Toplumsal Hukukçu kadınlardan ‘infaz düzenlemesi’ raporu

  • 14:59 7 Nisan 2020
  • Güncel
ANKARA - Toplumsal Hukukçu kadınlar, bugün Genel Kurul’da görüşülecek olan infaz düzenlemesine ilişkin hazırladıkları raporu paylaştı.  Raporda, cezaevlerinin koşulları ve kadına yönelik şiddet, cinsel istismar faillerine yönelik indirimlere dikkat çekildi.
 
Toplumsal Hukukçu kadınlar, Meclis gündeminde olan ve bugün yasalaşması beklenen ve infaz yasası dahil bir çok kanunda değişiklik öngören tasarının son hali üzerinden bir rapor çalışması yaptı. Raporda yasa tasarındaki kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarına ilişkin getirilen infaz düzenlemeleri karşılaştırılmalı olarak incelendi.
 
Raporda, hasta tutsakların durumu, DGM’lerde yargılana Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve AYM kararı doğrultusunda haklarında yeniden yargılama kararı verilmesi gerekirken, ayrımcılığa uğrayarak talepleri reddedilen hükümlülerin durumu, cezaevlerinin fiziki koşulları gibi pek çok sorun siyasi iktidarın insan yaşamını ve uluslararası hukuki standartları yok sayan yaklaşımı nedeniyle halan çözümlenemediğini ve bu doğrultuda derhal adımlarına atılması gerektiğine dikkat çekildi.
 
‘Acil atılması gereken adımlar halan atılmadı’
 
AKP ve MHP Grup Başkan Vekilleri ve bir grup milletvekili tarafından 31 Mart 2020 günü TBMM Başkanlığı’na verilen “Ceza ve Güvenlik tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifi 04 Nisan 2020 tarihinde sabaha karşı kimi değişikliklerle birlikte TBMM Adalet Komisyonundan geçtiği belirtilen raporda, “Yasa kamuoyunda “af yasası” “korona yasası” gibi tartışılmaktaysa da, teklif infaza ilişkin düzenlemeler içermekte olup, salgın nedeniyle hapishanelere dair atılması gereken pek çok acil adımın hala atılmadığını görüyoruz. Atılmayan adımlardan en önemlilerini; tutukluların durumuna ilişin bir düzenleme yapılmaması, savcılıkların ve mahkemelerin salgın olmasına rağmen, CMK hükümleri uyarınca tutuklu olan bireylerin, tutukluluğuna ilişkin değerlendirme yapmaması oluşturuyor” denildi.
 
‘Tutukluların gözden geçirilmesi ve serbest bırakılmaları gerekmektedir’
 
Bütün tutsakların yaşam hakkını korunmasının devletin sorumluluğu olduğunu hatırlatılan raporda, “Sirkülasyonun yoğun olduğu, aşırı kalabalık ve hijyenik koşullardan yoksun cezaevlerinde salgının yayılmaması için gerekli acil tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini hatırlatırız. Tutukluluğun bir tedbir olmaktan çıktığı ve özellikle iktidar muhaliflerinin cezalandırılma aracına dönüştüğü ülkemizde fikirlerinden dolayı tutuklanarak hapishanelerde özgürlüklerinden yoksun bırakılanların, salgın sürecinde risk altında oldukları da değerlendirilerek, CMK hükümleri uyarınca tutukluluklarının gözden geçirilmesi ve serbest bırakılmaları gerekmektedir” diye belirtildi.
 
‘Eşitsiz düzenlemeler yapılmaktadır’
 
İktidarın her zamanki yasa yapma mantığı ile; demokratik bir tartışma ortamı yaratmadan, sürecin taraflarının kendisini ifade etmesine olanak sağlamadan, bütünsellikten uzak parça başı bir düzenleme yapıldığı da ifade edildiği raporda, “Salgınla birlikte gündeme gelen teklifte salgından bağımsız olarak infaz rejimine dair kalıcı, eşitsiz düzenlemeler yapılmaktadır. Yasa teklifi “kadına yönelik şiddet faillerine ve çocuk istismarcılarına” örtülü af getirilip getirilmeyeceği, düşünce suçlularının özgür bırakılmasına yönelik düzenlemelerin pakette yer alıp almayacağına dair tartışmalar devam ederken 31 Mart 2020 tarihinde TBMM’ye sunulmuştur” diye aktarıldı.
 
‘Ağır bir infaz rejimine tabi tutuluyor’
 
Kadın hareketinin tepkileri üzerine “kadına yönelik şiddet suçları ve çocuk istismarının” paket dışında bırakıldığı belirtilmesine rağmen Ceza Kanununda “kadına yönelik şiddet suçları” şeklinde bir suç tipi olmadığından kadına yönelik şiddet suçlarının pakette yer almadığını söylemelerinin mümkün olunmadığı anımsatılarak şunlar belirtildi: “Yine yasa teklifinde “terör suçları” olarak cezalandırılan düşünce suçlarının infazında eşitlik ilkesi ihlal edilerek bir değişikliğe gidilmemektedir. Yargı pratiğinde iktidara muhalif her kesim “terörist” olarak yargılanmakta; gazeteciler, siyasetçiler, yerel yöneticiler, öğrenciler ağır cezalarla cezalandırılmakta, ağır bir infaz rejimine tabi tutulmaktadır. İnfaz paketi ile devlet “düşman hukukunu” sürdürmektedir. Pakette ayrıca İnfaz kanunundaki disiplin cezaları maddelerinde değişikliğe gidilmekte, haberleşme, ziyaret yasağı yanında hücre cezası biçiminde ağır cezaların “Cezaevi Disiplin Kurulu” tarafından verilmesi düzenlenmektedir.
 
‘Derhal adım atılması gerekmektedir’
 
Hasta tutsakların durumu, DGM’lerde yargılanıp AİHM ve AYM kararları doğrultusunda haklarında yeniden yargılama kararı verilmesi gerekirken ayrımcılığa uğrayarak talepleri reddedilen hükümlülerin durumu, cezaevlerinin fiziki koşulları gibi pek çok sorun siyasi iktidarın insan yaşamını ve uluslararası hukuki standartları yok sayan yaklaşımı nedeniyle hala çözülememektedir. Bu doğrultuda derhal adım atılması gerekmektedir.”
 
Raporun tamamı linkte
 
Hukukçu kadınlar, infaz paketinde maddelerin karşılaştırılmasını raporda detaylı olarak belirtti.  Raporu,  http://www.toplumsalhukuk.net/ linkten inceleyebileceklerini de söyledi.