
Kadınlardan infaz yasasına karşı ortak açıklama: Mücadelemiz sürecek
- 12:23 29 Nisan 2020
- Güncel
HABER MERKEZİ - HDP ve HDK Kadın Meclisi ile TJA, infaz yasası ve cezaevlerine ilişkin birçok kentte yaptığı ortak açıklamada, "Kadına düşman, çocuğa düşman, doğaya düşman; hırsıza, çeteye, şiddet failine, mafyaya dost bu yasaya karşı mücadelemiz bitmemiştir, bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir" dedi.
“Kürt düşmanı, kadın düşmanı infaz yasasına karşı mücadelemiz sürecek” şiarı ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA), Van, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Adana, Şırnak, Siirt, Batman, Hakkari, Aydın, Ankara ve daha birçok kentte bir araya geldi. Kadınlar, infaz yasası ve cezaevlerindeki duruma ilişkin eş zamanlı ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Gebze’de polis tehdidi: Gözaltına alırız
HDP Kadın Meclisi, HDK Kadın Meclisi ve TJA’nın birçok kentte “infaz yasası ve cezaevlerine” dikkat çekmek amacıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği eylem Kocaeli’nin Gebze ilçesinde engellendi. Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi önünde yapılmak istenen eyleme polis engel oldu. Gebze merkeze yoğun çevik kuvvet ve TOMA’lar yığılırken, yine cezaevi de ablukaya alındı. Eylem için gelenlerin araçlarından dahi inmesine izin vermeyen polis eylemin yasak olduğunu ileri sürerek, gözaltı işlemi yapmakla tehdit etti. Engellemeler nedeniyle eylem gerçekleştirilemedi.
Adana
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları’nın da katılımıyla HDP Adana Kadın Meclisi ve TJA aktivistleri, partilerinin il binasında bir araya geldi. Kadınlar adına ortak açıklamayı HDP Adana Kadın Meclisi Sözcüsü Saniye Seçkin okudu.
Açıklamanın ardından Tülay yaptığı konuşmada, “AKP- MHP ortaklığıyla hayata geçirilen infaz yasında eli kanlı katiler, çeteler, kadın düşmanları salıverilerek kadın ve çocukların geleceğini tehlike atıldı” dedi. Kadın kurumlarının kapatılmasına da değinen Tülay, “İktidar kadının yaşamını geleceğini koruma altına almak isteyen belediyelerimize kayyım atadı. Kadın düşmanı olan bu uygulamaları ve yasaları tanımadığımızı, bir kez daha belirterek pandemi döneminde evlerinde şiddet gören, cezaevlerinde ölümle baş başa bırakılan kadınlar için de bir an önce önlem alınmalıdır” diye vurguladı.
Van
Van’daki ortak açıklama, HDP il binasının bahçesinde yapıldı. Açıklamaya, HDP Van Kadın Meclisi üyeleri ve TJA Van bileşenleri katıldı. Kadınlar adına ortak açıklamayı HDP Tuşba İlçe Eşbaşkanı Edibe Babur okudu.
İstanbul
HDP ve HDK İstanbul kadın meclisleri ile TJA, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde açıklama yapmak için bir araya geldi. Açıklamaya HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ile temsili kadın yöneticiler katıldı. Polislerin, engellemesi üzerine kadınlar, E5 karayolu kenarında bir araya gelerek açıklama yapmak istedi. Kadınlar burada pankartı açıp açıklama yapmaya hazırlanırken polisler, müdahale ederek kadınların elinden pankartı zorla aldı. Toplu halde beklenilmesi durumunda gözaltı yapılacağını ve açıklamaya izin verilmeyeceğini belirten polislerle kadınlar arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.
Daha sonra açıklamanın Hüda Kaya tarafından yapılmasına izin verildi.
