
TJA: Bulunduğumuz her alanı 1 Mayıs alanına çevirelim
- 10:56 30 Nisan 2020
- Güncel
DİYARBAKIR- TJA, 1 Mayıs İşçi Bayramı kapsamında yayınladığı açıklamada, “‘Kâr için değil, halk için sağlık’ demek için; özgür toplu sözleşme hakkı için, insanca yaşamak için bulunduğumuz her yeri 1 Mayıs alanına çevirelim” çağrısında bulundu.
Tevgera Jinên Azad (TJA), 1 Mayıs İşçi Bayramı kapsamında açıklama yayınladı. 1 Mayıs Dünya Emekçiler Günü’nün, işçi-emekçilerin kazanılmış hak mücadelesinin sembol günlerinden biri olarak tarihteki yerini koruduğunu kaydeden TJA, böylesi önem arz eden bir günde, hak mücadelesinde yaşamını yitiren tüm emekçileri-işçileri andıklarını kaydetti. Kapitalist sistemin sömürü, baskı ve şiddet üreten politikalarla kendini ayakta tuttuğuna dikkat çeken TJA, “Emek ve yaşam hakkının gaspında müthiş bir kamufle ile çok daha derin bir noktaya gelmiştir. Dünya sağlık örgütü tarafından pandemi ilan edilen ve yaşamsal bir çok hakkı tehdit eden COVID-19 ile mücadele ettiğimiz şu günlerde Türkiye ve dünyada emperyalist sömürücü iktidarlar, başta işçi sınıfı olmak üzere tüm ezilen sınıflara karşı sömürü, baskı, şiddet politikalarını derinleştirmiştir” dedi.
Pandemiyi fırsat bilen iktidar güçlerinin, küresel olarak emekçilere yönelik hak gaspını derinleştirdiğine dikkat çekilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
“Emperyalist kapitalist sistemde ekonomik, siyasal, kültürel ve yaşamsal tüm alanlarda en fazla saldırıya uğrayan kadınlar olmuştur. Ezen ezilen sınıflar arasında yaşamın her alanında baş gösteren eşitsizlik, kadın üzerinde özellikle de işçi-emekçi kadınlar üzerinde pandemi ile çok daha ağır bir yıkıma yol açmıştır. Ağırlıklı olarak güvencesiz koşullarda çalışan kadınların salgın süresince ücretsiz izne zorlanma yahut işten çıkarılma tehdidi gibi sorunları daha da artmıştır. Binlerce kadın işten çıkarılmamak için, çalışmaya devam etmek ve sağlık haklarından vazgeçmek zorunda bırakılmıştır. Kadın emeğinin daha yoğun olduğu alanlarda (hizmet sektörü gibi) iş yerlerinin kapanmasıyla birlikte kadınlar ücretsiz izne zorlanmış, gelirden yoksun kılınmış ya da işten çıkarılmıştır.
‘Evde kalmak emek sömürüsünün artması demektir’
‘Evde kalmak’ kadınlar için iş yükünün ve emek sömürüsünün artması anlamına gelmektedir. Salgın süresinin belirsizliği göz önüne alındığında, bu sorunların giderek daha da yakıcı hale geleceği açıktır. Türkiye’de geçmişten günümüze katlanarak devam eden hak gaspları AKP-MHP faşist ittifakı döneminde çok daha derinleşmiştir. Her yıl binlerce emekçinin yaşamını yitirmesinden birinci derece sorumlu olan emek hırsızı AKP-MHP ittifakı pandemi günlerinde virüs fırsatçılığı ile bu süreci siyasi çıkara, ekonomik ranta ve savaş aracına dönüştürme çabasına girmiştir.
‘Kadın düşmanları salıverilmiştir’
Kadın düşmanı ve emek hırsızı iktidar, halkın sağlığı ve yaşam güvencesi yerine yandaş ve patronları koruma paketleri çıkarmıştır. Cezaevlerinde aralarında kronik hastalıkları da olan özgür ve eşit yaşam hakkını savunan kadınlar başta olmak üzere binlerce tutsağı salgına karşı korumasız bırakırken; kadın katliamcılarını, taciz ve tecavüzcü çetecileri cezaevlerinden salıvermiştir. Kadınların yaşamına yönelik büyük bir tehdit oluşturan bu düzenlemenin sonuçlarını çok kısa sürede yaşayarak gördük. Cezaevlerinden salıverilen bu erkekler, kadın ve çocukları öldürmeye; şiddet uygulamaya devam etti.
‘Bulunduğumuz her alanı 1 Mayıs alanına çevirelim’
Kuşkusuz ki pandemi süreciyle kapitalist düzenin kadınlara dayattığı emek sömürüsü; açlık, yoksulluk, taciz, istismar, şiddet ve ölüm daha da görünür olacak ve derinleşecektir. Bu dönemler, ezilenlere kapitalizmin krizini fırsata çevirip zincirlerinden kurtulma fırsatı sağlar. Kadın emekçilerin-işçilerin ve tüm ezilen sınıfların birliği, bu yeni krizde başka bir dünyayı mümkün kılacak değişim için önemli rol oynayacaktır. Bunun için 1 Mayıs’ta daha çok birlik, mücadele ve dayanışmadayız. ‘Kâr için değil, halk için sağlık’ demek için; özgür toplu sözleşme hakkı için, insanca yaşamak için bulunduğumuz her yeri 1 Mayıs alanına çevirelim.”