
Kadın Yazarlar: Siyasi tutsaklar ölümle yüz yüze bırakılıyor
- 09:02 8 Nisan 2020
- Güncel
Beritan Canözer
DİYARBAKIR - Covid-19 salgını nedeniyle cezaevinde bulunan tutsakların tehlike altında olduğunu ve herkese eşit adalet sağlanması gerektiğini vurgulayan yazarlar, "Siyasi tutsaklar ölüm ile yüz yüze bırakılıyor. Cezaevinde tek bir tutsağın bile hayati tehlikesi olduğu sürece bu mücadele bitmemeli. Tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalıdır" dedi.
Türkiye'de koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle kapasite fazlalığı, sağlığa erişim imkanlarının olanaksızlığı ve hijyen malzemelerine erişimin en sıkıntılı olduğu cezaevleri için çağrılar yapılmaya devam ediyor. Tutsakların hayatının riskte olduğunu söyleyen yazarlar, siyasi tutsakların da bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirtti.
'Serbest bırakılmaları insani bir gerekliliktir'
Son 100 yıldır insanlığın hiç yaşamadığı bir salgın ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Yazar Yıldız Çakar, tarihtekilerin aksine bu kez salgının çok hızlı yayıldığını ifade etti. Yıldız, 1 ayda bütün dünyaya yayılan bu salgının, 1 ay sonra bütün cezaevlerine yayılmasının olası olduğunun altını çizdi. Yıldız, "Şimdiden dünyayı felç eden ve yarın başka ne getireceği belli olmayan bu salgın döneminde bütün tutuklu ve hükümlülerin ayrımsız olarak cezaevinden çıkarılıp ailelerin yanına gönderilmesi insani bir gerekliliktir. Dışarıdaki insanların hijyen imkanlarına sahip olmayan tutuklu-hükümlüler, sanılanın aksine cezaevine yeni konulan kişiler ve hapishane çalışanları aracılığıyla virüse karşı açık ve korumasız durumda" sözlerine yer verdi.
'Büyük felaketler kapımızda'
Yıldız, şöyle devam etti: "Virüsün hapishanelere taşınması an meselesi. Kişilere karşı suç işleyenleri af taslağına alan devlet, kendisine karşı suç işlediği isnadıyla hapse atılan öğrenci, akademisyen, gazeteci, sivil toplumcu ve siyasetçileri terör suçluları olarak içerde tutmak ve bu korkunç salgında korumasız bırakma hesabı yapmaktadır. Kararları tartışmalı DGM ve özel yetkili mahkemelerde alınan kararlarla hapse atılan siyasi tutukluların, TC Anayasası ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan 'kanun önünde eşitlik' ve 'Ayrımcılık yasağı'na uygun olarak diğer mahpuslarla aynı düzenlemeden faydalandırılması gerekir. Aksi takdirde büyük felaketler kapımızda ve bu felaketlerin sayısı tahmin edebileceğimizden daha büyük ve korkunç olabilir."
'Tutsaklar büyük tehlikedeler'
Yazar Fatma Savcı, yüzlerce siyasi tutsağın fikrinden, düşüncesinden ötürü cezaevinde olduğunu hatırlattı. Fatma, "Onlar, Kürt halkı kendi rengi, sesi, kimliği, dili ve kültürüyle özgürleşsin, yaşasın diye çabaladılar. Onlar herkesin eşit insan haklarına sahip olması için mücadele ettiler. Yazar, gazeteci, sanatçı, aydın ve siyasetçilerimiz şimdi bizlerle olmaları gerekirken suçsuz yere cezaevlerinde tutuluyor. Onlar değerli fikir, düşünce ve duyarlılığa sahip. Şimdi bu insanlığın başına gelen trajedi ile büyük bir tehlike içindeler. Zaten cezaevlerinde tutulmaları işgalcilerin bize yaptığı zulümlerdendir. Koronavirüs tehdidi ile şimdi onlar büyük bir tehlikede ve karanlık bir ölüm ile karşı karşıya kaldılar" şeklinde konuştu.
'Tutsaklar ölümle yüz yüze bırakılıyor'
Tutsakların koronavirüs salgınına karşı savunmasız durumda olduğuna dikkat çeken Fatma, "Geç olmadan bunlara karşı sesimizi yükseltip, duyurmalıyız. Şimdi bütün dünyada cezaevlerindeki tutuklular serbest bırakılıyor. Bütün insan hakları kurumları ve uluslararası organizasyonlar devletlere tutukluların yaşam güvenliği için çağrıda bulunuyorlar. Türk devleti ise bunun aksine tutuklularımızı bu korona tehdidine karşı ölümle yüz yüze bırakıyor. Buna izin vermemeliyiz. Sesimizi duyurmalı ve seslerini duyurmalıyız. Cezaevinde tek bir tutsağın bile hayati tehlikesi olduğu sürece bu mücadele bitmemeli. Tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalıdır" dedi.
'Virüs ayrım yapmıyor, yetkililer de ayrım yapmadan tahliye etmeli'
Tutsakların bırakılmasının insanlık gereği bir sorumluluk olduğuna işaret eden Yazar Roza Metina da, "Korona virüs bütün dünyayı ilgilendiren ve bütün herkesin kendi ülkesinde eşit haklar çerçevesinde önlem alması gereken bir mevzu haline gelmiş. Önlem alınması gereken en önemli yerlerden bir tanesi de cezaevleridir" ifadelerine yer verdi. Cezaevlerinde bulunan tutsakların virüsten korunabilmesinin mümkün olmadığını belirten Roza, "Korona vîrusü ayrım yapmadan herkese bulaşıyor. Bu yüzden yetkililerin de ayırım yapmadan cezavelerini boşaltmaları lazım. Burada dikkat çekilmesi gereken detaylardan bir tanesi de çocukların da cezaevlerinde bulunmalarıdır. Uluslararası çocuk hakları sözleşmesi göz önünde bulundurulmalı ve çocukların da hasasiyetlerini anlayabilecek tavırların sergilenmelidir. Ayrıca tutsak yakınlarının dile getirmiş olduğu cezaevlerindeki hak ihlallerinin de son bulması yönünde ciddi adımların atılması lazım. 3'üncü Yargı Paketi'nin siyasi tutsakları kapsam dışı bırakması eşitlik ve demokrasi ilkesine karşı bir darbedir. Tutsaklar için geç olmadan bu darbenin son bulması lazım" diye konuştu.