
Tahliye olan kanser hastası: Hapishanelere duyarlı olalım
- 09:06 30 Nisan 2020
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR -Tahliye olan kanser hastası Umut Şener, ihmaller nedeniyle zamanla yarışıyor. Umut, cezaevi koşullarının hasta tutsaklara uygun olmadığının altını çizerek, “Hapishanelere duyarlı olmak insanlık görevimizdir” çağrısında bulundu.
Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nden 15 Nisan’da tahliye olan kanser hastası Umut Şener, yaklaşık 3 yıl tutuklu kaldı. İstanbul’da İdil Kültür Merkezi’ne yapılan bir baskın sırasında orada misafir olduğu için tutuklanan Umut, Silivri Cezaevi’nin ardından Şakran’a sürgün edildi. Umut ile hastalık süreci ve cezaevi koşulları üzerine konuştuk.
Umut, geçen yıl Ağustos ayında kanser belirtileri nedeniyle Aralık’ta üroloji servisine sevk istediğini, 5 ve 12 Aralık’taki sevk isteklerinin kabul edilmediğini söyledi. 19 Aralık’ta revire çıktığında ise kanamaların arttığını, durumun acil olduğunu belirtmesine rağmen Şakran kampüsündeki hastaneye gönderildiğini kaydeden Umut, buradaki üroloğun röntgen çekmeyi reddederek sistit ilacı yazdığını aktardı.
‘Hastaneye gidebilmek için belirli bir sayıya ulaşılması gerekiyor’
26 Aralık’ta yeniden hastaneye gittiğinde ultrason çekildiğini, doktorun yüksek derecede kanser riski taşıdığını söyleyerek hastaneye sevk ettiğini söyleyen Umut, “Sonra hızla süreç işletildi. İlk patoloji raporu 22 Ocak’taki ilk ameliyatımdan sonra açıklandı. Hastaneye gidebilmek için belirli sayıda listede hasta birikmesi gerekiyor. Bu sayı dolmadan ring için asker görevlendirmesi yapılmıyor. Doktorla karşılıklı konuşmak gibi imkana asla sahip olamıyorsunuz. Sizinle ilgili yapılan işlemleri ikinci, üçüncü ağızlardan öğrenmek zorunda kalıyorsunuz. Hasta olmanız değil tutsak olmanız ölçü alınıyor. Güvenlik bahanesiyle her türlü keyfiyet hayata geçiriliyor. Hapishane koşullarının kendisi tedavi olmanın önünde engel” dedi.
‘Dezenfekte çalışması aksatılıyordu’
Korona salgını sonrası düzenli yapılacağı ilan edilen dezenfekte çalışmasının vardiyaların yoğunluğuna göre aksatıldığını, görüşlerin yapılmadığını ifade eden Umut, “Avukatımı görmem süreç açısından hayati olmasına rağmen hastalığım bahane edilerek yaptırılmadı. Üst boyutta yaşanan hak ihlalleri tecridi boyutlandıran bir durumda” diye belirtti.
‘Cezaevinde tedavi için gerekenlere ulaşılamıyor’
Hastalığın üçüncü evresinin sonunda iç organlarına yayıldığını, doktorların bu duruma rağmen iyi olmasını iyi bakıma borçlu olduğunu ifade ettiğini dile getiren Umut, “Bir yanıyla arkadaşlarıma minnettarım, hapishane koşullarının mümkün olabilen olanaklarını kullandık. Örneğin tedavide gerekli takviye vitamin alabilmek için reçete yazımı gibi şeylere ulaşmak engelleniyor. Kantinde bir hastanın tüketebileceği şeyler yok. Stokta kalmadı ya da Adalet Bakanlığı’nın konsinye olarak alınmasına izin verdiği şeyler için ‘bitti ne zaman yeni stok gelir belli değil’ gibi cevaplar alıyorduk. Bu da hapishanede olmanın tedavi olmaya engel olmasının bir başka yansıması” şeklinde konuştu.
Umut, ülkenin siyasi atmosferi açısından halkın adalet isteğinin gözle görülür şekilde ortada olduğunu dile getirerek, geçtiğimiz haftalarda ölüm orucunda olan ve hayatını kaybeden Grup Yorum üyesi Helin Bölek ve adil yargılama talep eden Mustafa Koçak’ın yaşamasını isteyen çok insanın olduğunu ve yaşatılabileceklerini vurguladı.
‘Hasta tutsaklara kelepçe dayatılıyor’
Cezaevlerinin hastalık ürettiğini, hastalanan tutsakların da tedaviye erişmesinin zor olduğunu ifade eden Umut, “Kampüs Hastaneleri Adalet, Sağlık ve İçişleri Bakanlıkları arasında geçerli olan üçlü protokol ile inşa edilmişti. Yüksek güvenlikli içinde yüksek güvenliği alınan hastaneler. Etrafı parmaklıklı, kuleli, odalar kafesli. Buna rağmen bir serum almak için kelepçe ile yatağa bağlanmakla karşılaşabiliyorsunuz. Yaklaşım tutsak olmak üzerinde hesaplanarak belirlendiği için her türlü düşmanlıkla karşılaşılıyor” sözlerini kullandı.
‘Cezaevlerine duyarlı kalmak insanlık görevidir’
Bunların ortadan kaldırılması için hasta tutsakların neden tutsak düştüğünü unutmadan sahiplenilmesi gerektiğini vurgulayan Umut, “Bu insanlar bizlerin geleceği için, insanın haklarıyla insanca yaşaması için ordalar. Hapishanelere duyarlı kalmak insanlık görevimizdir. Şu an genel olarak haklar ve özgürlüklerin kullanılması açısından ciddi tıkanıklıklar yaşanıyor. Türkiye halkları olarak birbirimizden başka kimsemiz yok. Bir araya geldiğimizde ise yapabilecek çok şeyimiz var. Kazanmamızın önünde kendimizden başka kimse yok” diyerek duyarlılık çağrısı yaptı.
‘Zamanla yarışıyorum’
Umut son olarak kendi sağlık durumuna ilişkin ise şunları aktardı: “Hapishaneden tedavi yanıyla bir şey yapılmadığı için zamanla yarışıyoruz. Kanser hızlı ilerleyen bir seyre sahip. Kemoterapi alıyorum, Ağustos sonuna dek devam edecek. Bittikten sonra da Ekim başlarında ameliyat olacağım. Bu hastalığı yenebilmeyi 20-30 yıl tekrar etmeden yaşamımı engellemeden bir noktada tutabilmeyi umuyoruz.”