‘Tahliyeler sağlanmazsa sonuçlarından hükümet sorumlu tutulacak’

  • 09:03 29 Mart 2020
  • Güncel
Gülistan Azak
 
İSTANBUL - Koronavirüs salgınının cezaevlerinde yol açabileceği ciddi sorunlara dikkat çeken İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, tutsaklara test yapılıp tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Tutuklu ailelerinin, “Mahpuslarla karşılaşana kadar çok ciddi dezenfekte ve kontrol çalışmaları var ancak mahpusların tutuldukları odalarda bu önlemler alınmıyor” aktarımını paylaşan Gülseren, atılması gereken en önemli adımın ise tahliye olduğunu söyledi. 
 
Dünya Sağlık Örgütü’nün "pandemi" (salgın) olarak sınıflandırdığı koronavirüs (Covid-19) tehdidi dünya çapında giderek büyüyor. Aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan salgın, Türkiye dahil 120'den fazla ülkeye yayılmış durumda. Dünya genelinde salgınına yakalananların sayısı hızla artıyor. Her geçen gün farklı merkezlere sıçrayan virüse karşı ülkeler de yeni tedbirler almaya devam ediyor. Salgın nedeniyle ölümlerin görülmeye başlandığı Türkiye’de ise gözler ilk olarak koşulları, yaşanan hak ihlalleri ile dünya kamuoyunda bilinen cezaevlerine çevrildi. 
 
TÜİK ve OECD verileri endişe yaratıyor
 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2017 sonunda 232 bin olan tutuklu sayısı 2019’un ilk altı ayında 270 binlere ulaşırken, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Mayıs 2019 verilerine göre ise Türkiye, dünyada ABD’nin ardından hapsetme oranlarında ikinci sırada. 330 milyon nüfuslu ABD’de 100 bin kişiye düşen tutuklu sayısı 655. Bu sayı 82 milyon nüfuslu Türkiye’de 318.
 
Yaklaşık 2 bin 500 çocuk tutuklu ve hükümlü var
 
Adalet Bakanlığı’nın Aralık 2019 verilerine göre cezaevlerinde yaklaşık 2 bin 500 çocuk tutuklu ve hükümlü bulunuyor.
 
STK, İHD, sağlık ve meslek örgütlerinden açıklamalar
 
Adalet Bakanlığı gerekli önlemlerin alındığını söylese de, tutsak aileleri, Sivil Toplum Kuruluşları (STK), avukatlar, sağlık ve meslek örgütleri hükümetin tarihten bu yana cezaevlerine dönük pratiği nedeniyle endişeli ve bu nedenle açıklamaları güven verici bulmuyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu üyeleri ile düzenli aralıklarla cezaevlerini ziyaret eden Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Koordinatörleri de cezaevlerinde gerekli önlemlerin alınmadığı gibi, yaşamı zorlayan hak ihlallerinin de sürdüğüne dikkat çekiyor. Hak savunucuları açık ve kapalı cezaevlerinde 2 hafta boyunca görüşlerin ertelenmesi kararı alan bakanlığın, gardiyan ve askerlerin tutuklular ile temasına ilişkin hala önlem almadığını belirtirken, avukat kısıtlamalarının ise adil yargılanma önünde ciddi engel oluşturduğunu vurguluyor.
 
Salgın sonrası çalışmalar ve düzenledikleri ortak basın açıklamalarıyla bir araya gelen sağlık, hukuk ve meslek örgütleri, hükümete olası ölümler yaşanmadan cezaevlerindeki tutsakların ivedilikle adli kontrol hükümleri kapsamında tahliye edilmesini istiyor.
 
‘Odalar dezenfekte edilmeli, temizlik malzemeleri ücretsiz olmalı’
 
