
'Kürt annelere yaşatılan acılar asla unutulmamalıdır'
- 09:06 24 Nisan 2020
- Güncel
Beritan Canözer
DİYARBAKIR - HDP Genç Kadın Meclisi üyesi Esengül Kılıç, "Bütün gençleri, AKP iktidarının vahşi yüzünü görmeye, bu faşizme diz çökmeyip direnmeye çağırıyoruz. Vicdanı olan her genç bütün analarımız için mücadele etmelidir. Kürt annelere yaşatılan bu acılar asla unutulmamalıdır ve üstü kapatılmamalıdır" çağrısında bulundu.
Dersim’de 23 Mayıs 2017 yılında çıkan bir çatışmada hayatını kaybeden HPG’li Agit İpek’in cenazesi Diyarbakır’da yaşayan annesi Halise Aksoy’a geçtiğimiz haftalarda koli içerisinde PTT aracılığıyla teslim edilmişti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genç Kadın Meclisi üyesi Esengül Kılıç, yaşanan bu durumla beraber AKP-MHP politikalarını ve bölgede Kürt halkına yaşatılan baskıyı değerlendirdi.
'Bu olay hangi yasalara uygun?'
PTT ile ailesine gönderilen Agit İpek'in cenazesine yapılanı “işkence” olarak nitelendiren Esengül, “AKP iktidarı daha ne yapabilir diye düşünürken bir bakıyoruz ki daha fazlasını, daha düşmancasını yapıyor. Dünyada bütün ülkelerin kabul ettiği evrensel insan hakları vardır. Bu çerçevede bir insan öldükten sonra o insan hakkındaki her dava düşer. Yani bu kişi hangi düşüncede, hangi konumda olursa olsun ölmüştür. Bu yüzden temel insani değerler üzerinden ölüye yaklaşılması gerekir. Bu kişi HPG’li de olsa değişmez. Ayrıca bir insanın kemiği veya cenazesi tıbbi işlem görmesi gerekir, dolayısıyla Sağlık Bakanlığı bu konuyla ilgilenmelidir. Ancak görüyoruz ki bu kutu Sağlık Bakanlığı’ndan bağımsız bir şekilde içinde bir insana ait kemik değil, cansız bir nesne varmış gibi muamele görüyor. Bazı açıklamalar yapıldı, Meclis’te bunun işleyişe uygun olduğu söylendi. Bunlar Hammurabi Yasaları’nın işleyişine mi uygun, yoksa Firavun’un yasalarına mı uygun" diye sordu.
'Toplumu ayakta tutan değerler yok edildi'
Toplum olarak 21. yüzyılda yaşandığını ve kapitalist modernitenin bu çağı demokrasi, hukuk ve insan hakları çağı olarak nitelendirdiğine işaret eden Esengül, "HPG silahlı bir örgüt olabilir, üyeleri de devlet nezdinde suçlu olabilir. Ancak ölüm hali uluslararası savaş hukukunda farklı ele alınıyor. Eğer Türkiye demokratik bir devletse ve AKP iktidarı bunu savunuyorsa bu doğrultuda yasalarını uygulamalıdır. 17 yıllık AKP iktidarı sürecinde binlerce insan tutuklandı, binlerce insan işinden atıldı, onlarca tecavüzcü ve tacizci serbest bırakıldı, kadınlar en vahşi biçimde katledilmelerine rağmen failler yargılanmadı. Bu durum toplumda bir güvensizlik ve ahlaki aşınma yarattı. Yani toplumu ayakta tutan temel değerler, ahlak, vicdan yok edildi. Bir ev çimentosuz yıkılır. Bir toplum da ahlaki ve vicdani değerleri olmadan yıkılmaya mahkumdur. AKP iktidarının politikaları Türk toplumunu Kürt halkına düşman hale getirerek bunu yarattı" sözlerine yer verdi.
