
Eğitim Sen’li kadınlar: Pedagojik açıdan uygun olmayan içerikler mutlaka ayıklanmalı
- 09:08 28 Mart 2020
- Güncel
Safiye Alağaş
İSTANBUL – Verilen uzaktan eğitimde çocuklara şiddet içerikli görüntülerin izletilmesini değerlendiren Eğitim Sen’li Ayfer ve Gamze, “MEB’in öğrencilerimizin düş dünyasına zarar verecek çalışmalar yapmasının izahı yoktur. Bilimsel gerçeklikle bağdaşmayan, pedagojik açıdan uygun olmayan içerikler mutlaka ayıklanmalıdır” dedi.
Koronavirüs salgını sonrası okulların tatil edilmesiyle birlikte uzaktan eğitime geçildi. Eğitimin ilk günü çocuklara Başbakan Adnan Menderes’in 1961 yılında idam edilmesine dair sahnenin izletilmesi ve aralarda ilahi dinletilmesi, Fatımi hükümdarının başı kesilerek öldürülme sahnesinin izletilmesi de tepkileri de beraberinde getirdi.
Uzaktan eğitimde şiddet içeriklerine ilişkin konuşan İstanbul Eğitim Sen 7 No’lu Şube Kadın Sekreteri, sınıf öğretmeni Gamze Yıldırım ve İstanbul Eğitim Sen 3 No'lu Şube Başkanı Ayfer Koçak öğretmenlerin hassasiyetini ve mesleğine olan saygısına karşılık Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) eğitime yaklaşımını değerlendirdi.
‘MEB’in sürece ne kadar uzak olduğunu gösteriyor’
Bir öğretmen olarak uzaktan eğitimin böyle zor zamanlarda gerekli olduğunu ifade eden Gamze, öğrencilere ve ailelerine okula döneceğine dair verilecek bir umut olarak gördüğünü vurguladı. Uzaktan eğitimi ilk günden beri takip ettiğini ve izlediğini belirten Gamze, “İzlemeye başladığım andan itibaren yaşadığım üzüntü ise tarifsiz. Biz öğretmenler öğrencilerimize ötekileştirmenin olmadığı, barışın ve sevginin olduğu sınıf ortamları yaratmaya çalışırken bağlı olduğum kurum bunun tam tersini yaptı. Hazırlanan animasyonlar ki daha önceden bunların hazırlanmış hatta yayınlanmış olduğunu düşünüyorum. Çocukların yaş düzeyine uygun olmamanın ötesinde şiddeti aşılayan görseller. Hele de çocukların ölüm korkusu yaşadığı, eve kapandığı şu günlerde hepsini ekran başına toplayıp kafa kesme görüntüleri izletmek MEB’in bu sürece ne kadar uzak olduğunun bir göstergesi” dedi.
‘Öğrencilerimize zarar verecek çalışmaların izahı yoktur’
Eğitim ve öğretim ortamında öğrencilerin yaş düzeyine uygun kavramlar kullandıklarını, hayal dünyalarına olumsuz bir öğe katmamaya özen gösterdiklerinin altını çizen Gamze şöyle devam etti: “Hatta sınıf kitaplıklarımızı oluştururken kitapları tek tek okuruz ki öğrencilerimiz bizden kaynaklı bir zarar görmesin. Biz öğretmenler bu kadar özen gösterirken Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrencilerimizin düş dünyasına zarar verecek çalışmalar yapmış olmasının bir izahı maalesef yoktur. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un bu animasyonları gözden kaçırdığına dair paylaştığı özür metni ise samimiyetten uzaktır. Tek elden yapılan uzaktan eğitim sürecine acilen eğitim sendikalarının dahil edilmesi ve tüm ülke genelinde öğrencilerin bireysel farklılıkları göz önüne alınarak farklı bir yol izlenmesi gerekmektedir. Derslerimizi işlerken gösterdiğimiz özen, öğrencilerimiz için oluşturduğumuz etkinlikler ve bitmeyen umudumuz gösteriyor ki, öğrencilerimize bu izole yaşamdan sonra çok destek olmamız gerekecek.”
‘Cinsiyet rolleri ile eğitim yürümez’
Uzaktan eğitimin, yüz yüze yapılan eğitimin yerini tutamayacağını söyleyen İstanbul Eğitim Sen 3 No'lu Şube Başkanı Ayfer Koçak da yeterince soru sorulabilme şansının olmadığını da ifade etti. “Her şeyden öte yaşam koşulları arasında uçurumlar olan çocukların hangi koşullarda olduğunu göremeden televizyonun sesini duyup duyamayacağını dahi bilmediğimiz bir eğitim olur” diyen Ayfer “Yine sosyal yaşamda katı cinsiyet rollerinin kız çocuklarının şartlarını ne kadar zorladığını bilmeden eğitimin yürümesi mümkün değildir. Ancak olabildiğince eğitim sürecinden koparmama, çocukları evde disipline etme, meraklarını geliştirme, okuma isteği yaratma, özellikle her ne kadar istenmese de evlerde sürekli virüs bulaşma ve ölüm haberlerinin konuşulduğu bu dönemde eğlenceli etkinlikler oluşturup kaygı düzeylerini azaltma hedeflenebilir” diye vurguladı.
‘Bakanın özrü yeterli değil’
İdam görüntüleri ve ilahi müziklerin dinletilmesinin iyi niyetli olmadığını dile getiren Ayfer, “Çocuk eğitiminde bu görüntülerin yerinin olmamasını tartışmaya dahi gerek duymuyoruz. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk özür dileyerek ‘denetlemedim eksiklik yaptım’ diyor ancak bunu yapanlarla ilgili yasal bir süreç işletilip işletilmeyeceğine dair neden bir şey söylemiyor. Bilmeden mi izletildi bu görüntüler? Öyleyse ‘bu kadar eğitime uzak olanlar bu işin içinde ne arıyor’ diye sorarız? Bilinçli propaganda için çocuklar üzerinden suç işleniyorsa gereği neden yapılmıyor? Dolayısıyla bakanın özrü yeterli değildir. Sorumluların bu günün hesabını vermeleri gerekiyor” diye belirtti.
‘Pedagojik açıdan uygun olmayan içerikler mutlaka ayıklanmalı’
Uzaktan eğitimde kullanılacak ders içerikleri, görselleri ve diğer materyalin yayınlamadan önce bilim insanlarından oluşan bir kurul tarafından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Ayfer son olarak şöyle konuştu: “Bilimsel gerçeklikle bağdaşmayan, pedagojik açıdan uygun olmayan içerikler mutlaka ayıklanmalıdır. MEB’e bu konu ile ilgili yeni bir çalışma yapmalı ve tüm kesimleri bu çalışmaya dahil etmelidir. Sendikamızın tüm yayınlarını yakından takip ederek, gerekli uyarıları yapacağız. Ve atılması gereken adımları atacağı bilgisini kamuoyu ile paylaşırız. Eğitim Sen, çocuklarımızın bu olumsuzluklardan daha fazla etkilenmemesi ile ilgili sorumluluklarının farkında, yerine getirmede de kararlı olduğunu kamuoyu ile paylaşır.”