
Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi: Kadınların ölmesine izin vermeyeceğiz
- 12:27 11 Nisan 2020
- Güncel
HABER MERKEZİ – Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, koronavirüs karşı önlemler kapsamında alınan iki günlük sokağa çıkma yasağı ile kadınların yaşam hakkının yok sayıldığını vurguladı. İnisiyatif ayrıca, “Kadınların koronadan korunurken erkek şiddetinden ölmesine izin vermeyeceğiz. ‘Gülistan’a, Esma’ya, Yeldana’ya, Nadira’ya ne oldu?’ demeye devam edeceğiz” dedi.
Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle “evde kal” çağrıları ardından İçişleri Bakanlığı’nın dün akşam saatlerinde duyurduğu iki günlük sokağa çıkma yasağı ile kadınların maruz bırakıldıkları hak ihlallerine ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. Kadınların bu süreçte hem ekonomik hem de erkek şiddetiyle karşı karşıya olunduğunun vurgulandığı açıklamada, “Karantina günleri başladığından beri her gün en az üç kadın cinayeti haberi okuyoruz, bunlar sadece basına yansıyan küçük bir kısmı, gerçeğin bundan kat be kat fazla olduğunu biliyoruz” denildi.
‘Kadınların yaşam hakkı yok sayıldı’
İstanbul Sözleşmesi’ne ve 6284 sayılı yasaya işaret edilen açıklamada, böylesi bir durumda ilan edilen iki günlük sokağa çıkma yasağı ile kadınların yaşama hakkının yok sayıldığı kaydedildi. Açıklamada, “Bu yasakları ‘koruma’ amaçlı ilan edenlere soruyoruz; erkeklik koronadan daha öldürücü kadınlar için, bunun için ne yapıyorsunuz?” diye soruldu.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Erkek egemen devlet, kadınları sadece şiddet cenderesine itmekle kalmıyor. Bu krizi erkekler yararına fırsata çevirerek çıkarılmak istenen infaz yasasında torba biçimde çocuk evliliğini de geçirmek istedi, lâkin kadınların tepkisi üzerine bu öneriyi geri çekmek zorunda kaldı. Fakat bugün binlerce kadın katilini, tacizci, tecavüzcüyü serbest bırakmak isteyen iktidar, bu erkekler serbest kalacağında kadınların nasıl korunması gerektiğine dair önlemler almıyor, kadınlara bunun güvencesini vermiyor?
‘Devlet cins kırımını görmezden geliyor’
Devlet, kadınların yaşadığı bu cins kırımını görmezden gelirken kadın cinayetlerini failsiz bırakmayı, kaybolan kadınların akıbetlerinin belirsizliğini devam ettiriyor. Bugün Seda Kurt’un katili hâlâ bulunamadı, Yeldana’ya, Nadira’ya ne olduğunun cevabı verilmiyor, Gülistan Doku kaybolalı 100 gün oldu. 100 gündür kadınlar, ‘Gülistan Doku’ya ne oldu’ diye soruyor. Devlet Gülistan’a ne olduğunu açıklamazken, Dersim’de Esma Kılıçarslan’ın cansız bedenine ulaşıldı. Şimdi de ‘Esma’ya ne oldu, fail ya da failleri kimler? Esma’nın ailesine emniyetin ‘olayı dillendirmeyin’ dediği iddiaları doğru mu’ diye soruyoruz. Dünyanın en güçlü istihbaratlarından birini bulunduran devlet, neden kadınların akıbetini bulamıyor? Dersim’de genç kadınlara neler oluyor? Tüm bu soruların cevabını kadınlar olarak istiyoruz.”
‘Kadınların ölmesine izin vermeyeceğiz’
“Dört yılı aşın bir süredir her ayın 11’inde ‘yaşamak istiyoruz’ şiarıyla yaptığımız eylemi bu ay sokağa çıkma yasağından ötürü yazılı yapmak zorunda kaldık” denilen açıklamada son olarak, “Ama ‘yaşamak istiyoruz’ şiarımızı yükseltmeye devam edeceğiz. Kadınların koronadan korunurken erkek şiddetinden ölmesine izin vermeyeceğiz. ‘Gülistan’a, Esma’ya, Yeldana’ya, Nadira’ya ne oldu?’ demeye devam edeceğiz” diye belirtildi.