
Elif Kısa: Korkmanın sonu yok, korkmamalıyız
- 09:16 6 Nisan 2020
- Güncel
Beritan Canözer
DİYARBAKIR - 4 ayı aşkın süre cezaevinde kalan hasta tutsak Elif Kısa, cezaevi koşullarının kötü olduğunu belirterek, "Türkiye halkları olarak hepimizin haksızlığa karşı çıkması gerekiyor. Korkmanın bir sonu yok, korkmamalıyız. Biz yanlış şeyler yapmıyoruz" dedi.
Görüşçüsü olduğu bir tutsağa giysi götürmesi ve para yatırması suç delili sayılarak 3 Aralık 2019 tarihinde Maraş'ın Elbistan ilçesinde “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla tutuklanan 64 yaşındaki Elif Kısa, 1 Nisan'da görülen duruşmasında tahliye edildi. Biri ağır olmak üzere iki engelli çocuğu olan Elif’in tutukluluk boyunca sesini oğlu Ahmet Kısa çizdiği resimler ile duyurmaya çalıştı. Ve tahliye edildiği gün de iki çocuğu onu cezaevinin önünde çiçekler ile karşıladı. Elif ile tutuklanma sürecini ve cezaevinde yaşadıklarını konuştuk.
'Önce bırakıldık, aynı gün içinde tekrar alındık'
Tutuklanmadan önce jandarma karakolunda ifade verdiğini ve işlemlerin ardından eve gönderildiklerini söyleyen Elif, aynı gün içinde evine polislerin geldiğini aktararak, "Eve dönmemizin ardından hasta olan bir komşumu ziyarete gittim. Sonra eve döndüğümde evde kimse yoktu, kapı kilitliydi. Yukarı merdivende oğlum Ahmet duruyordu, panik halindeydi. Ne olduğunu sordum bana 'polisler babamı götürdü' dedi. Biz daha konuşurken tekrar polisler geldi. Benimle ilgili de gözaltı kararı olduğunu söyleyip, beni aldılar. Bir gece gözaltında kaldıktan sonra savcılık tutuklama kararıyla mahkemeye, mahkeme de cezaevine gönderdi bizi. Eşim bir kaç gün içinde bırakılmıştı ama beni tuttular. 4 ay kadar cezaevindeydim. Görüşe gittiğim için tutuklandım ama bu bahaneydi. Bizi korkutmak istiyorlar" diye belirtti.
'Cezaevinde kalamayacak tutsaklar var ama başvurular reddediliyor’
Beraber kaldığı kadın tutsaklardan birinin ağır hasta olduğunu ve bir gözünün görmediğini söyleyen Elif, "2 yıldır tutukluydu ve cezaevinde kalacak durumda değildi. Sürekli tedavi için dilekçe yazıyordu ama reddediliyordu. Ben henüz bırakılmadan önce Antep'e tedavi için götürdüler ama durumu cezaevinde kalmak için uygun değildi. Geri döndüğünde daha kötü olmuştu. Çok bilinçli bir kadındı. Onun da bırakılması gerekiyor, cezaevinde durumu çok daha kötü olacak. Biz bu ülkede hepimiz kardeşiz, neyi birbirimizle paylaşamıyoruz? Neden bu kadar düşmanlar bize? Diğer iki koğuş arkadaşımın da sağlık sorunları vardı. Tedavi başvuruları sürekli reddediliyordu. Leyla yıllardır cezaevinde, müebbet hapis cezası almış. Ne yaptılar ki ömürlerini cezaevinde geçirecekler? Doğru dürüst yemek verilmiyor, iyi beslenemiyorlar. Cezaevlerinde büyük baskı var ve siyasi tutsaklar çok ağır koşullarda kalıyorlar" diyerek cezaevi koşullarına işaret etti.
'Kendi imkanlarımız ile koğuşları temizledik’
Cezaevi yönetiminin koğuşları temizlemediği bilgisini veren Elif, tutsakların ellerindeki imkanlarla koğuşları temizlediğini kaydetti. Virüs nedeniyle koğuşların dezenfekte edilmesi gerekilirken, hala bunun yapılmadığını da aktaran Elif, "Kaç kez dezenfektan istedik, dilekçe yazdı arkadaşlar ama sonuç alamadık. Aileler ayağa kalkmalı. Çocuklarınız neden cezaevinde? Haksız, hukuksuz bir şekilde içeride tutuluyorlar. Yazık değil mi bu insanlara? Aileler bu cezaevi sistemine karşı çıkmalı. Türkiye halkları olarak hepimizin haksızlığa karşı çıkması gerekiyor. Korkmanın bir sonu yok, korkmamalıyız” dedi.
'Doğruyu savunduk'
Cezaevlerindeki baskının son bulması gerektiğini ifade eden Elif, "Biz yanlış bir şey yapmadık hiç bir zaman. Doğru olduğuna inandığımız şeyi yaptık. Hakkı, doğruyu savunduk. Cezaevinde tutulan tutsaklar için çok üzgünüm. Sırf düşüncelerinden, kimliklerinden ötürü cezaevindeler. Hepsi bırakılmalı. Şuan zor günlerden geçiyoruz ama hiç merak etmeyin barış gelecek. Hepinizi sımsıcak kucaklıyorum” diye belirtti.
Elif ayrıca cezaevinden çıkması için çabalayan, emek veren ve çocuklarının yanında duran herkese teşekkürlerini iletti.