Tutsak aileleri: Çocuklarımız için endişeliyiz

  • 16:45 26 Mart 2020
  • Güncel
MARDİN -  Cezaevindeki tutsakların koronavirüsten dolayı ölümle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken tutsak yakınları, "3'üncü Yargı Paketi ayırım gözetilmeksizin siyasi tutsakları da kapsamalı. Çocuklarımızın hayatından endişe ediyoruz. Derhal önlemler alınmalı" diye belirtti.
 
Dünyayı büyük bir tehlike eşiğine getiren koronavirüs her geçen gün can kaybına yol açmaya devam ediyor. İnsanlar koronavirüsten, evlerinden çıkmayarak korunmaya çalışırken, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan son verilere göre, vaka sayısı 2 bin 433'e, yaşamını yitirenlerin sayısı ise 59'a ulaştı. İmkanlar doğrultusunda kendi önlem ve tedbirlerini almaya çalışan halk, cezaevlerindeki tutsaklar için endişe duymakta. Meclis’ten geçmesi beklenen 3'üncü yargı paketinin siyasi tutsakları kapsam dışı bırakması gündemde çokça tartışılan bir konu haline gelirken, tutsak aileleri ise bu duruma dikkat çekerek çocukları ve yakınlarının ölüm ile yüz yüze bırakılmasına isyan etti.
 
Sincan Cezaevi ölümle burun buruna
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, geçtiğimiz günlerde Sincan Cezaevi’nde 70 yaşındaki bir tutsağın koronavirüs testinin pozitif çıktığını açıkladı. Bu açıklamanın ardından gözler bir kez daha tartışmaların odağı olan cezaevlerine çevrildi. Tutsaklar büyük bir riskle karşı karşıya kalıp ölüme terkedilirken, hükümet tarafından siyasi tutsakları da kapsayacak herhangi bir adım atılmadı. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasi tutsak Dilber Tanrıkulu, ailesiyle gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde durumlarına dikkat çekerek cezaevi idaresinin tutsakları virüsten korumak amacıyla hiçbir önlem ve tedbir almadığını bildirdi. Ailesi Dilber'in bacağından yaralı olduğunu, birden fazla ameliyat geçirdiğini ve sağlık durumunun iyi olmadığını dile getirerek, Dilber ve tüm tutsaklar için endişe duyduklarını ifade etti.
 
‘Virüs görmezden geliniyor’
 
Ailesi, Dilber'in şunları aktardığını kaydetti: "Koronavirüs biz tutsaklar için büyük bir tehlike fakat cezaevi idaresi yaklaşan bu tehlikeyi görmezden gelerek hiçbir önlem almıyor. Koğuşlarımız haftada bir defa dezenfekte ediliyor fakat gardiyanlar günde iki defa sayım almaya geliyor. Yapılan dezenfektan yetersiz ve zaten dışardan gelen gardiyanlarla işlevini yitirmiş oluyor. Kendimizi virüsten koruyabilmemiz için hiçbir malzeme verilmiyor. Ne eldiven ne maske ne de kolonya gibi korunma malzemelerin hiçbiri tarafımıza verilmediği gibi, dışarı ile temasları bulunan gardiyanlar çıplak elleri ile bize temas etmeye devam ediyorlar. Virüs tehlike saçmaya devam ettiği süre zarfında aramaların yapılmamasını istiyoruz, fakat gardiyanlar buna hiçbir şekilde dikkat etmeyerek bize temasta bulunmaya devam ediyor. Yine ölüm tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuz için Bakanlığa tahliye edilmek için çıkardığımız dilekçeler cevapsız kalıyor. Cezaevi idaresi hiçbir önlem almazken biz kendi imkanlarımızla virüsten korunmaya çalışıyoruz fakat içinde bulunduğumuz koşullar ortadayken ne kadar korunabiliriz ki? Yaşamımız risk altında acilen bu durumun düzelmesi gerekiyor."
 
Aile, tutsakların durumunun ciddiyetini koruduğunu belirterek, çıkacak olan 3'üncü Yargı Paketi'nin siyasi tutsakları da kapsaması gerektiğini ifade etti.
 
