'Kürt gençleri Kürt özgürlük mücadelesinden uzaklaştırılmak isteniyor'

  • 21:26 14 Nisan 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - Gülistan Doku'nun kaybolmasının 100'üncü gününde Mor Gündem programında konuşan HDP Genç Kadın Meclisi üyesi Büşra Kuyun, "Kürdistan'da kimse kaybolmaz, ancak kaybedilir" dedi.
 
Gençliğin Rengi Platformu, Gülistan Doku'nun 100 gündür bulunamıyor olmasına ilişkin yapılan eylem ve etkinlikler kapsamında sosyal medyada yayınlanan Mor Gündem programında iktidarın kadın politikası ve artan şiddet konusunda tartışma yürüttü. Programda Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genç Kadın Meclisi Büşra Kuyun ve Üniversite öğrencisi Zilan Güleser değerlendirmelerde bulundu.
 
'İktidarın masum olduğunu söylemek mümkün değildir'
 
Gülistan'ın 100 gündür kayıp olduğunu ve bulunamadığını hatırlatarak konuşmasına başlayan Zilan, bulunamıyor olmasındaki asıl nedenin şüphelilerin ve delillerin ortadan kaldırılıyor olması olduğunu belirtti. Zilan, iktidarın her aygıtını ustaca kullandığı bir şehirde, şüphelilerin de olduğu bir olayda Gülistan'ın bulunamıyor olmasının bilinçli bir politika olduğunu söyledi. Cevaplanması gerekilen çok soru olduğunu ifade eden Zilan, "Bu olayın üstü örtülmeye ve unutturulmaya çalışılıyor. Bu öldürülen her kadının unutturulmaya çalışıldığının da bir kanıtıdır. Pandemi sürecinde en riskli alanlardan biri olan cezaevlerinde kaçma ihtimali üzerinden bir çok tutsak serbest bırakılmazken, Gülistan olayında baş şüpheli yurtdışına kaçabiliyorsa bunda iktidarın masum olduğunu söylemek asla mümkün değildir" sözlerine yer verdi.
 
'Kadınların hayatını koruma altına alacak hiç bir düzenleme yapılmıyor'
 
Büşra Kuyun da Gülistan'ın bulunmamasının iktidarın bir politikası olduğunun altını çizerek, "Dağında taşında bir kuş uçsa devletin haberi olduğu şehirde üniversitesi öğrencisi genç bir kadın 100 gündür bulunamıyor. Gülistan şu an yaşıyor mu yaşamıyor mu, bir yerlerde zorla mı tutuluyor bilmiyoruz. Gülistan intihar etmişse dahi bu bir cinayettir ve failleri ortadadır" diye belirtti. Büşra, AKP döneminin kadınların karanlık cağı olarak adlandırılabileceğini söyleyerek, "Türkiye'de kadına yönelik şiddet, kadın katliamları, tecavüz ve istismar olayları AKP döneminde yaşandığı kadar hiçbir dönemde yaşanmamıştır. Her gün en az 1 kadının katledildiği haberlerini okuyoruz. Kadınları bu erkek-devlet şiddetinden kim koruyacak? Türkiye dışında hiç bir ülkede kadınların hayatı ile ilgili konuların bu kadar tartışıldığına rastlanılmadı. Cezasızlık sistemi ve salıvermeler de kadın katliamlarının önünü açıyor. İktidar kadınların hayatını koruma altına alacak hiç bir yasa düzenlemesi yapmamakta ısrarcı davranıyor" ifadelerini kullandı.
 
'Bir bütünen soykırım yaratmak istiyorlar'
 
Ülkede şiddet görmeyen hiçbir kadın olmadığını ifade eden Büşra, "Salt fiziki şiddetten söz etmiyoruz. Şiddetin bir çok boyutu var ve kadınları bunu her gün yaşıyorlar, her kadın yaşıyor. AKP topluma karşı bir siyaset yürütüyor. AKP kadın ve toplum karşıtıdır. AKP toplumu oluşturan, toplumu toplum yapan komünal değerlerin düşmanıdır. Toplumu parçalayabildiği oranda iktidarlığını yaşatabilecek. Toplumu ahlaksızlaştırmak istiyorlar. Öte yandan özel savaş politikasının en büyük hedefi Kürdistan'dır. Kürdistan'da akıbeti bilinmeyen yüzlerce kadın, çocuk, genç var ve şunu belirtmek gerekiyor: Kürdistan'da kimse kaybolmaz, ancak kaybedilir. AKP iktidarı Kürdistan'da fuhuş, uyuşturucu, asimilasyon politikalarını en derin şekilde devreye sokmuştur. Kürdistan özelinde bu politikalar ile bir bütünen soykırım yaratmak istiyor. Kürt gençlerini Kürt özgürlük mücadelesinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.