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Türkiye cezaevlerinde çok ciddi yaşamsal sorunların olduğuna dikkat çekti. Türkiye cezaevlerinin doluluk bakımından dünya cezaevlerini geride bıraktığını hatırlatan Gülseren, gerekli önlemlerin alınmaması ve tahliyelerin sağlanmaması halinde tüm ülkeyi tehdit eden sonuçların yaşanabileceği uyarısında bulundu. Gülseren, “Cezaevlerinde alınan önlemlerin oldukça yetersiz olduğunu gerek ailelerden gerek ise mahpusların anlatımlarından anlıyoruz. Bizler koronavirüs salgınına dair cezaevlerinde alınan yanlış ve eksik önlemleri, mahpus ailelerinin görüş sonrası bizlere ‘Mahpuslarla karşılaşana kadar olan alanlarda çok ciddi dezenfekte ve kontrol çalışmaları var ancak mahpusların tutuldukları odalarda bu önlemlerin alınmıyor’ aktarmalarıyla öğreniyoruz. Farklı aktarımlarla karşılaşmadık. Mahpusların yaşam alanlarına ve alınan önlemlere dair tatmin edici bir açıklama ise ne yazık ki yok. Tüm mahpusların hijyen malzemelerine erişimlerinde engellemeler var. Koronavirüs salgını öncesinde dahi yeterli miktarda temizlik malzemelerine ulaşamayan mahpusların bu süreçte virüsten korunmak için de ulaşmaması çok ciddi tedirginlik yaratıyor. Yine temizlik malzemelerinin para ile satılıyor olması da ciddi engeller arasında. Satın alma işlemine dair akla ilk gelen ‘mahpusun parası var mı?’ sorusu oluyor. Kaldı ki, yeterli parası olsa dahi temizlik malzemelerinin mahpuslara sınırlı verildiğini bizler biliyoruz. Halbuki mahpusların odalarında dezenfekte çalışması devletin hizmet alanıdır. Bu nedenle cezaevlerinde mahpusların kaldığı odaların dezenfekte edilmeli ve para ile satılan temizlik malzemelerinin ücretsiz olması sağlanmalıdır” diye konuştu.
 
‘Hızla testlerin yapılması gerekiyor’
 
Koronavirüs nedeniyle cezaevlerindeki doluluk sorununun biran önce çözülmesi gerektiğinin altını çizen Gülseren, ortak kullanım araçlarının ve yaşam alanlarının salgının yayılmasına yol açabileceği uyasında bulundu. Doluluk ve alınmayan hijyen önlemlerinin birçok sorunu beraberinde getirdiğini söyleyen Gülseren, söz konusu sorunlara ilişkin cezaevlerine gönderilen başvuruların ‘araç ve personel yetersizliği’ şeklinde yanıtlandığını aktardı. 
 
‘Ölümlerden hükümet sorumlu olacaktır
 
“Ciddi endişe duyuyoruz” diyen Gülseren, temizlik malzemelerinin sağlanması, koruyucu önlemlerin geliştirilmesi konularında yetkililere çağrı yaptıklarını anımsattı.  Yine tutsakların hasta olup olmadıklarının, virüs bulaşıp bulaşmadığının anlaşılması açısından testlerin hızla yapılması ve testlerin sonuçlarının da tutsak ile tutsak yakınlarıyla paylaşılması, bilgilendirilmesi gerekliliği üzerinde duran Gülseren, özelikle de hastaneye yapılan sevklerin daha önce yaşanan sorunlara mahal vermeden gerçekleşmesini talep ettiklerini kaydetti. Gülseren, “Çok temel bir başka talebimiz ise tahliyelere dönük. Gerek doluluk açısından gerek ise hapishanelerde virüsten korunma yöntemlerinin yeterli ve sağlıklı alınmadığı gerçeği ortadayken yapılması gereken en önemli şeyin özellikle hasta mahpusların, çocuklu kadın mahpusların, hamile kadın mahpuslar ile yaşı 60’ın üzerinde olan mahpusların hemen ama hemen, bekletilmeden infaz ertelemesiyle tahliyelerinin sağlanması gerekir. Hükümet gerekli önlemler almadığı takdirde virüsün cezaevlerinde yol açacağı ölümlerden sorumlu olacaktır” ifadelerini kullandı.
 
‘Çocuk hapishaneleri kapatılsın’
 
Kadın cezaevlerinde olası koronavirüs salgınının çok daha ciddi sorunlara yol açabileceğine vurgu yapan Gülseren, özellikle anneleriyle birlikte kalan çocukların sağlığının tehlike altında olduğuna işaret etti. 780 çocuğun annesiyle birlikte cezaevlerinde kalmak zorunda bırakıldığını anımsatan Gülseren, tahliyelerin derhal sağlanması, çocuk cezaevleri için de aynı gerekli tedbirlerin alınmasını beklediklerini dile getirdi. Gülseren, çocukların söz konusu salgından korunması gerektiğinin altını çizerek, “Dolayısıyla infaz ertelemesi veya adı her ne olursa olsun, hangi yöntemle yapılacaksa yapılsın derhal çocukların hapishanelerden uzaklaştırılması gerekir” dedi. 
 
Gülseren son olarak, koronavirüs salgını süreci boyunca hükümetin önlemler ve sonuçlar konusunda halkı şeffaf bir şekilde bilgilendirmesinin önemli olduğunun altını çizdi.