‘Suyu esirgeyerek çocuklarımızı ölüme terk ediyorlar’
 
Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Medya Aslan’ın annesi Gülperi Aslan, tutsakların bulunduğu durumdan şikayetçi olup bu durumun acilen düzeltilmesi ve tutsakların serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Cezaevinde kötü koşullar altında bulunan kızı Medya Aslan ve arkadaşlarının yaşamından endişe ettiğini belirten Gülperi, çocuklarının virüsten korunması için cezaevinin hiçbir tedbirde bulunmadığını ifade etti. Gülperi kızı Medya'nın içinde bulunduğu koşulları anlattığına dikkat çekerek, "Tüm kitapları alınarak okumalarına engel olunuyor. 10 gündür tuvalet muslukları bile sökülmüş. Bu virüs için su hayati bir önem taşırken çocuklarımızdan suyu bile esirgeyerek ölüme terk ediyorlar. İki koğuşu birleştirerek tutsak sayısını 16'ya çıkarmışlar. Bunlar arasında 10 arkadaşları grip olmuş ve durumları ağır olduğu için yataktan kalkamıyorlar. Bunun yanı sıra yaşları 80 yaşlarında olan iki tane anne var. Kalp hastası, hipertansiyon gibi kronik rahatsızlığı bulunan birçok arkadaşları var. Hastaneye gitmek için başvurduklarında ise 'giriş çıkış yok' denilerek tedavileri engelleniyor” dedi.
 
‘3’üncü yargı paketi çocuklarımızı da kapsamalı’
 
Kronik rahatsızlığı bulunan insanların virüsten yaşamını yitirme olasılığının fazla olduğuna dikkat çeken Gülperi, tutsakların bunlar için dahi hastaneye götürülmezken virüsün nasıl önleneceğini sordu. Gülperi, “Koğuşları bile dezenfekte edilmeyen tutsaklar büyük bir risk altında. Cezaevi yönetimi virüs için hiçbir önlem almadığı gibi tutsakların da önlem almasına müsaade etmiyor. Temizlik malzemelerinin verilmesi için defalarca dilekçe yazmışlar fakat hiçbir sonuç alınamamış. Günde iki defa sayım adı altında 10 gardiyan koğuşlara girip çıkıyor. Gardiyanlar dışardan geliyor ve kalabalık bir şekilde koğuşlara girip tutsaklarla temas kuruyorlar. Gardiyanların tutsaklara virüs bulaştırma ihtimali çok yüksek, acilen temasları kesilmeli. Yine görüşe gitme yasağı getirildikten sonra Adalet Bakanlığı tarafından tüm tutsakların haftada iki defa telefon görüşmesi gerçekleştireceği belirtilmişti fakat Van Cezaevi bunu keyfi bir şekilde uygulamıyor. Kızım hala haftada bir defa arıyor. Korunmadıkları gibi ellerindeki hakları da keyfi bir şekilde gasp ediliyor. Çocuklarımız bu durumdayken biz de korku ve endişe içerisindeyiz. Herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. Çocuklarımız içerde ölüme terk ediliyor. 3'üncü Yargı Paketi siyasi tutsakları da kapsamalı. Artık bu ayırımcılığa son vermeliyiz" sözlerini kullandı.
 
Tarsus Cezaevi çamaşır suyuyla korunuyor!
 
Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasi tutsak Azize Yağız da annesi Latife Yağız ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, idarenin koronavirüs için hiçbir tedbir almadığını dile getirdi. Latife kızı ve arkadaşları için kaygı duyduğunu belirterek, tutsaklara hiçbir koruyucu malzeme verilmediğini söyledi. Tutsakların kendi imkanları doğrultusunda ancak korunabildiğini ifade eden Latife, bunun da yeterli olmadığını dile getirdi. Tutsaklara sadece çamaşır suyu verildiğini ve onların da sadece çamaşır suyu ile korunmaya çalıştığını belirten Latife, endişe içerisinde olduğunu vurguladı. Latife, gardiyanların tutsaklara temasta bulunduğunu belirterek, içinde bulundukları tehlikeye dikkat çekti. Büyük bir tehlike altında bulunan çocuklarının bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyleyen Latife, 3'üncü Yargı Paketi'nin siyasi tutsakları da kapsaması gerektiğini aktardı.
 
Bayburt Cezaevi’nde önlemler yetersiz
 
Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan siyasi tutsak Nudem Durak ise kardeşi Firdevs Durak ile yaptığı telefon görüşmesinde idarenin yeterli önlem almadığını ifade etti. Firdevs, kardeşi ve arkadaşlarının hayatından endişe ettiğini söyledi. İdarenin tutsakları koronavirüsten korumak adına bir girişimde bulunmadıklarını kaydeden Firdevs, tutsakların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini vurguladı. 3'üncü Yargı Paketi'ne de değinen Firdevs, tutsaklar arasında bir ayırım yapılmadan bu paketin siyasi tutsakları da kapsaması gerektiğine dikkat çekti.