Hatay Kadın Platformu: Kadına şiddeti engelleyecek politikalara öncelik verilmeli

  • 09:03 6 Nisan 2020
  • Güncel
Filiz Zeyrek 
 
HATAY - Hatay Kadın Platformu üyeleri, koronavirüs salgınına karşı “Evde kal” çağrılarının yapıldığı süre içinde 21 kadının katledildiğine dikkat çekerek, “Bu çağrı hayati gözükse de kadınlar için endişe yaratmaktadır. Evde kalmak virüsü durdurabilir ama ev içi şiddeti artırır. Gerekli önlemler alınmalı” dedi.
 
Koronavirüs salgını dünyada ve Türkiye’de hızlı bir şekilde yayılırken, salgına karşı alınacak öncelikli tedbirlerin başında evde kalmak geliyor. Türkiye’de de bu kapsamda sık sık “Evde kal” çağrıları yapılıyor. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı bireyler için sokağa çıkma yasağı da uygulanmaya başlarken, Ancak evde kalmanın yeterli bir önlem olmadığı belirtilirken, çok sayıda kadın evlerin içinde şiddete maruz kalıyor. Hükümet, yetkili kurumlar “Evde kal” çağrıları yaparken, şiddet karşısında kadınların ne yapması ve hangi kurumlara başvurması gerektiğine dair herhangi resmi bir bilgilendirme yapılmış değil.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Mart ayı raporuna göre 29 kadın erkekler tarafından katledildi. Mart ayı raporunda yer alan bilgilere göre, 21 kadın Türkiye’de ilk koronavirüs (Covid-19) vakasının duyurulduğu 11 Mart ile 31 Mart tarihleri arasında yapılan “Evde kal” çağrıları döneminde katledildi.
 
Hatay Kadın Platformu üyeleri, kadınların en fazla evde en yakınlarındaki erkekler tarafından katledildiğini hatırlatarak, hükümetin önlem alması çağrısında bulundu.
 
‘Şiddet bir erk sorunudur’ 
 
Platform üyesi Dilek Kaplan, şiddet sorununun sadece kadınların sorunu olarak görülmemesi gerektiğine vurgu yaparak, “Şiddet bir erk sorunudur, yani erkeklerin sorunu. Erkeklerin bununla yüzleşmesi lazım. Kadınlar da bunun farkına varıp kendilerinden kaynaklı olmadığının bilincine varmalı. Korona günlerinde dikkatimi çeken birinci husus; kadınlar, eşleri evde diye mutsuz. Çünkü erkek sürekli evde olunca kadınlar sanki kendilerini sürekli erkeği memnun etme gibi bir durumda görüyor. İşlerin hepsi kadını bekliyor. Çamaşır, yemek, temizlik, genel işler. Yani gene bütün angaryalar kadının sırtında" dedi.
 
‘Evde kalın çağrısı kadınlar için endişe yaratmakta’
 
"Evde kal" çağrıları sürecinde katledilen birçok kadının faille aynı evde kaldığını belirten Dilek, “Bu çağrı hayati gözükse de kadınlar için endişe yaratmaktadır. Evde kalmak virüsü durdurabilir ama ev içi şiddeti artırır” diye vurguladı. Virüsün görüldüğü ülkelerde de ev içi şiddetin salgın öncesi döneme göre arttığına dikkat çeken Dilek, “Türkiye'de de bu durum geçerli. Devlet olarak açıklanan önleyici tedbirlerde ve açıklanan kararlarda kadınlar ve çocuklar hiçbir şekilde yer almamaktadır. Salgın dönemi şiddet uygulayanlar yönünden kendine özgü 'yeni şiddet biçimlerini' ortaya çıkaracağını düşünüyorum" sözlerine yer verdi.
 
‘6284 sayılı kanun tavizsiz, koşulsuz uygulanmalı’
 
Kadınların şiddete uğradıkları ya da şiddete uğrama tehdidi altında olduklarını hissettikleri anda arayacaklar numaraların kamu spotu şeklinde televizyonlarda, radyolarda yayınlanması gerektiğini ifade eden Özlem Mansuroğlu da şu önerileri dile getirdi: “Yerel yönetimlerin öncelikli gündemi kadına yönelik şiddet olmalı ve mücadele için acil önlem planı çıkarılmalıdır. 6284 sayılı kanun tavizsiz, koşulsuz uygulanmalı, ŞÖNİM 7/24 hizmet vermeli. Sağlık çalışanı kadınlar kendilerini izole etme gerekliliği, yüklenen ev işi, çocuk bakımı arasında çıkmaza sürükleniyor. Yerel yönetimler çocuk bakımı konusunda bir şekilde sorumluluk almalı. Çocuk kreşi, gündüz bakımevi gibi...”
 
Özellikle “umutsuzluğa kapılmamak gerektiği”ne işaret eden Dilek, “Meydanları dolduran kalabalığımızı hatırlıyoruz! Aynı kalabalık şimdi de evlerde, işyerlerinde, sağlık birimlerinde tek başına veya birlikte ortak dertlerimizle mücadele ederken, bir yandan da mücadelemizin değerlerini savunmayı sürdürüyor. Komşusundan gelen sese kulak vererek, kendi sağlığını koruyarak başka kadınlarla her biçimde dayanışma içinde olarak, mümkün olan tüm güvenli araçlarla sosyal dayanışma, iletişim ve direnme ağlarına dahil olarak, kadınlar birbirini savunuyor” diye konuştu.