'Bütün bir insanlık cezalandırılıyor'
Esengül, Türk halkının “faşist” düşüncelerle yönlendirildiğini, Kürt halkına ise "Direnmezseniz her türlü zulme de boyun eğeceksiniz" mesajı verildiğinin altını çizdi. Esengül, "Yani ya AKP’li olacaksınız, ya da her türlü haksızlığa maruz kalacaksınız. Bu son durum da bunu somut bir biçimde gösteriyor. Sadece Agit İpek değil, bütün bir ailesi ve insanlık cezalandırılıyor. Bu biçimiyle hiçbir sorun çözülmez. Tersine insanlar birbirine daha çok kırdırılır, halklar birbirine düşmanlaşır. İstenen bu ise eğer Türkiye halkları bunu görmeli ve temel insani değerler üzerinden birbirine yaklaşmalıdır. Savaşı tırmandıran, toplumsal kaos ve karmaşayı yaratan Türkiye’de Kürtler değil, AKP-MHP faşist ittifakıdır. Birkaç yıl önce Kürdistan’da birçok mezarlık yıkıldı, kemikleri alıp nereye götürdükleri belli değil. Yıllardır Cumartesi Anneleri çocuklarının kemiklerine hasret kaldı, defalarca polis tarafından darp edildiler" diye kaydetti.
' 'Nerede bir Kürt varsa yok edeyim' anlayışı'
"Bu iktidarın zarar vermediği kimse kaldı mı" diye soran Esengül, şöyle devam etti: "Son olarak Halise Ana’nın çocuğunun kemikleri PTT ile gönderildi. Bu düşmanlık değil de nedir? Hangi anne çocuğunun ölmesini ister? Düşman kavramsal olarak birinin kötülüğünü isteyen, ona zarar verendir. Bu iktidar sadece Kürt düşmanı değil, toplum düşmanıdır. Birkaç ay önce Alevilere yine saldırdılar, Çanakkale’de yaşlı biri Kürtçe konuştuğu için saldırıya uğradı. Halise Ana’nın aktardığına göre Agit İpek 14 yaşında defalarca gözaltına alınıp işkence görmüş. Yine Maxmur Kampı Türkiye tarafından bombalandı. Görüyoruz ki birine düşmanlık etmek için Kürt olması yetiyor. Bunlar birbirinden bağımsız uygulamalar değildir. 'Nerede bir Kürt varsa yok edeyim' anlayışıyla hareket ediyorlar. Kürtler de bu topraklarda diğer halklar gibi yaşama hakkına sahiptir. Buna engel olan Kürtlere düşmandır. Düşmanlık yapan sürekli Kürt halkı gibi gösterilmeye çalışılsa da bunun böyle olmadığını en başta analarımız ve bütün bir toplum görmelidir. Yıllarca bu topraklarda insanlar kardeşçe yaşadı. Hiçbir zaman kaos ve karmaşa ortamı bu kadar derinleşmedi. Bunun temel sebebi iktidarın tekçi söylemleri ve faşist uygulamalarıdır."
'Faşizme karşı diz çökmeyip direnmeye çağırıyoruz'
Hükümetin "Kutuda kemik yoktu" sözlerinin gerçeği yansıtmadığını dile getiren Esengül, "Ayrıca gönderilen paketin üstündeki kağıtta da kutunun içinde doku değil, ölüye ait kemiklerin olduğu yazıyor. Yani cenaze niteliğini taşıyor ve cenazenin kargoyla yollanması suçtur. Çatışmalı ortamda öldürülmüş kişinin cenazesine yönelik gerçekleştirilen işkence veya kötü muamele, ölen kişinin yakınları üzerinde meydana getirdiği manevi üzüntü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde 'insanlık dışı muamele yasağı' kapsamına giriyor. Bu durum sözleşmenin ihlali oluyor. Dolayısıyla usulüne uygun değildir. Hatta dünyada eşi benzeri görülmemiş bir usulsüzlük örneğidir, meşru değildir ve savunulacak hiçbir yanı yoktur. Biz bir kez daha anneye ve aileye baş sağlığı diliyor ve AKP iktidarının vahşi yüzünü bütün gençlerin görmesini, bu faşizme diz çökmeyip direnmeye çağırıyoruz. Vicdanı olan her genç bütün analarımız için mücadele etmelidir. Kürt annelerine yaşatılan bu acılar asla unutulmamalıdır ve üstü kapatılmamalıdır" dedi.