
Şebnem Korur Fincancı: Ne olursa olsun yaşam hakkı ihlal edilmemeli
- 09:03 27 Mart 2020
- Güncel
Zeynep Durgut-Şehriban Aslan
DİYARBAKIR - TİHV Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, cezaevlerine yönelik alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu ifade ederek, “Ne suç işlemiş olursa olsun cezaevindekilerin yaşam hakkı kapsamında salgının yayılma riskini azaltacak önlemler hem mahpuslar hem de çalışanlar için bir zorunluluktur” dedi.
Dünyada ilk olarak Çin’in Wuhan kentinde çıkan koronavirüs (Covid-19) salgını tüm dünyaya yayılırken Türkiye’de de ilk vaka 11 Mart’ta resmi olarak açıklandı. Türkiye’de görülmesinin ardından koronavirüs tespit edilenlerin sayısı hızla artarken, çok sayıda kişi de virüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Sosyal izolasyonun, mesafenin mümkün olmadığı cezaevlerinin de salgın riski ile karşı karşıya olması nedeniyle “acil tahliye” çağrıları yapılıyor. Özellikle de hasta ve yaşlı tutsakların, hamilelerin ve çocukların acilen tahliye edilmesi gerektiğine dikkat çeken Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.
‘Su, hijyen dezenfektan sınırlaması olmamalıdır’
Tutsakların hızla tahliye edilmesi gerektiğini vurgulayan Şebnem, “Tahliye işlemleri Sulh Ceza Mahkemeleri üzerinden dahi yapabilirler. Elbette insanlığa karşı suçlar, işkence, cinsel saldırı, çocuk istismarı gibi suçlar nedeniyle yargılananların ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Hükümlülerle ilgili olarak da benzer bir önlemle kapatılma dışı seçeneklerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Ne suç işlemiş olursa olsun cezaevindekilerin yaşam hakkı kapsamında cezaevlerinde salgının yayılma riskini azaltacak önlemler hem mahpuslar hem de çalışanlar için bir zorunluluktur” dedi. Su sınırlaması olmaması, temizlik malzemeleri ve dezenfektanların ücretsiz sağlanması, sağlıklı beslenme ve havalandırmanın saatlerinde artış gerektiğini ifade eden Şebnem, tutsakların yakınları ile iletişim olanaklarının da artırılarak, telefon görüşlerinin sıklaştırılması gerektiğini kaydetti. Hasta tutsakların hızla tahliye edilmelerinin zorunlu olduğunu söyleyen Şebnem, virüs bulaştığında kronik hastalıkları olanlarda hastalığın daha ağır seyrettiğini belirtti.
‘Sağlık hizmetine ulaşma olanağı yok’
Şebnem, tutsakların, neredeyse hiçbir sağlık hizmetine ulaşma olanağının olmadığını ifade etti. Normal koşullarda bile tutsakların revire gitmekte büyük sorunlar yaşadığına vurgu yapan Şebnem, salgında hastane sevklerinin daha büyük zorluklarla gerçekleşeceğini söyledi. Şebnem, “İhtiyacın artması yavaş ve sorunlu işleyen sistemin tümüyle durmasına yol açabilecektir. Çocuklara gelirsek hastalığı hafif geçirmekle birlikte salgının cezaevinde yayılması durumunda bu yayılmada çocukların taşıyıcı olarak salgını ciddi boyutlara ulaştırması riski bulunmaktadır. Türkiye'de cezaevi nüfusunun neredeyse 1/5'i yani her 5 mahpustan biri ‘örgüt’ suçundan yargılanıyor veya hükümlüdür. Son derece esnek bir ‘terör’ tanımı ile eleştiren, sorgulayan tüm muhalifler ‘terör’ suçu kapsamına alınmıştır. Yaşam hakkı ihlaline yol açmamış ve silahsız tüm insanların hızla tahliyesi gerekmektedir. Yaş sınırı da anlamlı değildir, zira yaşam koşulları itibarıyla cezaevlerinde bulunanlar ayrıca risk grubuna dahil edilebilir” şeklinde konuştu.
‘Temizlik en önemli kural’
Cezaevlerinde nasıl önlem alınması gerektiğine dair bilgi veren Şebnem, “Temizlik çok önemli kuraldır. Özellikle koğuşların temizliğinde sulandırılmış çamaşır suyu ile temizlik, kantinden alınan eşyaların mümkünse çamaşır suyu ile silinmesi gerekir. Silinemeyeceklerin en az birkaç saat havalandırmada bekletilmesi, paketleri alan, elleyenlerin ellerini 20 saniye el iç ve dışı, başparmak tırnak içleri ve bilekler olmak üzere sabunla yıkamaları gerekmektedir. Çamaşırların makinelerde yüksek sıcaklıkta yıkanması için talepte bulunmalıdırlar” diye vurguladı.