın savunmalarında "En büyük ve tehlikeli savaş, ahlaki ve politik olandır" dediğini hatırlatan Medine, bugün tam olarak bunun yaşandığını dile getirdi. Toplum olarak ahlaki ve politik bir savaş sürecinde olduklarının altını çizen Medine, koronavirüs salgının ise kapitalist modernitenin gözü dönmüşlüğünün sonucu olduğunu aktardı. Medine, "Bu kapitalist modernite şu an çöküş sürecindedir ve çökecektir. Tamamen yok olacaktır ve yerine tek alternatif olarak demokratik modernite inşa edilecektir. Sayın Öcalan buna dair de görüşlerini ve ön görülerini yıllar önce dile getirmişti. Bugün tam olarak Sayın Öcalan'ın ön gördüğü şeyleri yaşıyoruz tüm dünya olarak. Doğayı, tarihi, emeği yok sayan tüketiciler, bugün tüm insanlığı bir kıtlığa doğru sürüklüyor. Üretimden uzaklaştıkları ve sürekli tüketen bir toplum yarattıkları için bugün insanlar açlık sınırında yaşıyorlar" diye ifade etti.

 

'Sayın Öcalan ve tüm tutsaklar serbest bırakılmalıdır'

 

AKP hükümetinin her krizi fırsata çevirdiğini kaydeden Medine, virüs salgınında dahi ilk hedefin Kürt halkı olduğunu söyledi. Medine, “Tecridi kaldırmak için hiçbir adım atmamakta ısrarlı davranmalarının yanı sıra, kendi ortakları olan MHP'nin gönlünü hoş etmek için azılı katilleri dışarı saldılar ve binlerce siyasi tutsağı ölümle karşı karşıya bıraktılar. Sayın Öcalan'ın cezaevinde kalma koşullarının olmamasının yanı sıra, virüs salgını karşısında ise sağlığından fazlasıyla endişe etmekteyiz.  Virüsün yayılma riskinin en fazla olduğu alanlardan biri de İmralı Adası’dır. Sayın Öcalan’ın yaşı ve sağlığı da göz önünde bulundurularak bir an önce uygun koşullar yaratılmalıdır. Bugün İmralı Adası dâhil bütün cezaevleri koşulları aynı durumdadır. Salgının bulaşma ihtimali göz önüne alınarak bir an önce düşmanca politikalardan vazgeçilmeli Sayın Öcalan ve tüm tutsaklar serbest bırakılmalıdır" diye belirtti.

 

'Tecrit devam ettiği sürece özgür değiliz'

 

İmralı'da tedbirlerin alınıp alınmadığına dair kamuoyuna açıklamaların da yapılmadığını hatırlatan Medine, yaşanacak her olumsuz durumdan AKP ve MHP ittifakının sorumlu olduğuna vurgu yaptı. Medine, tecrit koşullarından kadınların da etkilendiğinin altını çizerek, "Bugün artan kadın katliamları, kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz olaylarının tümü tecridin sonucudur. Biz kadınlar çok iyi biliyoruz ki Sayın Öcalan'ın fikirleri, perspektifleri ve paradigmalarıyla anca özgürleşebiliriz. Tecrit devam ettiği sürece bizler de özgür değiliz. Ve Sayın Öcalan'ın da belirttiği gibi, kadın özgürleşmeden toplum da özgürleşemeyecek. Bu nedenle bir an önce tecrit kaldırılmalıdır. Sayın Öcalan’ın direnişi halkların direnişidir. Sayın Öcalan yüzyılın filozofudur ve ülkeyi tıkanıklıktan çıkaracak olan tek kişidir. AKP bunu görmeli ve politikalarını buna göre şekillendirmelidir. Bugün Ortadoğu'daki savaşın sona ermesinin tek yolu da İmralı'dan geçmektedir" diye konuştu.