‘Devlet yönetemediği sürecin faturasını kadınlara kesti’

  • 09:01 18 Nisan 2020
  • Güncel
 
 
Filiz Zeyrek
 
MERSİN/ADANA - Mersin Kadın Platformu ve Adana Mor Dayanışma üyeleri, kadına ve çocuğa yönelik suçun affının olamayacağını, salgından sonra yine sokaklarda olacaklarını ve mücadelenin dalga dalga büyüyeceğini belirtti.
 
Koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’de vaka sayısı 65 bini aşarken, bugüne kadar bin 518 kişi yaşamını yitirdi. Tablo giderek daha da vahim bir hal alırken, salgın nedeniyle düzenlendiği iddia edilen infaz indirim yasasında politik tutsaklar kapsam dışı bırakıldı. 90 bin kişinin yararlanacağı yasada kadın ve çocuğa yönelik suç işleyenler, hırsızlık, gasp, çete gibi suçlardan tutuklu bulunanlar dışarı çıkacak. Görüşmeler sırasından AKP tarafından daha önce de gündeme getirilen çocuğun istismarda bulunan ile evlendirilmesinin yolunu açan teklif ise kadınların mücadelesi sonucu geri çekildi. Kadın örgütleri tasarıya karşı sosyal medyadan örgütlenerek tepkilerini dile getirdi. İnfaz yasasına tepki gösteren Mersin Kadın Platformu ve Adana Mor Dayanışma üyeleri, bu infaz yasası ile kadınların şiddete daha açık hale getirildiğini ifade etti.
 
‘Endişe verici bir durum’
 
Salgın nedeniyle kadınların çok zor bir dönemden geçtiğini, şiddetin arttığını hatırlatan Adana Mor Dayanışma üyesi İlknur Gör, bunların üzerine bir de şiddet ve istismar faillerinin serbest bırakıldığına dikkat çekti. Salıverilen failler nedeniyle şiddetin daha da artacağını, bunun çok endişe verici bir durum olduğunu belirten İlknur, “Politik tutuklular kapsam dışı bırakıldı. Çıkması gerekiyorsa cezaevindekilerin onların da dahil edilmesi gerekiyor. Bu yasayı bir kadın olarak onaylamıyorum. Bu erkeklere daha fazla cesaret verecektir.” 
 
‘Şiddete daha açık hale getiriliyoruz’ 
 
Cezaevlerinde gerekli hijyen koşullarının sağlanması, mahpuslara test yapılması, yeterli sağlık hizmetlerinin sağlanması, beslenme koşullarının iyileştirilmesi ve çocuklu kadınlara, hamile kadınlara, yaşlı ve hasta mahpuslara, siyasi mahpuslara acilen tahliye ya da infaz erteleme uygulanmasını sürekli dile getirdiklerini söyleyen Mersin Kadın Platformu’ndan Çiğdem Serin, “Meclisten geçen son derece adaletsiz infaz düzenlemesi ile gazeteciler, siyasi mahpuslar, sırf muhalif olduğu için cezaevinde olanların mahpusluğu devam ederken, kadına ve çocuklara yönelik suç failleri, nasıl denetleneceği belli olmayan biçimde aramıza gönderilecek.” 
Çiğdem, “Çocukların ve kadınların bedenlerine, hayatlarına kast etmelerinin önüne nasıl geçileceği konusunda kaygılıyız. Üstelik zaten tam olarak uygulanmayan 6284 sayılı yasaya da geçtiğimiz günlerde HSK kararı ile kısıtlama getirilmişken, bu düzenleme ile hepimiz şiddete daha da açık hale getiriliyoruz.  Düzenleme gündeme geldiği günden itibaren, kendisine şiddet uygulayan erkek cezaevinde olduğu için, rahat soluk alan kadınlarda ciddi endişelerin olduğunu biliyoruz. Çünkü hepimiz erkek şiddetinin korona kadar öldürücü olduğunu biliyoruz. Tasarının ilk gündeme geldiğinden bu yana söylediğimiz gibi çocuk istismarının, cinsel suçların affı olmaz. Bu düzenleme çocukların hayatını tehlikeye atan, çocukları istismara açık hale getiren bir düzenlemedir” diye vurguladı. 
 
