
Kadın avukatlar: Koruma tedbirleri düşünülmeden failler serbest bırakılıyor
- 10:44 14 Nisan 2020
- Hukuk
Şehriban Aslan-Zeynep Durgut
DİYARBAKIR- Dün gece hızla meclisten geçirilen İnfaz düzenlemesine tepki gösteren kadın avukatlar, “Kadınları ve çocukları korumak için hiçbir ekstra tedbir düşünmeden şiddet faillerinin serbest bırakılması, kadınların yaşam hakları için ciddi bir tehdit oluşturacaktır” dedi.
Koronavirüs salgını dünyayı tehdit altına alırken Türkiye’de de görüldüğü andan itibaren binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Salgından dolayı birçok ülkede cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlüler serbest bırakılırken Türkiye’de siyasi tutsaklar dışında neredeyse tüm tutukluların serbest bırakılacağı gündemde. İnfaz kanununda düzenlemeleri içeren ve 90 bin kişiyi etkileyecek 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Serbest bırakılacaklar arasında kadınları katledenler, kadın ve çocuklara dönük suç işleyenler bulunurken bu karar kadın örgütleri tarafından büyük tepki ile karşılandı. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Aslı Pasinli ve Avukat Müzeyyen Nergiz de, infaz düzenlemesi ile son dakika verilen bir önerge ile kapsam içerisine alınan “cinsel suçlar” maddesinin kadınlar ve çocuklar açısından nelere yol açacağını
değerlendirdi.
‘Katledilen kadınların failleri 3 yıl erken tahliye olacak’
İnfaz düzenlemesine itiraz ettiklerini kaydeden Aslı, “Tehdit, hakaret, şantaj, kasten yaralama ve birçok suç kadına yöneldiğinde kadına yönelik şiddet suçu niteliğinde oluyor. Asıl kriz olan diğer başlık ise koşullu salıvermeye ilişkin düzenleme. Yani açık cezaevine geçme şartlarına haiz olan herkes Mayıs sonuna kadar izinli sayılacak. Bu izinler altı aya kadar uzatılabilecek. Kasten öldürme, cinsel saldırı, çocuk istismarı suçlarından yatan hükümlüler tahliye edilecek. Mesela kasten öldürülen kadınların failleri üç yıl erken tahliye olacak” dedi.
‘Kadınların güveni yerle yeksan olacak’
Tüm bunların adalete olan inancı yerle yeksan eden bir tabloyu açığa çıkardığına dikkat çeken Aslı, söz konusu suçlara maruz kalan kadınların düzenlemeden oldukça rahatsız olduğunu dile getirdi. Aslı infaz düzenlemesinin erkekleri cesaretlendiren bir etki yaratacağına vurgu yaparak, “Kadına yöneltilmiş bu suçların etki gücünü düşürecek. Ayrıca karantina sürecinde olduğumuz şu dönemlerde kadınlar saldırıya daha açık ve olağan dönemlerden daha savunmasızken söz konusu tahliyeler geri dönüşümü olmayan zararlar ortaya koyabilecek güçtedir” diye belirtti.
‘Biz kadınlar için en tehlikeli mekânlar kendi evlerimizin içi oluyor’
Avukat Müzeyyen Nergis’te infaz düzenlemesinin insan haklarına dair metinlerin, devletlere çeşitli yükümlülükler yüklediğini söyledi. Müzeyyen, “Bu yükümlülüklerden en önemlisi yaşamın her alanında, her türlü kamusal hizmette toplumsal cinsiyet temelli analiz yapmak ve bu analizlerden elde edilen çıktılara göre kadınlar için pozitif ayrımcılık yapmak da dahil gerekli her türlü tedbiri almaktır. Ev içi şiddettin daha az görünür olduğu dönemlerde asıl ‘evin dışının’ kadınlar için tehlikeli olduğu savı hakimdi. Bu sava göre kadın evinin içinde güvendeydi, oysaki kadınların aslında en güvende olması gereken yerde yani evlerinde, en güvenmesi gereken kişiden yani partnerinden ciddi şiddette maruz kaldığı artık kabul edilen bir gerçektir. Yani biz kadınlar için en tehlikeli mekânlar kendi evlerimizin içi oluyor. İstatistikler maalesef bu durumu her gün daha fazla destekliyor” ifadelerini kullandı.
