
Şırnak Cezaevi’nden mesaj: Geç olmadan sesinizi yükseltin
- 09:05 7 Nisan 2020
- Güncel
Rojda Aydın
ŞIRNAK - Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yusuf Şahin, herkese cezaevlerini sahiplenme çağrısında bulunarak, “Burada bizlere herhangi bir şekilde hijyen malzemeleri verilmiyor. Kendi imkanlarımız dahilinde kantinden temizlik ürünlerini alıyoruz. Virüsten kaynaklı buradan kaç cenaze çıkar bilemiyoruz. Herkesin sesini yükseltmesi gerekiyor” dedi.
Çin’de başlayıp ve kısa bir süre içerisinde tüm dünyaya yayılan koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle Türkiye’de her geçen gün yaşamını yitiren ve vaka sayısı artıyor. Türkiye’de son verilere göre koronavirüs nedeniyle 649 kişinin yaşamını yitirdi, vaka sayısı ise 30 bini aştı. Bu süreçte en riskli alanların başında ise kalabalık oluşu, beslenme ve hijyen koşullarının yetersizliği ile cezaevleri geliyor. AKP ve MHP'nin ortak hazırlayıp Meclis'e sunduğu infaz kanununda değişiklik öngören 70 maddelik “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Meclis Adalet Komisyonu'nda kabul edildi. Düzenleme ile birlikte 90 bin kişinin tahliye olması beklenirken, düzenlemede siyasi tutsaklar kapsam dışı bırakıldı.
Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 5 yıldır tutuklu bulunan ve 120 yıl hapis cezası verilen Yusuf Şahin, telefon aracılığıyla, cezaevi koşullarını anlattı.
‘Kendi kaderimize terk edilmiş durumdayız’
Tedbir olarak sadece cezaevi girişlerinin kapatıldığını belirten Yusuf, “Tedbir adı altında kendi kaderimize terk edilmiş durumdayız. Şu an bulunduğum koğuşta kronik hastalığı olanlar var. Ama doktor yok, çok kısıtlı. Çok kötü durumda olan arkadaşlar da var. Onların sadece tansiyonu ölçülüyor ve ateşine bakılıyor. Bunun dışında da başka bir şey yapmıyorlar. Burada tedbir amaçlı sadece cezaevi girişleri kapatılmış. Ama içerde her hangi bir önlem alınmıyor. Böylesi kritik bir süreçte çoğu zaman provokasyon yaklaşımlarına maruz kalıyoruz. İnsani yaklaşımları yok burada” dedi.
Kendilerine herhangi bir hijyen malzemesi verilmediğini, kendi imkanlarıyla kantinden ulaşmaya çalıştıklarını aktaran Yusuf, “Maske ve dezenfektanlar verilmiyor. Aldığımız temizlik malzemelerini dahi zamanında vermiyorlar. Sürekli her şeyde bir erteleme var. Sürekli uğraştırıcı bir politikaları var” ifadelerini kullandı.
‘Dünyayla bağımız kopmuş durumda’
Dünya ile bağlarının koptuğunu söyleyen Yusuf, “Haber kanalı bile izleyemiyoruz. Sadece yandaş medyanın birkaç TV kanalı var. Şu an dünyada neler yaşanıyor, ne oluyor dahi haberimiz yok. Bu virüsten kaynaklı buradan kaç cenaze çıkar bilemiyoruz. Geç olmadan sesinizi yükseltin. Bulunduğumuz koğuş 10 kişilik ama biz 14 kişi kalıyoruz. 35 metrekare dahi yokken biz 14 kişi kalıyoruz. Sadece havalandırmaya çıkarılıyoruz ama alan çok dar. İmkanlar çok kısıtlı” diye konuştu.
‘Yeterli ses yok’
Cezaevlerindeki duruma karşın yeterince ses çıkarılmadığını ifade eden Yusuf, şunları söyledi: “Bizler de kendi imkanlarımız ve medya aracılığı ile sesimizi duyurmaya çalışmak istiyoruz. Bizim isteğimiz tüm kurum ve kuruluşların buna karşı sesini daha da çok yükseltmesi. Bizler hem tedbirlerin alınmasını hem de gereken ihtiyaçların karşılanmasını istiyoruz. Zaten iktidardan bir beklentimiz yok. Topluma yaklaşımları bellidir. Tek isteğimiz şudur ki; böylesi bir süreçte insani ve ahlaki bir yaklaşım olsun. Sadece bizlere değil herkese yönelik insani ve eşit bir yaklaşımın olmasını istiyoruz. Burada farklı hastalıklardan dolayı cenazeler çıkabilir. Şu an bulunduğum koğuşta 4-5 kronik hasta var. Şu an bizlere yönelik bir baskı yok ama olmayacağı manasına da gelmiyor. Milletvekillerine, kurum ve kuruluşlara çağrımız, duyarlılığın olmasıdır. Toplum nezdinde bir duyarlılık olsun ve sahiplenme duygusu gelişsin.”