‘Şiddet uygulayan erkek evine geri gönderiliyor’ 
 
Yasa ile şiddet gören kadının evine, failin geri gönderildiğinin altını çizen Çiğdem, “Çocuk istismarı ve kadın cinayetlerinde ciddi artış görüleceği yönünde endişeliyiz. Bu açıkça istismarı aklamaktır. Çocuk istismarının önünü açmaktır. Evlilik adı altında cinsel istismarı meşrulaştırmak istedikleri tasarıya da ‘aklınızdan bile geçirmeyin’ diyoruz. Her fırsatta istismarı aklamaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu zihniyeti Ensar’da da gördük, çocuk istismarı davalarında defalarca tanık olduk. Şartlar ne olursa olsun, bizler gücümüzü dayanışmamızdan alıyoruz. Kadınlara ve kadın mücadelesine güveniyoruz. Bir kez daha başaracağız.  Bu tasarının geçmesine izin vermeyeceğiz. Korona günlerinde de Kadınlar Birlikte Güçlü” dedi. 
 
‘Siyasetçi, akademisyen ve gazeteciler serbest bırakılmalı’
 
Mersin Kadın Platformu üyesi Zeynep Kaya da kadın örgütleri, partiler, sendikalar, meslek odaları, İHD ve birçok sivil toplum kuruluşunun yasaya karşı çıktığını belirterek, “Bu yasaları çıkarmaya çalışmak biz kadınların mücadelesini hiçe saymaktır. Kazanılmış hakların bir gecede yok edilmesidir. Tek adam yönetimi, şiddet dili, ayrıştırıcı politikalar ile bu şiddet artarak devam etmekte ve meşru hale gelmektedir. Salgın sürecinde devletin birçok alanda yetersiz kaldığını hep birlikte görüyoruz. Cezaevleri koşulları ve hukuksuz olarak içerde tutulan siyasetçi, akademisyen ve gazetecilerin serbest bırakılmasına ilişkin toplumun her kesiminden itiraz ve tepkiler var. Bu süreçte cezaevlerinin koşullarına müdahale ve hukuksuz olarak tutulanların bırakılması için yasa çıkması gerekirken kadına ve çocuğa şiddet uygulayan, istismar edenlerin af kapsamına alınması adalete olan inancımızın sarsılmasına, çaresizlik kültürünün beslenmesine ve başka ihlallere sebep olmaktadır” diye aktardı. 
 
‘Devlet yapması gerekenler yerine faturayı kadınlara kesiyor’ 
 
Uluslararası sözleşmelerin hiçe sayıldığını, insan hakları, çocuk Hakları, CEDAW, İstanbul Sözleşmesi yokmuş gibi davranıldığını belirten Zeynep, “Salgın gerekçesiyle bu yasaları bir gecede yapmak istiyorlar. İktidar aldığı hukuksuz kararları geri çekmesi gerekirken, cezaevi koşullarını iyileştirmesi gerekirken, sağlık hizmetlerini adil sağlanması için adımlar atması gerekirken faturayı biz kadınlara kesiyor. Alt yapısı olmayan ‘evde kal’ politikası ile evlerimiz şiddet yuvası haline getiriliyor. Devlet kendi eliyle şiddetin ve istismarın önünü açıyor. Kadına ve çocuklara yönelik şiddetin ödüllendirmesi olan bu yasaların karşısında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. 
 
‘Yine sokaklara çıkacağız’ 
 
Eril zihniyetin sonucu olarak ortaya çıkan bu politikaların, AKP’nin kendi tabanına yönelik oy toplama adımı olarak değerlendiren Zeynep, “Dinci - kinci bir toplum için ilmek ilmek politika geliştiriyorlar ve tüm bunlar tesadüfi kararlar değil. Bizler var olduğumuz tüm örgütlerde güçlerimizi birleştirirsek buna karşı durabiliriz. Yasakların olduğu şu süreçte bizler bulunduğumuz her alanda kadın sesini ve dayanışmasını yükseltmeye devam edeceğiz. Evlerimizde, balkonlarımızda, görsel ve işitsel medya araçlarıyla itirazlarımızı haykırmaya devam edeceğiz. Bu sağlık tedbirleri geçici bir süre sonra kalktığında bizler yine sokaklarda isyanımızı göstereceğiz. Tepkimiz dalga dalga artacak. Ortak imza metinleriyle hukuksal mücadelenin içinde olacağız.”