'İnfaz yasası toplum vicdanında mahkum edilmiştir'
Hayata geçirilen infaz yasanının ne insani ne de vicdani olduğunu belirten Hüda, yasanın eşit ve adaletten uzak olduğunu söyledi. Hüda, haksız ve eşit olmayan yasaya karşı hem Meclis’te hem de alanlarda karşı çıktıklarını vurgulayarak, "Yüzbinlerce tutuklunun sağlığı ve geleceği ve yaşam hakkını yok etme riski ile karşı karşıya bırakıldı. Bugün burada cezaevi önünde tepkimizi ve karşı çıktığımızı dile getirmek istedik. Ancak arkadaşlarımızla birlikte açıklama yapılmasına izin verilmedi. Tekrar tekrar söylüyoruz. Bu infaz yasası çıkarıldığı ilk günde toplum vicdanında mahkum edilmiştir" diye konuştu.
'Yaşamları tehdit altında'
En az 450 ağır hasta tutsağın cezaevinde olduğunu hatırlatan Hüda şunları dile getirdi: "Kendi kişisel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan ağır hasta tutuklular bile bu yasadan yararlanamadı. Şu anda yüzbinlerce kronik hastalığı olan tutuklular salgına karşı yaşamları tehdit altında. Cezaevindeki herkes devletin emanetindedir. Devlet onların sağlık ve yaşam hakkını korumak zorundadır. Devlet bu yasayla emaneti altında olan tutukluların yaşamını riske atmıştır. Devleti bir kez daha uyarıyoruz. Yeni bir infaz yasası düzenlenmeli, eşit ve ayrımsız bir şekilde tutukluların tahliyesine başlanmalıdır."
Açıklamanın ardından kadınlar alandan ayrıldı.
Diyarbakır
HDP Kadın Meclisi, TJA, Mezopotamya Beşiğinde Yaşamını Yitirenler Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma ile Dayanışma Derneği (TUAYDER), Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED), HDP-DBP il-ilçe örgütü infaz yasası ve cezaevlerinin durumuna dikkat çekmek için Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde açıklama gerçekleştirecekti. Cezaevi önünde yapılması planlanan açıklamaya HDP milletvekilleri ve kurum temsilcileri katıldı. Cezaevi önüne çıkan yollar polis tarafından kapatılırken açıklamaya izin verilmedi.
Vekiller ve polisler arasında süren uzun tartışmanın ardından HDP’liler HDP Bağlar ilçesi önünde açıklama yapma kararı aldı. İlçe binası önüne gelen kitle ile polis arasında tekrar tartışma yaşandı ardından ortak basın metni okundu. Kitle adına basın açıklamasını okuyan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, Kürt düşmanı, kadın düşmanı ve muhalif düşmanı infaz yasasına karşı mücadelelerinin bitmediğini söyledi.
‘Kadın düşmanı yasayı kabul etmiyoruz’
AKP ve MHP iktidarına seslenen Semra, “Biz kadınların kadına düşman, çocuğa düşman, doğaya düşman, hırsıza, çeteye, şiddet failine, mafyaya dost bu yasaya karşı mücadelemiz bitmemiştir. Bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir. Buradan çağrımızı bir kez daha yineliyoruz; başta risk grubunda bulunan hasta, 65 yaş üstü ve çocuklu kadın tutsaklar olmak üzere cezaevleri bir an önce boşaltılması, cezaevlerinden tahliye olan ya da olacak kadına yönelik şiddet faillerine karşı koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir” dedi.
Şırnak
HDP Şırnak Kadın Meclisi ve TJA, infaz yasası ve cezaevlerinin durumuna dikkat çekmek için Şırnak ve ilçelerinde basın açıklaması gerçekleştirdi. Cizre HDP ilçe binası önünde yapılan açıklamaya HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir, HDP Cizre ilçe Eşbaşkanı Güler Tunç ve tutsak yakınları katıldı. Kadın Meclisi adına ortak basın metnini Güler Tunç okudu.
Açıklamanın ardından Şırnak merkez, Silopi ve İdil ilçelerinde de cezaevlerine ve infaz yasasına dönük açıklama yapıldı.
Siirt
HDP Siirt Kadın Meclisi ve TJA, Meclis'te kabul edilip yasalaşan infaz düzenlemesine ilişkin HDP İl binasında basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya HDP İl Eşbaşkanı Belkıza Beştaş Epözdemir, Siirt Belediye eşbaşkanı Berivan Helen Işık, TJA aktivistleri ve HDP Kadın Meclisi katıldı.
