TJA’dan İnfaz Yasası’na ilişkin başlatılan imza kampanyasına çağrı

  • 15:54 31 Mart 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - TJA, infaz yasasına ilişkin başlatılan imza kampanyasına çağrıda bulunarak, “Tüm kadınları ve demokrasi savunucularını AKP-MHP iktidarının salgın fırsatçılığıyla hazırlığını yaptığı ceza infaz yasanının ayrılıkçı, cinsiyetçi ve yaşam hakkını ihlalini daha da derinleştiren düzenlemesine karşı birçok kurum, siyasi parti ile ortaklaşa başlattığımız imza kampanyasına destek olmaya çağırıyoruz” dedi.
 
Tevgera Jinén Azad (TJA), çıkarılmak istenen İnfaz Yasası’na karşı birçok kurum ve siyasi parti ile ortaklaşa başlatılan imza kampanyasına ilişkin yazılı açıklama yayınladı. TJA, Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın olarak (Pandemi) ilan edilen ve tüm dünyada binlerce insanın yaşamını yitirdiği koronavirüsü nedeniyle cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü olarak bulunan binlerce insanın yaşam ve sağlık hakkının büyük bir tehlike altında olduğuna vurgu yaptı. .
 
TJA açıklamanın devamında şunları dile getirdi:
 
“Tüm dünyada halk sağlığının ciddi bir tehdit altında olduğu böylesi bir dönemde virüsün görüldüğü ve vaka sayısının da hızlıca arttığı Türkiye’de AKP-MHP faşist iktidarı sosyal devlet anlayışı yerine rantçı, fırsatçı, cinsiyetçi ve ayrımcı politikaları bir kez daha devreye sokmaktan geri durmamıştır. Adalet Bakanlığı’nın İnsan Hakları Eylem Planı ve Yargı Reformu Stratejisi doğrultusunda hali hazırda gündemde olan ceza infaz yasasındaki değişikliklere ilişkin basına ve kamuoyuna yansıyan açıklamalardan anlaşıldığı üzere yapılacak olan düzenlemenin adil olmaktan oldukça uzak ve Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu görülmektedir. Yaşam hakkının korunmasından sorumlu olan iktidar böylesi bir süreçte 'istisna suç' adı altında eşitlik ilkesine aykırı hareket ederek uluslararası sözleşmeler başta olmak üzere Anayasa’yı yok saymaktadır.
 
‘300 bini aşkın tutuklu ve hükümlü bulunuyor’
 
Türkiye cezaevlerinde içlerinde sayısı 10 binin üzerinde olan kadın ve çocuğun da bulunduğu 300 bini aşkın tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. AKP-MHP iktidarı istisnai suçlar kapsamında kadın katliamcılarının, çocuk istismarcılarının ve cinsel işkence suçlularının tahliye hazırlıklarını yaparken özgür ve eşit bir yaşam mücadelesi ve düşüncesi olduğu için cezaevlerinde bulunan tutukluların, kadınların yaşam hakkını hiçe saymıştır. Yaşamın her alanında kadın düşmanı politikalar izleyen iktidar, corona virüsü salgını tedbirleri kapsamında son olarak 6284 Sayılı Kanun kapsamındaki tedbir kararlarının yükümlülerin sağlığını etkilemeyecek şekilde değerlendirilmesine ilişkin kararı yürürlüğe koymuş; kadınların can güvenliği hiçe sayılarak şiddet uygulayanlar, kadınların yaşam hakkının önünde tutulmuştur.
 
‘Yaşam hakkı ciddi bir tehdit altındadır’
 
Bugün Türkiye cezaevlerinde mevcut kapasitenin çok üstünde tutuklu-hükümlü kalmaktadır. Salgınla birlikte cezaevlerindeki fiziksel koşulların ağırlaşmasıyla tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkı ciddi bir tehdit ile karşı karşıyadır. Bir kez daha vurguluyoruz! Tüm dünyada binlerce kişinin ölümüne neden olan corona virüsü salgını toplumsal yaşamı tehdit ederken cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkı, sağlık hakkı iktidarın tasarrufu altında değildir ve olmamalıdır. Bugünden tezi yok tüm insan hakları kuruluşlarının içinde yer aldığı bir sosyal anlaşmayla, yaşam hakkını ve eşitlik ilkesini koruyacak şekilde adil bir infaz düzenlemesini gerçekleştirmek acil şekilde gerekmektedir. İktidarın rant ve fırsatçı politikalarla, yaşam ve sağlık hakkını ihlal ettiğine dair bir hakikatle karşı karşıyayız. Tüm kadınları ve demokrasi savunucularını AKP-MHP iktidarının salgın fırsatçılığıyla hazırlığını yaptığı ceza infaz yasanının ayrılıkçı, cinsiyetçi ve yaşam hakkını ihlalini daha da derinleştiren düzenlemesine karşı birçok kurum, siyasi parti ile ortaklaşa başlattığımız imza kampanyasına destek olmaya çağırıyoruz.”