Evlerin tehlikeli mekânlar olduğu gerçekliğinin dünyanın ciddi bir pandemi krizi ile karşı karşıya olduğu bugünlerde kadınlar için hayati öneme sahip olduğunu kaydeden Müzeyyen, “Pandemi, toplumdaki tüm kesimler için ciddi sorunlar yaratan bir kriz durumu ancak bunu toplumsal cinsiyet analizinden geçirdiğimiz zaman bu durumun kadınlar için daha da hayati bir düzeyde olduğu ortaya çıkmaktadır. Günümüz pandemi sloganı ile değerlendirirsek kadınlar için ‘evin içinde hayattan çok şiddet var’ olduğunu görüyoruz” dedi.
‘Tedbir yok ama failler serbest bırakılacak’
Müzeyyen, ülkede birçok durumda olduğu gibi pandemi krizinin için de devletin bir toplumsal cinsiyet perspektifi olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi. Ev içi şiddetin istatistiklerinin yüksek olduğu bir toplumda kadınların yaşam alanının daha da daraldığına değinen Müzeyyen, alınan hiçbir ekstra önlemin olmadığını ve şiddet faillerinin serbest bırakılmasının konuşulmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Müzeyyen, “Bu ortamda, kadınlar için özel ve ekstra önlemler düşünülmeliyken, 6284 sayılı yasadan kaynaklı tedbirlerin yumuşatılması, sığınma evlerine yeni kabullerin yapılmaması, bazılarının kapatılması, yani alınması gerekenin tam tersi tedbirler konuşuluyor. Tabi bu dönemde, kadına yönelik şiddet faillerinin serbest bırakılması kadınlar için tehdidin en büyüğünü oluşturuyor. Faillerin serbest bırakılması pandemi krizi sebebiyle kadınlar için pozitif ayrımcılık tedbirleri alınması gereken dönemde, kadınları adeta devlet eliyle cezalandırmaktır” diye belirtti.
‘Kadınlar için psikolojik şiddet sonucunu doğuracaktır’
Müzeyyen bu süreçte kadınların yaşam alanlarının daha da daraldığını belirterek şunları kaydetti: “Kadınları korumak için hiçbir ekstra tedbir düşünmeden şiddet faillerinin serbest bırakılması kadınların yaşam hakları için ciddi bir tehdit oluşturacaktır. Bu tehdidin gerçekleşme ihtimalinin dahi kadınlarda yaratacağı baskı ve panik kadınların ruhsal sağlıklarına ciddi zarar verecek ve kadınlar için psikolojik şiddet sonucunu doğuracaktır. Kuşkusuz devletin hangi suçtan olduğuna bakılmaksızın tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkı ve sağlığını koruma yükümlülüğü vardır. Ancak bu yapılırken başkalarının hakları gözetilerek ve devletin AİHS’in 3’üncü maddesi kapsamında en önemli yükümlülüğü olan ‘kadınları şiddetten korumak’ yükümlülüğü gözetilerek yapılmalıdır. Kadınlar için hiçbir tedbir almadan şiddet faillerini serbest bırakmak daha fazla şiddete davetiye çıkarmak ve dolaysıyla AİHS’in 3’üncü madde kapsamında devlettin pozitif yükümlülüklerini ihlal sonucunu doğuracaktır.”
‘Serbest bırakılma dışında tedbirler düşünülmelidir’
Müzeyyen son olarak, “Devletin acilen yapması gereken öncelikli iş, pandemi krizi için ciddi bir toplumsal cinsiyet analizi yapmak. Kadınlar için gerekli özel önlemler almak ve bunun için ek bütçeler ayırmaktır. Şiddet faillerinin pandemi krizinde sağlık ve yaşam haklarının temini için ise cezaevinden serbest bırakılma dışında tedbirler düşünülmelidir” diye konuştu.