Ortak basın metni okundu
Ortak hazırlanan basın metni HDP Kadın Meclisinden Leyla Sevgin tarafından okundu.
Açıklama, "Jin jiyan azadî" sloganları ile son buldu.
Batman
HDP Batman İl binasında yapılan açıklamaya ise HDP Milletvekili Feleknas Uca, HDP Batman İl Eşbaşkanı Fatma Ablay, yerine kayyım atanan HDP Batman Belediye Eşbaşkanı Songül Korkmaz’ın yanı sıra HDP Kadın Meclisi üyeleri katıldı. Açıklama, Fatma Ablay tarafından okundu.
Hakkari
Yine cezaevlerinin durumuna dikkat çekmek için hazırlanan ortak açıklama için kadınlar Hakkari’de de bir araya geldi. HDP Hakkari İl binasında yapılan açıklamaya yerine kayyım atanan Hakkari Belediye Eşbaşkanı Hümeyra Armut, HDP Hakkari İl Eşbaşkanı Sipan Turan’ın yanı sıra HDP'li kadınlar katıldı. Kadınlar adına açıklamayı Sipan Turan okudu.
İzmir
HDP İzmir Kadın Meclisi öncülüğünde, partilerinin il binasında yapılan açıklamaya HDP İzmir İl Eşbaşkanı Besriye Tekgür ve HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay katıldı. Açıklamanın ardından söz alan Serpil, “Tüm halkımızı demokrasi güçlerini sendikaları siyasi partileri hükümetin bu politikalarına karşı kenetlenmeye davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
‘50 bin tutuklu, bin 500’e yakın hasta tutsak derhal bırakılmalı’
Ceza infaz paketinin sonuçlarının cezaevlerinde ağır olacağına değinen serpil, 50 bine yakın tutuklunun masumiyet karinesinin çiğnenerek cezaevinde risk altında tutulduğunu ifade etti. Tutukluların bırakılması gerektiğini söyleyen Serpil, “Örneğin İzmir’den Ege TUHAY-DER önceki dönem başkanı Selma Altan, 71 yaşında ve korona nedeniyle adliyeler çalıştırılmadığı için hala bir hakim yüzü görmedi. İleri derecede KOAH, kalp ve tansiyon hastası. Şakran Cezaevi’nde salgın başlamış durumda. Biz onlara şunu soruyoruz: Selma Altan’ı nasıl koruyacaksınız? Selma Altan neden tutuksuz yargılanmasın? Tüm tutukluların salınması insan hakları ve evrensel hukuk gereğidir. Ayrıca cezaevlerinde bin 500’e yakın hasta tutuklu vardır” dedi.
‘Kadınlarla dayanışmayı daha da yükseltmeliyiz’
İktidarın “düşman hukuku” işlettiği için cezaevlerindeki insanların ölmesine neredeyse sevindiğini vurgulayan Serpil, korona nedeniyle yaşanan krizi fırsata çevirmek istediği gibi cezaevlerinde de salgını fırsata çevirmek istediğini belirtti. Siyasi tutsakların tahliye edilmemesinin bir tercih ve suç olduğunu ifade eden Serpil, “Tüm halkımızı demokrasi güçlerini sendikaları siyasi partileri hükümetin bu politikalarına karşı kenetlenmeye davet ediyoruz. Özellikle kadınların cezaevlerinde kaldıkları şartların ne kadar ağır olduğunu biz biliyoruz. Çocukları ile beraber zindanlarda olan kadınların yanındayız. Kadınlarla dayanışmayı bu süreçte daha da yükseltmeliyiz. Zindanların bir an önce boşalması cezaevlerinde boşalacak trajedilerin önüne geçilmesi için her birimiz bulunduğumuz yerde korona salgını şartlarında mücadeleyi mutlaka yükseltmek zorundayız” diye belirtti.
Aydın
HDP Aydın Kadın Meclisinin il binasında yaptığı açıklamayı ise HDP Aydın İl Eşbaşkanı Ayşenur Vaizoğlu okudu.
