
Tutsak anneleri tedirgin: Çocuklarımızı derhal serbest bırakın
- 09:05 1 Nisan 2020
- Güncel
MARDİN - Tutsak anneleri 3'üncü Yargı Paketi’nde siyasi tutsakların kapsam dışı bırakılmasına tepki göstererek, "Hepimiz yaşanan süreçten tedirginlik duyuyoruz. Çocuklarımızın sağlığı tehlike altında. Bir an önce serbest bırakılmaları gerekiyor" dedi.
Koronavirüs (Covid-19) salgını her geçen saniyede daha büyük bir risk halini alırken, yaşamını yitirenlerin sayısı da günden güne artıyor. Dünyada virüsten kaynaklı yaşamını yitirenlerin sayısı 37 bini aşarken, Türkiye'de ise Sağlık Bakanlığı'nın son açıklamasıyla birlikte vaka sayısının 10 bini aştığı kaydedildi. Tüm dünyadaki insanları büyük bir korku sarmalına bürüyen bu virüsten korunabilmek için, insanlar zorunlu olmadığı müddetçe evlerinden çıkmamaya özen gösteriyor. İnsanlar bu şekilde korunmaya çalışırken, cezaevleri korunmasız bir durumda bulunuyor. Cezaevinde bulunan tutsakların kendilerini koruyabilecekleri malzemeleri bulunmazken, dezenfekte ve maskeler ise birçok cezaevinde tutsaklara verilmediği İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından açıklandı. MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu da (MED TUHAD-FED) bu kapsamda bir imza ve dilekçe kampanyası başlatarak taleplerini duyurmaya ve yaymaya devam ediyor.
Hijyensiz bir ortamda bulunan çocuklarının virüse yakalanmalarından endişe duyan tutsak anneleri ise ajansımıza konuşarak, bir an önce çocuklarının serbest bırakılarak hijyenik ortamlarda yaşamlarını idame ettirmeleri gerektiğinin altını çizdi.
‘Çocuklarımız ölsün diye doğurmadık’
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan Veysel Ateş’in annesi Aysel Ateş, tüm cezaevlerinde ciddi sıkıntıların var olduğunu ve bu süreçte bu sıkıntıların daha da artacağına dikkat çekti. Aysel, “Oğlumla geçen görüştüğümüzde bana ‘Anne, burada temizlik malzemeleri falan verilmiyor. Paramızla dahi alamıyoruz. Sabah bir kova su veriliyor. 5 kişilik bir gruba iki kişilik yemek veriliyor. Jandarmalar botlarıyla, elleriyle hijyensiz bir şekilde gelip içerde arama yapıyor. Ne bir dezenfekte var ne bir temizlik var’ dedi. Buradan devlet yetkililerine, Cumhurbaşkanı’na, Adalet Bakanlığı'na ve kendine ‘insanım’ diyen herkese sesleniyorum; biz çocuklarımızı, ölmesi için doğurmadık. Sen hırsızlara, adam öldürenlere, tecavüzcülere, uyuşturucu satıcılarına, Alaaddin Çakıcı'nın çetelerine af çıkarıyorsun ama çocuklarımızı düşünce suçundan içerde tutmaya çalışıyorsun. Bu yasayı eşitleyin, çocuklarımız çıksın evlerine gelsinler” diyerek sürecin hızlandırılması gerektiğinin altını çizdi.
‘Oğlumu görmeye dahi gidemiyorum’
27 yıldır cezaevinde bulunan ve şu anda Samsun Bafra D Tipi Cezaevi’nde tutulan Ramazan İldem'in annesi Halime İldem ise şunları dile getirdi: “Yaşlı bir kadın olduğum için oğlumu görmeye gidemiyordum. Kaç yıldır cezaevinde yetmedi mi bu? Oğlum kimseyi öldürmedi kötü bir şey yapmadı ama yıllardır sadece düşündüğü için cezaevinde. Sağlıkları tehlike altında, virüs onları öldürmeden derhal serbest bırakılmaları gerekiyor.”
‘Henüz yaşıyorken oğlumu görmek istiyorum’
Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Mesut Doğan'ın annesi Hasine Doğan’da, “Mesut 3 yıl Diyarbakır'da kaldıktan sonra Osmaniye'ye sürgün ettiler. Bir gün Mesut'un görüşüne gitmek için araba kiralamıştık ve hep birlikte Mesut'u görmeye gidecektik fakat cezaevine geldiğimizde bize buradan Tekirdağ'a sürgün edildiğini söylediler. O günden sonra 4 yıl geçti ve ben hala oğlumu göremedim. Bir çocuğum hasta, diyalize giriyor ona bakmam gerekiyor. Onu bırakıp uzak yola gidip Mesut'u göremiyorum. Oğlumu çok özledim. Onu görmek istiyorum ama hem maddi yetersizlikten hem de bakılması gereken hastam
olduğundan onu görmeye gidemiyorum. Oğlum Mesut'un sağlık sorunları da var. Çıkacak olan yargı paketinin onu da kapsamasını istiyorum. Sağlıkları tehlike altında. Bu koronavirüs salgını da her geçen gün daha çok yayılıyor. Ne genç tanıyor, ne yaşlı tanıyor ne de tutsak tanıyor. Belki bu hastalık beni bulur ben ölürüm, belki ona bulaşır. Henüz yaşıyorken oğlumu görmek istiyorum. Devlete şu çağrıyı yapıyorum, bizim çocuklarımız da çıkacak yargı paketinden faydalansın” diyerek çağrıda bulundu.
