Hasta tutsağın kardeşi: İlaçlarına ulaşamıyor, hastaneye gidemiyor

  • 09:07 26 Nisan 2020
  • Güncel
MARDİN - Kronik rahatsızlıkları olan hasta tutsak İzzet Turan’ın kardeşi Leyla Turan, abisinin ilaçlarını düzenli alamadığını bu nedenle endişelerinin ikiye katlandığını söyleyerek, siyasi tutsakların da serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.
 
Koronavirüs (Covid-19) nedeniyle çıkarıldığı belirtilen infaz yasası, siyasi tutsakları kapsam dışı bırakırken, tutuklu ve hükümlü ailelerinin endişesi giderek artıyor. Birçok cezaevinden önlemlerin alınmadığı, hak ihlallerinin devam ettiği, hijyen malzemesi verilmediği haberleri gelirken, özellikle de uzun yıllar cezaevinde olmalarından kaynaklı hastalıkları kronikleşen tutsaklar için daha büyük kaygı duyuluyor. Antep H Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan İzzet Turan’ın ailesi de, İzzet’in 10’un üzerinde hastalığı olduğunu ancak ilaçlarına ulaşamadığını vurguladı.
 
‘Dilekçeler her defasında reddedildi’
 
Kardeşi Leyla Turan, İzzet’in 24 yıldır cezaevinde olduğunu belirterek, koah, ankilozan spondilit, kronik bronşit – astım, kronik nöropatik ağrılar, kemik erimesi, migren, fibromiyaji, bel fıtığı, guatr – troid, böbrek ve idrarda taş ile iltihaplanma, yumuşak doku bozukluğu, hemoroit, bağırsak hantallığı, mide ülseri ve yüz felci hastalıkları olduğunu belirtti. Daha önce denetimli serbestlik için Adalet Bakanlığı’na birden fazla dilekçe verdiklerini ifade eden Leyla, dilekçelerin her seferinde farklı gerekçelerle reddedildiğini dile getirdi.
 
‘Zaten kötü olan durumu bu süreçte daha da ağırlaştı’
 
İzzet’in son telefon görüşmesinde virüse karşı hiç bir önlem alınmadığını söylediğini aktaran Leyla, şunları söyledi: “Abim cezaevlerinde bulunan hasta tutsaklardan biridir. Abimin sağlık sorunları son süreçte yaşanan koronavirüs salgını nedeniyle daha da riskli hale gelmiştir. Cezaevi koşulları düşünüldüğünde bu riskin boyutları ailesi olarak bizleri korkutmaktadır. Dışarıda olan bizler maske bulamazken cezaevinde bulunan mahkumların maskeye erişebilmeleri pek de mümkün değil. Abimle yaptığımız telefon görüşmelerinde de maske, eldiven verilmediğini, azıcık çamaşır suyu verilerek bununla haftalarca idare etmelerinin istendiğini söyledi.”
 
‘İlaçlar cezaevi yönetiminin keyfine göre veriliyor’
 
Salgın nedeniyle İzzet’in reviri kullanamadığını ve ilaçlarını almakta zorluk çektiğini söyleyen Leyla, “Abim salgın nedeniyle hastaneye götürülmediklerini, revire de salgının bulaşma riski yüksek olduğundan gidemediklerini dile getirdi.  Sürekli kullanması gereken ilaçlar için cezaevi yönetimine dilekçe yazdığını ama ilaçlara ulaşmanın cezaevi yönetiminin keyfi durumuna bağlı olduğunu dile getirmiştir. Abimin dile getirdiği bir diğer konu ise görüş yerine verilen 10 dakikalık telefon görüşmelerinin ücretli olmasıdır” diye konuştu.
 
‘Yapılan yanlıştan bir an önce geri dönülmeli’
 
Virüs nedeniyle iki katına çıkan korkuyla yaşadıklarını ifade eden Leyla, “Her gün korkuyla yaşamanın ne demek olduğunu biz mahkum aileleri kadar kimse iyi bilemez. Salgın başladığı günden bu yana her gün içerdeki canlarımız için korkmaktayız. Kendimizi unutmuş cezaevindeki yakınlarımız için telaşlanıyoruz. Bu süreçteki talebimiz siyasi tutsakların da serbest bırakılmasıdır. Günlerce çıkacak infaz yasasını siyasi mahkumların da yararlanabilme umuduyla takip ettik. Ancak tam bir hayal kırıklığı yaşadık. Bizler bu yapılan yanlıştan bir an önce dönülmesini ve siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.