Ankara
HDP Ankara Kadın Meclisi, partilerinin il binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, kadın meclisi üyeleri ile HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan katıldı. Kadınlar adına ortak açıklamayı, HDP Kadın Meclisi üyesi Türkan Demir okudu.
Kadınların ortak açıklaması şu şekilde:
“Tüm dünyada koronavirüs salgınına karşı acil önlemler alınırken AKP-MHP ittifakı, virüsle mücadele etmesi gerekirken daha önce gündeminde olan ve olağan dönemlerde hayata geçiremediği yasaları pandemiyi fırsata çevirerek hayata geçirmektedir. Dünyada Aralık ayının sonunda gündemleşen ve Türkiye’de mart ayında ilk vakanın ortaya çıkmasıyla beraber birinci derecede risk alanları olan cezaevlerinde salgının yayılması ihtimaline karşı ne tür tedbirler alınacağı ve risk grubunda bulunan siyasi tutsak ve adli mahpuslar başta olmak üzere cezaevlerinin boşaltılmasına dair toplumsal bir talep oluşmuşken AKP/MHP ittifakı tarafından adına infaz yasası denilen ancak bir kısım hükümlü açısından af niteliği taşıyan, siyasi tutsaklar açısından ise fiili idam niteliği taşıyan infaz yasası meclisten apar topar geçirildi. Adına ölüm yasası dediğimiz bu yasa hazırlanırken, muhalefet partilerinin, demokratik kamuoyunun, hukukçuların, insan hakları savunucularının görüş ve talepleri alınmazken sadece kendi yandaşlarının, çetelerin ve katillerin talepleri alındı.
‘Tecrit bütün cezaevlerinde yaygınlaştırılmış’
AKP/MHP ittifakı başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’deki sorunları güvenlikçi politikalarla çözme kararı vermesiyle beraber ülkede her türlü demokratik hak kullanılmaz hale getirilmiştir. Toplumsal muhalefet zor aygıtlarıyla bastırılmaya çalışılırken, yargı iktidarın sopası haline gelmiş ve aralarında milletvekilleri, belediye eşbaşkanları olmak üzere binlerce siyasetçi, akademisyen, gazeteci öğrenci hukuksuz bir biçimde tutuklanarak cezaevine konulmuştur. İmralı’da Sn. Öcalan’a uygulanan tecrit bir yönetim biçimi haline gelmiş ve tecrit bütün cezaevlerinde yaygınlaştırılmıştır. Hukuksuz bir biçimde rehin tutulmanın yanında cezaevlerinde bulunan tutsaklar nefessiz bırakılmaya çalışılmış, 80 dönemi Amed cezaevini aratır uygulamalar geliştirilmiştir. İnfaz yasasıyla siyasi tutsaklar ölüme terk edilirken bu güne kadar fiili olarak uygulanan gazete yasağı, ağırlaştırılan disiplin cezaları ile cezaevi içinde cezaevi yaklaşımı kanuni bir hale getirilmiştir.
‘Bu yasa erkek şiddetine cezasızlık getirdi’
Biz kadınlar, biliyoruz ki bu eşitsiz yasal düzenlemeyle birlikte başta risk grubunda olan hasta, 65 yaş üstü tutsaklar ve çocuklu kadınlar olmak üzere tüm siyasi tutsaklar ölüme terk edilmek istenmiş; kadına ve çocuklara karşı suç işleyenler, mafyalar serbest bırakılmıştır. Dolayısıyla; bu yasa vahşet yasasıdır, bu yasa erkek şiddetine cezasızlık getiren, kadına ve çocuklara karşı suç işleyenleri teşvik eden ancak bir taraftan da düşüncelerini ifade eden, kadın mücadelesi yürüten Figenleri, Sebahatları, Selmaları, Gültanları, gazetecileri, özsavunmasını gerçekleştiren kadınlar Nevinler cezaevinde tutmanın yanında koronavirüs tehdidiyle yüz yüze bırakan bir yasadır.