‘Kızım birçok tutsağın ateşinin yüksek olduğunu söyledi’
Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan Medya Aslan’ın annesi Gülperi Aslan da şöyle konuştu: “Kızımla Perşembe günü telefonla konuştuğumda bana, ‘Anne hepimizin yüksek ateşi var. Birçoğumuz hastayız. Tuvalet sularını kesiyorlar. Aramızda 70 yaşında olan anneler var’ dedi. Kızım zaten kronik astım hastasıdır. Bizler çıkacak yeni yargı paketinin bizim çocuklarımızı da kapsamasını istiyoruz. Bu paket cezaevlerindeki tüm tutsakları kapsamalıdır. Adalet herkese tanınmalı. Onlar bizim çocuklarımız. Onlar oradayken ne gecemiz gece, ne de gündüzümüz gündüz. Aklımız hep onlarda. Tekrar söylüyorum bu paket sadece onu bunu değil tüm tutsakları kapsamalıdır.”
‘Bir çocuğumun daha şehadetini görmek istemiyorum!’
Aliağa Şakran Kapalı Cezaevi’nde tutulan Delil Tekin’in annesi Gurbet Tekin ise şunları dile getirdi: “Delil 10 yıldır cezaevinde. 3 ayrı maddeden ceza aldı. Bir maddeden 13 buçuk yıl, bir maddeden 2 yıl, bir maddeden de 1 buçuk yıl ceza aldı. İnfazını da yakmış cezaevi. Onun üzerine de bu koronavirüs hastalığı geldi ve çocuklarımız cezaevlerinde kendilerini koruyamazlar. Bir an önce çocuklarımızın tahliye edilmesi gerekiyor. Her gün insan öldüren, kadın katleden, uyuşturucu satan ve katliam gerçekleştirenlere af getiriyorsunuz da bizim, sadece özgür düşüncelerini savundukları için cezaevinde bulunan çocuklarımızı bırakmıyorsunuz. Cezaevlerinde kendilerini koruyabilecekleri hiçbir imkanları yok. Temizlik malzemelerini istediklerinde de liste veriyorlar kantinden alınması için sonrasında ise ‘bunlar yok’ diyerek vermiyorlar. Ben de cezaevinde kaldığım için koşullarını çok iyi biliyorum. 2 çocuğumun şehadetini gördüm 3'üncüsünü de görmek istemiyorum. Hele ki böyle bir ölümü asla kabul etmiyoruz. ‘Herkes evlerinde kalıp kendini korusun’ diyorlar, çocuklarımız bu tehlikenin altındayken biz nasıl kendimizi koruyabiliriz, nasıl evlerimizde kalabiliriz? Türk olsun, Kürt olsun kim olursa olsun herkes eşit olsun istiyoruz.”
‘Virüs cezaevlerine yayılmadan tahliyeler gerçekleşmelidir’
Bandırma T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Delil Ufak'ın annesi Fehime Ufak ta, “Delil'in ve tüm arkadaşlarının serbest bırakılmasını istiyorum. Bu hastalık çok tehlikelidir. Cezaevlerine yayılmadan çocuklarımız derhal serbest bırakılmalıdır” dedi.
Manisa T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Reber İldem'in annesi Koçeri İldem de şu ifadeleri kullandı: “Oğlum 10 yıldır cezaevinde. Bulunduğu yer çok uzağımızda ve bizim de ekonomik durumumuz iyi olmadığı için onu görmeye gidemiyoruz. Oğlum ne iyi günde ne de kötü günde yanımızda olamadı. Ne zamana kadar sürecek bu? Ne zamana kadar orada tutulacaklar? Onlar da insan, tüm gençlikleri cezaevlerinde geçti artık yeter diyoruz. Onlar ne yaptı ki, kime zarar verdiler de bunca yıldır içerde tutuluyorlar? Herkes gibi siyasi tutsakların da çıkacak olan 3'üncü Yargı Paketi'nden faydalanmasını istiyoruz. Biz de hak sahibi insanlarız ve hakkımızı istiyoruz. Umuyorum ki tüm siyasi tutsaklar bırakılacak ve anneleri artık gözyaşı dökmeyecek.”