
‘Cezaevlerinde yaşanacak can kayıplarından iktidar sorumlu olacaktır’
- 14:47 15 Nisan 2020
- Güncel
VAN – KESK Van Şubeler Platformu, Covid-19 salgınına ilişkin yaptığı açıklamada infaz yasasına dikkat çekerek, “Cezaevlerinde ayrım yapılmaksızın bütün tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Aksi durumda yaşanacak can kayıplarından iktidar sorumlu olacaktır” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu, koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin son dönemde yaşananlara dair basın açıklaması yaptı. KESK Van Şubeler Platformu Eşbaşkanı Zeki Seven tarafından yapılan açıklamada, ilk olarak koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren emekçilerin yakınlarına başsağlığı dilendi.
‘10 kişi salgın nedeniyle yaşamını yitirdi'
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Yeni ölümlerin olmaması ve gerekli tedbirlerin alınması için sürecin takipçisi olacağız. Sendikamızın ulaştığı bilgilere göre ilimizde Covid-19 salgın tablosu şu şekildedir; 15 Nisan tarihi itibarıyla 52 kişinin koronavirüs test sonucunun pozitif çıktığı bunlardan birinin sağlık emekçisi olduğu bilinmektedir. Tedavilerine devam edildiği, koronavirüs belirtisi gösteren 100 kişinin henüz test süreçlerinin sonuçlanmadığı, salgının başlamasından bu yana ilimizde toplamda 10 kişinin salgın nedeniyle vefat ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca Çaldıran ilçesine bağlı iki mahalle daha karantinaya alındığı yaklaşık 10 pozitif vakanın olduğu ve serbest dolaşım kuralının ihlal edildiği öğrenilmiştir.”
‘Devlet tarafından gerekli önlemlerin alınması gerekiyor’
“Geçen hafta sonu ilan edilen ve devamında Türkiye’nin tüm büyük şehirlerinde halk tabanında infiale neden olan ‘sokağa çıkma yasağı’ amacının tersine hizmet etmiş ve salgının bulaş hızını arttırmış olabileceği birçok bilim otoritesi tarafından dile getirilmiştir” diye belirtilen açıklamada, yasakla birlikte halk sağlığının daha çok tehlikeye atıldığı kaydedildi. Açıklamada, “Bu tip toplumsal tabanlı çalışmalar yapılırken, tedbirler alınırken toplum ve kitle psikolojisinin iyi analiz edilememesi, bu sonucu doğuran temel etkenlerdendir. Salgınla mücadelede devlet yetkilileri tarafından alınan bazı kararların alt yapısı oluşturulmaksızın uygulanmaya çalışılması, gerek ilgili hizmetin faydalanıcısı gerekse ilgili hizmetin sunucusu açısından karmaşaya neden olmaktadır. Yaşanılan bu organizasyon eksikliğinin temel nedenlerinden biri yazılı ve görsel medya araçları tarafından sağlıklı bilgilendirmenin yapılmamasıdır. Bu noktada da gerekli önlemlerin alınması gereklidir” diye ifade edildi.
‘Salgın dolayısıyla ölüm haberleri alma endişemiz büyüktür’
Meclis’te kabul edilen 3.Yargı Paketi’nde yer alan infaz yasasına da değinilen açıklamada, “Adalet Bakanı’nın açıklamaları bizim daha önce yaptığımız çağrılarımızın haklılığını göstermiştir. Özellikle hasta tutuklu ve hükümlülerin salgında dahi serbest bırakılmaması ısrarı onları ölüme terk etmektir. Meclisteki görüşmeler sırasında iktidar partisi milletvekillerinin tutuklu kişiler için ‘ölsün’ ifadesi, çıkarılan yasanın niyetini ve mantığını ortaya koymuştur. Cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerin salgın dolayısı ile ölüm haberlerini alma endişemiz büyüktür. Cezaevlerinde salgın dolayısı ile ayrım yapılmaksızın bütün tutuklu ve hükümlülerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Aksi durumda yaşanacak can kayıplarından iktidar sorumlu olacaktır” sözlerine yer verildi.
Açıklamada sağlık ve eğitim alanında yapılması gerekenler şu şekilde sıralandı:
“*Her hafta dile getirdiğimiz ücretli öğretmenlerin durumunu bir kez daha gündeme taşıyoruz. Ücretli öğretmenlere ücretlerin ödeneceğini söyledikten sonra geleceklerini ipotek altına alan taahhütname imzalatmaları kabul edilemez. Derhal bu hatadan dönülmeli; ücretli öğretmen olarak çalışan eğitim emekçisi arkadaşlarımıza ücretlerinin şartsız ve tam ödenmesini istiyoruz.
*Uzaktan eğitimin öğrenciler arasında yarattığı eğitimde fırsat eşitsizliği devam etmektedir. Mille Eğitim Bakanlığının bu eşitsizliği bir an önce gidermesi ve öğrencilere gereken desteğin verilmesi gerekir.
*PTT iş kolunda çalışan emekçilerin taleplerinin getirilmediği açıktır. Özellikle PTT dağıtım birimlerinde oturma alanı sosyal mesafe kuralına uyulmamaktadır.
*Bugüne kadar memur ve dağıtıcı emekçi arkadaşlarımız için esnek bir çalışma modeli oluşturulmamıştır.
*PTT de çalışan bazı emekçi arkadaşlarımızın testlerinin pozitif çıktığını biliyoruz. Bu konuda yetkililerin kaç emekçi arkadaşımıza test yapıldığını, kaçının testlerinin pozitif çıktığını ve kaç arkadaşımızın hastanelerde tedavi gördüğü bilgisini kamuoyu ile paylaşmalıdır. Yeni vakaların oluşmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz.
*İŞKUR’da kısa çalışma ödeneği yoğunluğu hala devam etmektedir. Korkumuz İŞKUR emekçilerinin siyasi rant için evrak ya da işveren görüşmeleri için sokağa çıkarılarak sermayenin ayağına götürülmesidir.
*SGK hali hazırda her ne kadar vardiyalı çalışmaya geçmiş olsa da: vatandaşın kuruma gelmesini engelleyememiş ve personeline koruyucu sağlık hizmetleri hakkında eğitim vermemiştir.
*Maliye de ki yoğunluk devam etmekte. Vatandaşların ertelenmeyen vergi, harç, ceza gibi ödemeleri için kurumlarda yoğunluk oluşmaktadır.
*Nüfus müdürlüklerinde parmak izi işlemleri için gelen vatandaşlar, emekçiler için risk oluşturmaktadır.”