‘Cezaevleri büyük bir risk altında’
Cezaevlerinin büyük bir risk altında olduğunu defalarca ifade etmemize rağmen, cezaevlerinde alınan tek tedbir görüşlerin yasaklanması olmuştur. Ancak cezaevinde çalışan personeller sürekli olarak dışarıyla temas halinde olmalarına rağmen tedbirsiz bir biçimde tutsaklarla temas etmeye devam etmektedirler. Tutsaklara maske, dezenfektan, temizlik malzemesi verilmemekte; tutsaklar kendi olanaklarıyla temin etmek istediklerinde ise cezaevi kantinlerinde satılan bu malzemeler fahiş fiyatlarla tutsaklara satılmaktadır. Cezaevlerinde olağan koşullarda bulunması riskli olan hasta tutsaklar, pandemi nedeniyle hastanelerin büyük risk taşımasından kaynaklı tedavileri aksatılmakta daha da büyük bir tehlike ile yüz yüze bırakılmaktadırlar. Bunun yanında sürekli bir biçimde 'sosyal mesafe' uyarısı yapan iktidar tutsaklar söz konusu olduğunda fiziki mesafeyi hiçe sayan tutsakların yaşamını tehlikeye atan ayakta sayım, arama adı altında koğuş baskınları gibi uygulamalardan vazgeçmemektedir. Yine uzmanların ısrarlı bir biçimde ifade ettikleri gibi hastalıktan korunmasını en önemli yollarından biri bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hava sirkülasyonunu sürekli bir biçimde sağlamaktır. Cezaevlerinde özellikle uzun süre bulunan tutsaklar açısından bağışıklık sisteminin cezaevi koşullarından zayıfladığı açık olduğundan müebbet ceza alan tutsaklar da birinci derecede risk grubu içinde sayılabilir.
Yaşam hakkının bu kadar açık bir biçimde risk altında olduğu bir süreçte iktidarın sorumluluğunu görmezden gelerek salgının cezaevlerinde yayılmasını izlemesi kabul edilemezdir.
İktidar Kürtlere, muhaliflere, kadınlara düşman hukuku uygularken hiçbir tedbir almadan kadına ve çocuğa karşı suç işleyenlerin serbest bırakılmasının da faturasını kadınlar, muhalifler ödemektedir.
‘Tahliyelerle birlikte ne oldu?’
İnfaz Yasası ile tahliyelerin başlamasıyla birlikte ne mi oldu? Sadece geçtiğimiz hafta basına yansıyan bazı haberler bile yasanın önümüzdeki süreçte kamuoyunda infial yaratacağının açık bir göstergesi. Kars Belediyemiz saldırganların hedefi oldu. İzmir’de cezaevinden çıkan Mehmet I., tartıştığı arkadaşını öldürdü. Geçen yıl Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde eşi ve kızına şiddet uyguladığı için tutuklandığı cezaevinden infaz düzenlemesiyle tahliye olan Ramazan İnanç ise eşinin amcasını bıçakladıktan sonra ölü bulundu.
‘Suçlar örtülü bir biçimde affedildi’
Şunu çok iyi biliyoruz ki, Antep’te 9 yaşındaki Ceylan’ın babası tarafından vahşice katledilmesinin nedeni de infaz yasasının getirdiği cezasızlık politikalarıdır. Şu çok iyi bilinmelidir ki, bu yasayla kadına ve çocuğa yönelik suçlar örtülü bir biçimde affedildi. Yaşanacak tüm şiddet ve ölümlerin sorumlusu bu yasaya evet oyu veren AKP-MHP milletvekilleridir.
‘Mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir’
Ancak; AKP-MHP faşist iktidarı şunu bilmelidir ki, Biz kadınların; kadına düşman, çocuğa düşman, doğaya düşman; hırsıza, çeteye, şiddet failine, mafyaya dost bu yasaya karşı mücadelemiz bitmemiştir, bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir.
‘Koruyucu önlemlerin alınması gerekiyor’
Buradan çağrımızı bir kez daha yineliyoruz; başta risk grubunda bulunan hasta, 65 yaş üstü ve çocuklu kadın tutsaklar olmak üzere cezaevleri bir an önce boşaltılması, cezaevlerinden tahliye olan ya da olacak kadına yönelik şiddet faillerine karşı koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir.
Kadın düşmanı infaz yasasını kabul etmiyoruz, infazda eşitlik istiyoruz.
Yaşasın kadın dayanışmamız.”