‘Cezaevleri için sadece görüş yasağı çözüm değildir’

  • 09:02 26 Mart 2020
  • Güncel
Rengin Azizoğlu-Medya Üren
 
DİYARBAKIR - Koronavirüsün cezaevine yayılma şüphesine ilişkin konuşan MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Elif Haran, “Cezaevleri için sadece görüş yasağı getirmek bir önlem olmadığı gibi çözüm de değildir. Aksine bu bir tecrit halidir. Kaygıları gideren önlemler alınmalıdır. Bir an evvel cezaevleri boşaltılmalıdır” dedi.
 
Çin’de ortaya çıkan ve dünyayı saran yeni tip koronavirüs (Covid-19) nedeniyle binlerce kişi yaşamını yitirdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarına göre Türkiye’de de koronavirüs testi pozitif çıkan ve yaşamını yitirenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Salgına karşı yurttaşlar tedirgin haldeyken, yetkililer sıklıkla evden çıkmama çağrısında bulunuyor. Salgına karşı bu şekilde alınan kısmi tedbirlerin yanında, riskli alanların başında cezaevleri geliyor. Adalet Bakanlığı’nın açık ve kapalı cezaevlerinde 2 hafta boyunca görüşleri iptal etmesinin yanında tutsakların hijyenine ilişkin hiçbir önlem alınmadı. MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) Eşbaşkanı Elif Haran, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Virüs tutsak ailelerinde ciddi kaygılara yol açmakta’
 
Koronavirüsün Çin’de başlayıp tüm dünyaya yayıldığını hatırlatan Elif, Türkiye’de 11 Mart tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından duyurulan ilk vakanın ardından bilançoda artış yaşandığına dikkat çekti. “Vakaların artışının yanında ölümlerin de yaşanması bizlerde tutuklu ve hükümlü ailelerinde ciddi kaygılara yol açmakta” diyen Elif, cezaevlerinin kapalı alan olması ve kapasitenin üstünde tutuklunun koğuşlarda kalmasının bu kaygıları daha da arttırdığını söyledi. Elif, “Cezaevlerinde bin 300’den fazla hasta tutsak mevcut. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de koronavirüs için kimi tedbirler alınıyor. Bunlar kapalı alanların, kahvelerin, kafelerin, düğünlerin ve taziyelerin yasaklanmasıyla alınan önlemler. Cezaevlerine ise iki hafta görüş yasağı getirildi. Cezaevleri için sadece görüş yasağı getirmek bir önlem olmadığı gibi çözüm de değildir. Aksine bu bir tecrit halidir” ifadelerini kullandı.
 
‘Yasaklar önlem değil ölüme terk etmektir’
 
Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin durumunun normal koşullarda bile zor olduğunu söyleyen Elif, tutsakların her şeye rağmen koşulları zorlayarak cezaevini yaşanılır kılmaya çalıştıklarını belirtti. Cezaevi koşullarının özellikle hasta ve yaşlı tutsaklar için yaşanılabilir yerler olmadığına işaret eden Elif, “6 metrekarelik bir yerde en az 15 insan yaşıyor. Tuvaletler ve banyolar iç içe ve bir tane. Sıcak su günün belli saatlerinde veriliyor. Hijyen yok. Tutsaklar istese bile hijyenik bir ortamı koşullar itibari ile yaratamıyor. Hastane gidiş ve doktor muayenesi ise ayrı bir sorun. Tutsaklar kelepçe ile hastaneye götürülüp getiriliyor, tedavileri uygun ortam ve şekillerde yapılmıyor. Yüzlerce çok ciddi sağlık sorunları olan tutsak var. Cezaevinde kalamaz raporları olmasına rağmen kaçma şüphesi gerekçesiyle bırakılmıyorlar. Koronavirüs cezaevindeki tutuklu ve hükümlüler için bin kat daha fazla tehlike teşkil ediyor. Her ne kadar aile ziyareti, avukat ziyareti engellese de bu önlem değil, insanları ölüme terk etmek oluyor. Gardiyanlar günde en az 2-3 defa sayım adı altında içeriye girip çıkıyor” diye konuştu.
 
‘Cezaevleri bir an evvel boşaltılmalıdır’
 
Elif, cezaevleri için acil önlem almanın zorunlu haline geldiğini ifade ederken, başta hasta tutsaklar olmak üzere tüm tutsakların büyük bir risk altında olduğunu vurguladı. Yaşam hakkının en kutsal hak olduğuna dikkat çeken Elif, şunları kaydetti: “Yetkililer tutsakların yaşamı tehlikeye girmeden gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Cezaevlerinde olası bir durumda hem hijyen hem de sağlık koşulları nasıl iyileştirilecek? TBMM acilen bu konu ile ilgili gerekli adımları atmak ailelerin ve bizlerin kaygılarını bir an önce gidermek durumundadır. Başta hasta ve yaşlı tutukluların infazlarının ertelenmesi ve tüm tutsakların serbest bırakılması gerekmektedir. Tutuklu ve hükümlü ailelerinin ve kamuoyunun kaygılarını gideren önlemler alınmalıdır. Başta devlet yetkileri ve kamuoyu bu durum karşısında duyarlı olmalıdırlar ve bir an evvel cezaevleri boşaltılmalıdır.”