
Tutsak aileleri: Çocuklarımıza bakamayacaksanız tahliye edin biz bakalım
- 09:07 7 Nisan 2020
- Güncel
Şehriban Aslan-Zeynep Durgut
DİYARBAKIR - Salgına karşı Türkiye’de yeteri kadar önlemler alınmazken bu durumdan en fazla etkilenenlerin cezaevleri olacağına dikkat çeken tutsak yakınları, tahliye çağrısı yaparken, “Yetkililer artık duysun sesimizi. İnsanım diyen herkes elini vicdanına koysun ve mücadele versin” dedi.
Dünyaya hızla yayılan koronavirüs (Covid-19) salgını on binlerce kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Türkiye’de de ilk vakanın görüldüğü 10 Mart tarihinden sonra alınan yetersiz önlemler, salgının hızla yayılmasına neden oldu. Türkiye’de son verilere göre 649 kişi yaşamını yitirdi. Salgın tehlikesiyle karşı karşıya olan yerlerin başında cezaevleri geliyor. Cezaevleri için yapılan tahliye çağrılarının ardından bu hafta Meclis’e gelen Üçüncü Yargı Paketi’nde siyasi tutsakların kapsam dışı bırakılması tepkilere neden oldu. Risk grubunda olan tutsakların ayrım gözetmeksizin serbest bırakılması gerektiğine dikkat çeken tutsak yakınları, iktidarın böylesi süreçlerde halkı gözeten ve ayrım yapmaksızın tedbir alması gerektiğinin altını çizdi.
‘Fiyatı 5 TL olan yiyecek 20 TL olmuş’
Afife Kartal, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan oğlu Muhammed Kartal ile yaptığı görüşmede, oğlunun, cezaevinde durumunun eskisinden daha kötü olduğunu aktardığını kaydetti. Afife, “Sıcak su yok. Bugüne kadar soğuk su veriliyordu artık o da verilmiyor. Eskiden elektrik parasını 50 TL ödediklerini fakat şimdi 100 TL ödediklerini söyledi. Kantinde 5 TL’den satılan yiyecekler 15 veya 20 TL’ye çıkarılmış. Verilen yemeklerde böcek olduğunu söyledi. Madem çocuklarımıza bakamayacaksınız, o zaman bırakın biz bakalım. En azından yemeklerine böcekler koymaz, sıcak sularını eksik etmez, elektrik parası almayız. Artık bir an önce adım atılsın. Bizim canımız çocuklarımızdan değerli değildir. Hastalık var demeden sokağa çıkarız. Ne cezaları varsa evde çeksinler. Hasta tutsaklar var. Cezaevlerinden tabutlar çıkmasın. Artık sesimiz duyulsun” dedi.
‘Aramalar eldivensiz ve maskesiz yapılıyor’
Cengiz Kazıcı’nın annesi Şefika Kazıcı, cezaevlerindeki siyasi tutsaklara af getirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, bir kişiye bulaşacak salgının tüm cezaevini etkileyeceğini vurguladı. Şefika, “yetkililerin kör, sağır, dilsizi oynamaması” konusunda çağrıda bulundu.
Yusuf Boz’un annesi Meymenet Boz, salgından kaynaklı tedirgin olduklarını ifade etti. Meymenet şunları belirtti: “En son aradığında, gardiyanların aramaya gittiğinde eldivensiz ve maskesiz arama yaptıklarını söyledi. Hijyen konusunda da cezaevinin çok kötü olduğunu temizlik malzemelerinin hiçbir şekilde bulunmadığını ve sıcak suyun olmadığını söyledi. Dışarıda olanlara uzmanlar her gün, ‘Dışarı çıkmayın, vitamin alın, iyi beslenin, bünyenizi kuvvetli tutun. Temizliğe kesinlikle dikkat edin’ diyor. Peki, şu an cezaevinde hiçbir imkânı olmayan çocuklarımız ne yapacak. Çocukları ile cezaevinde olan anneler, yaşlı ve hasta tutsaklar ne yapacak? İki haftadır görüşe gidemiyoruz. Çocuklarımız bizim üzülmememiz için bir şey demiyor ama durumlarının çok kötü olduğunu çok iyi biliyoruz.”
‘Bazılarımız yerde yatıyor’
Mehmet Şirin Kaya’nın annesi Mevlüde Kaya da, oğlunun aktarımlarına göre cezaevinde temizlik malzemesi olmadığını ifade etti. Tutsakların hem kişisel temizliklerini hem de kaldıkları koğuşun temizliğini yapamadıklarını ve koğuşlarının rutubetli olduğunu söyleyen Mevlüde, “Bir koğuşta 12 kişi olduklarını ve çoğunun yerde yattığını söyledi. Oğlum, ‘Her şeyi pahalı veriyorlar. O da yetmiyor kantinden bir şey almamıza da izin verilmiyor’ dedi. Biz anneler de artık yeter diyoruz, annelerin ailelerin sesini duyun diyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘İnsanım diyen herkes mücadele versin’
Bandırma Cezaevi’nde tutsak olan Fetullah Yiğit’in annesi Nafiye Yiğit, oğlunun astımı olduğuna ve koronavirüsün en çok astım hastalarını etkilediğine dikkat çekti. Oğlunun kan kustuğunu dile getiren Nafiye, “Evde nasıl yaşadığımızı bilmiyoruz. Her gün dikkat edelim, temiz olalım, sağlığımıza dikkat edelim diye 24 saat televizyonlarda konuşuyorlar. Çocuklarımıza neden bu imkan sunulmuyor? Neden çocuklarımıza dikkat edilmiyor? Siz bakamayacaksanız tahliye edin biz bakalım çocuklarımıza. Biz çocuklarımızın olmadığı bir yaşamı ne yapacağız? Tecavüzcüye, tacizciye, hırsıza af var ama çocuklarımıza yok. Yetkililer artık duysun sesimizi. İnsanım diyen herkes elini vicdanına koysun ve mücadele versin. Böyle giderse sokaklarda mücadele vereceğiz” şeklinde konuştu.
‘Temizlik adına hiçbir şey yok’
Tutsak Mehmet Curan’ın ablası Halime Akbey ise kardeşinin aktarımlarına göre beş kişilik koğuşta 10 kişi kaldıklarını ifade etti. Halime ayrıca, cezaevinde temizlik adına hiçbir şey olmadığına ve hasta tutsakların olduğuna vurgu yaparak, siyasi tutsakların bir an önce tahliye edilmesini istedi.