
'Sığınma evlerinin kullanılmaması katliama ortak olmaktır'
- 09:06 16 Nisan 2020
- Güncel
Beritan Canözer
DİYARBAKIR - Sığınma evlerine başvuru alımının durdurulmasını değerlendiren Rosa Kadın Derneği üyesi Ruken Ergüneş, "Sığınma evlerinin kullanılmaması kadına yönelik şiddete ve katliamlara ortak olmaktır" dedi.
Kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) ve ilçe belediyelerine bağlı kadın sığınma evleri, koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında eve gönderdiği personellerini ve kurumun doluluk oranını gerekçe göstererek başvuru alımını durduğunu duyurmuş, bu durum kadınlar tarafından büyük tepkiyle karşılanmıştı. Rosa Kadın Derneği üyesi Ruken Ergüneş, sığınma evlerinin başvuru almayı durdurmasını değerlendirdi.
'Kaygılarımız artmakta'
13 Mart'tan bu yana dernek çalışmalarını evde yürütmeye başladıklarını dile getiren Ruken, tüm dernek üyeleri ve yöneticileri ile sürekli iletişim halinde olduklarını söyledi. Ruken, bulundukları her yerde mücadelelerini devam ettirdiklerini ifade ederek, "Karantina sürecinin daha başında kadınların en çok evde şiddete maruz kaldığı ve katledildiği gibi neredeyse tüm dünyada bilinen ve kanıtı için bu gün herhangi bir veriye ihtiyaç duyulmayan gerçekliği bir kez daha hatırlatarak kaygılarımızı ve çözüm önerilerimizi içeren bir metin paylaştık kamuoyuyla. Bu gün geldiğimiz noktada devletin hem korona ile mücadele yöntemlerine ilişkin hem de kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarının artmasına yönelik kaygılarımızın daha da arttığını belirtmek isterim. Sürecin başında acil eylem planı olarak ele alınması gerekirken maalesef kadının mevcut kazanımları ve onu yaşatacak tüm önlemleri pandemi sürecinde neredeyse ilk sekteye uğrayan alan olduğunu görüyoruz" diye belirtti.
'20'yi aşkın kadın katledildi'
Kapitalizmin kendi sermayesini ve kazanımlarını koruma telaşına girdiğini belirten Ruken, bunun toplum sağlığının, insanların yaşam hakkının önüne geçtiğine işaret etti. Ruken, evin kadınlar için “şiddet sarmalının sürdüğü ve katledildikleri yer” olduğuna dikkat çekerken, “Tüm dünyada insanların korunmak için kapandığı evler zaten risk alanıdır. Kadınların her alanda güçlenmesini sağlamak amacıyla çeşitli fizibilite çalışmaları yürüterek, halka sorarak merkezler açan yerel yönetimlerin hepsine kayyumlar atandı. Bu merkezler bir bir kapatıldı, işlevsiz hale getirilmişti. Bu gün geldiğimiz süreçte zaten yetersiz olan bu alanlar, her gün yaşanan kadın katliamlarına rağmen güçlendirmeyi bir kenara bırakalım neredeyse hepsi işlevsiz haldedir. Bizler devlete ait çeşitli tesislerin sığınma evine dönüştürülmesi gerektiğini söylediğimiz günden bugüne 20'yi aşkın kadın katledildi" dedi.
'Sığınma evlerinin kullanılmaması katliama ortak olmaktır'
Diyarbakır’da yerel yönetimlere ait üç yaşam evi olduğunu kaydeden Ruken, "Bunlardan biri olan Bağlar Belediyesi’ne ait Kardelen Yaşam Evi’nin kayyım politikalarıyla pandemi öncesi süreçte çeşitli bahanelerle çalışmaz hale getirildiğini biliyoruz. Bugün hayatı tehdit altında olan kadınlar kendilerine ait olan bu evlerden faydalanamamaktadır. Yine devlete bağlı sığınma evlerinin tam kapasite dolu olduğunu bilmekteyiz. Bir an önce öncelikli olarak Diyarbakır Bağlar Belediyesi Kardelen Yaşam Evi başta olmak üzere yerel yönetimlere bağlı evlerin kadınların kullanımına açılmasını ve devlete bağlı tesislerin sığınaklara acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Neredeyse her hafta bir kadının katledildiği intihara sürüklendiği, her gün merkezlere karakollara onlarca kadının şiddet kaynaklı başvuru yaptığı bir kentte var olan sığınma evlerinin kullanılmaması kadınların katledilmesine izin vermektir, ortak olmaktır" şeklinde konuştu.
Rosa Kadın Derneği olarak hem sosyal medya hesaplarından hem de mobil telefonlarından başvuru almaya devam ettikleri bilgisini paylaşan Ruken, Diyarbakır başta olmak üzere birçok kentten gelen başvuruları ilgili kurumlara yönlendirdiklerini sözlerine ekledi. Ruken aynı zamanda dernek bünyesinde bu alanda çalışma yürüten Şiddetle Mücadele Komisyonu ve Hukuk Komisyonu’nun gelen başvuruları da aldıklarını söyledi.
'Eşit ve kolektif bir yaşam örüyoruz'
Ruken son olarak şunları ifade etti: "Bu süreçte en çok psikolog desteğine ihtiyacımızın gelişmesi sebebiyle psikologlardan destek isteyerek bir gönüllü psikologlar grubu çalışması başlattık. Gönüllü psikolog arkadaşlarımız şiddete maruz kalan kadınlarla online görüşme gerçekleştirmeye başladı. Karantina sürecinden kaynaklı çocuk ve ergenlik çağındaki gençlerin psikolojik anlamda desteklenmesi için kentimizde farklı alanlarda çalışan psikologlar bu gruba katılarak bizimle dayanışma sağladılar. Dünyaya ait doğaya ait tüm zenginlikleri talan eden, her şeyi kendi sermeyesini korumaya adayan eril zihniyete karşı mücadelemiz her neredeysek devam ediyor. Eşit ve kolektif emeğe dayalı bir yaşamı örüyoruz."