Virüs nedeniyle köylerine dönen kadınlar: Bir hafta kimseyle temas kurmayın

  • 09:04 7 Nisan 2020
  • Güncel
Beritan Canözer
 
DİYARBAKIR - Virüsten korunmak için köylerine dönen aileler, eski zamanlarda olduğu gibi hikayeler anlatarak, geleneksel oyunlar oynayarak ve üreterek köyde yaşamlarını normal akışında sürdürüyor. "Virüsten sağlık açısından korunurken, psikolojimizi de korumalıyız" diyen kadınlar, ayrıca, köye dönenlere de “Bir hafta kimseyle temas kurmayın” uyarısında bulundu.
 
Koronavirüs (Covid-19) tüm dünyada hızla yayılmaya devam ederken, binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Türkiye'de de 10 Mart'ta ilk vakanın tespit edilmesinin ardından son verilere göre yaşamını yitirenlerin sayısı 649'a yükseldi, toplam vaka sayısı ise 30 bin 217'ye ulaştı. Sokağa çıkmayarak virüsten korunmaya çalışanlar, evlerinde ya da aileleri ile birlikte döndükleri köylerinde geçirdikleri zamanı nasıl değerlendirdiklerini ve virüsün etkilerini anlattı.
 
'Köyde üretimden de kopmamış oluyoruz'
 
Metropolde önlemlerin yeterli olmaması ve halkın dikkat etmemesinin virüsün yayılmasına neden olduğunu ifade eden Tuğba Yıldırım ailesiyle beraber Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Dibek köyüne gitti. “Metropolde yapacak bir şey de yok, tüm gün evin içinde hareketsiz bir yaşam ama burada bahçe işleriyle uğraşıyoruz, evin içinde olduğumuzda da ailecek yapacak bir şeyler buluyoruz” diyen Tuğba, gittiği resim kursunun durmasına karşın köyde çizimlere devam ettiğini söyledi. Köye geldiklerinde kendilerini ilk hafta izole ettiklerini kaydeden Tuğba, “Köyde hem üretimden kopmamış oluyoruz hem de yaza hazırlık yapıyoruz. Köye dönemeyenler de evde iletişimsiz kalmamalı. Yoksa psikolojik sorunlar olur. Herkes kendini korumalı. Evde otururken de yapılacak şeyler bulunabilir" diye belirtti.
 
'Hayvan otlatıyoruz, bahçe işlerini yapıyoruz'
 
Virüsten korunmak için Şırnak'ın İdil ilçesinde yaşayan ailesinin yanına dönen Şükran Doğan, ailesiyle beraber köyleri Befa'ya gitti. Metropollere göre köylerde riskin daha az olduğunu söyleyen Şükran, "Tabi metropol kentlerden kalkıp köye dönenlerin kendini ilk bir hafta izole etmesi çok önemli. Eğer virüs varsa köye de yayma riski var çünkü. Köyde yaşam her zamanki gibi sürüyor. Hayvan otlatmaya çıkıyoruz, bahçe işlerine gidiyoruz. Köyde hayatın durması çok da mümkün değil. Her mevsim farklı uğraşlar oluyor. Akşamları ise ailece zaman geçiriyoruz. Kimse misafirliğe falan gidip gelmediği için biz birbirimizle zaman geçirebiliyoruz. Mesela bilmeceler soruyoruz, eski geleneksel oyunlarımızı oynuyoruz. Teknolojiden uzak kalmak da insana iyi geliyor açıkçası. İyi yönünden ele almaya çalışıyorum. Çünkü virüse odaklanınca psikolojik olarak fazla etkileniriz, yaşamın normal akışı bozulur. Muhtar köy dışına çıkmayı ve dışarıdan gelmeleri de yasakladı. Şu an için bir sıkıntı yok o nedenle. Sağlık açısından korunurken, psikolojimizi de düşünmeliyiz ve onu da korumalıyız" diye ifade etti.
 
'Herkesin birbirine anlatacak bir hikayesi var'
 
Diyarbakır’da yaşayan Tuğba Sünger, evden çıkmayarak salgından korunmaya çalıştıklarını ifade ederek, sağlık emekçisi olan abisi ve ablasının hayatı ile ilgili endişe duyduklarını belirtti. Özellikle evde hijyen kurallarına dikkat etmeye çalıştıklarını söyleyen Tuğba, evde geçirdikleri zamana dair şunları paylaştı: "Sokağa çıkan biri eve gelince hiçbir şekilde temas kurmamaya çalışıyoruz. Geldikten sonra üzerindeki tüm giysileri balkona bırakıyoruz, ayakkabısı da dahil. Çok sıkıntılı zamanlar geçiriyoruz aslında. Sürekli birbirimizden kaçıyoruz. Sürecin uzaması ve vaka sayısının artması bizi çok endişelendiriyor ve ister istemez etkileniyoruz. Evde yapılabilecek etkinlikler de çok sınırlı ama elimizden geldiğince iletişim içinde olmaya çalışıyoruz. Kişisel gelişime zaman ayırmaya çalışıyorum. Kürt olmanın avantajlarından biri kalabalık aile yapısına sahip olmak. Herkesin birbirine anlatacak bir anısı, hikayesi oluyor. Bu anlamda aslında eğlenceli yanları da oluyor evde olmanın."