Hak savunucularından ortak açıklama: Zorla müdahale işkencedir
- 15:27 15 Mart 2020
- Güncel
İZMİR - Ölüm orucunun 255’inci gününde zorla müdahale edilen ve hakkında bilgi alınamayan Mustafa Koçak’ın taleplerinin yerine getirilmesini isteyen hak savunucu ve örgütleri, “Zorla müdahale işkencedir” hatırlatmasında bulundu.
İzmir Aliağa 2 No’lu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu ve adil yargılanma hakkının temini için ölüm orucunda olan Mustafa Koçak’ın koğuşuna 12 Mart günü koğuşundan robocop ve jandarmalar tarafından alınarak; rızası dışında, ailesine ve avukatlarına haber verilmeden Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampus Devlet Hastanesi Dâhiliye servisine götürülmesine ilişkin Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Şubesi’nde basın açıklaması düzenlendi. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD=, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İzmir Tabip Odası’nın düzenlediği ortak basın toplantısına Mustafa’nın anne ve babası da katıldı. Basın metnini avukat Nergis Tuğba Aslan okudu.
‘Mustafa’nın sağlık durumundan haberimiz yok’
Mustafa’nın hastaneye kaldırıldığı gün ölüm orucunun 255’inci gününde ve sağlık durumunun kritik aşamayı çoktan aştığını, yapılacak en ufak hatalı eylemin geri dönüşü olmayan kritik sonuçlara yol açabileceğini söyleyen Nergis, Dünya Tabipler Birliği Malta Bildirgesi ve Tokyo Bildirgesine uyularak müdahaleyi reddeden açlık grevcinin iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Nergis, “Kampüs Hastanesi hekimlerince tüm etik değerler yok sayılmış, zorla besleme yapılmış ve avukat görüşü yapılmamasına dair karar alınmıştır. Koçak’ın hastaneye götürüldüğü günden bu yana, durumu hakkında bilgiye ulaşabilmek mümkün olamamıştır. Ailesi ve avukatları ile görüştürülmemekte, sağlık dosyasına ve kendisine uygulanan tıbbi müdahalenin içeriğine erişmeleri keyfi bir şekilde engellenmektedir. Ölüm orucuna başladığı günden bu yana, sağlık durumunun bağımsız hekimler tarafından izlenmesi yönündeki talebi reddedilmekte; 12 Mart 2020 tarihinde kaldırıldıktan sonra, İzmir Tabip Odası süreci takip etmek üzere iki bağımsız hekimi görevlendirmiş olmasına rağmen, hekime erişim hakkı bizzat İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından engellenmektedir” dedi.
‘Cezaevi idaresi dilekçe hakkını engellendi’
Aliağa Ceza İnfaz Kurumunun aileyi cezaevine yaklaştırmadığını, avukatlarının dahi cezaevi kampüsüne girmekte zorlandığını belirten Nergis, avukatların bizzat cezaevi müdürü tarafından kampüs ortasında tehdit edildiğini, üzerlerine yüründüğünü, avukatların vermek istedikleri dilekçenin dahi saatlerce alınmadığını aktardı. Yaklaşık 6 saat sonrasında Başsavcılık tarafından cezaevi idaresinin aranmasının ardından dilekçelerin alındığını ancak işleme konduğuna dair bir kayıt verilmediğini ifade eden Nergis, “Oysa 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanmasına Dair Kanunu’na göre; dilekçe vermek bir haktır ve idari makamların dilekçe alması zorunludur. 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgesine göre; alınan dilekçeye ilişkin alındı belgesi vermek zorunludur. Ancak cezaevi idaresi usul ve yasaya açıkça aykırı davranmıştır” şeklinde konuştu.
‘Adil yargılanma hakkı iade edilmelidir’
Mustafa’ya yalnızca glikoz yüklemesi ve damar temizlemesi yapıldığı, iradesi olmasına rağmen zorla müdahalede bulunulduğu bilgisini aldıklarını söyleyen Nergis, şunları aktardı: “Oysa ölüm orucu yapan kişilerin zorla besleme sonrasında sakat kaldıkları, hafızalarını kaybettikleri, Wernicke-Korsakoff oldukları hatta yaşamlarını yitirdikleri daha önce deneyimlenmiş olup, bunun başlıca nedeninin hızlı, yoğun glikoz yüklemesi olduğu bilinmektedir. Mustafa Koçak’ı yaşatmanın yolu uluslararası protokolleri ve temel insan haklarını hiçe sayarak zorla müdahalede bulunmak değildir. Mustafa Koçak’ın talepleri kabul edilmeli, adil yargılanma hakkı iade edilmelidir. Kritik aşamayı çoktan geçmiş, bugün ölümle karşı karşıya olan Mustafa Koçak, bu kadar meşru olan talebi kabul edilmediği için yaşamını kaybettiği koşulda, sorumlusu, açık ki bugün bu zor ve baskıyı sistematik olarak derinleştiren ve üreten siyasal iktidardır.”
‘Zorla müdahale işkencedir’
Zorla müdahalenin hekimlik etiğine aykırı olduğunu, zorla müdahalenin işkence olduğunun altını çizen Nergis, “Tüm hekimlere bu konuda meslek etiğinin gereğine uygun şekilde davranmaları gerektiğini hatırlatıyoruz. Mustafa’nın sağlık durumunun bağımsız hekimlerce takip edilmesi talebi karşılanmalı, ailesi ve avukatları ile görüştürülmemesi yönündeki keyfi uygulama ise bir an önce son bulmalıdır. Tüm duyarlı kamuoyunu, baskı, zor ve adaletsizliğe karşı Mustafa Koçak’ın dile getirdiği ‘adil yargılanma’ istek ve talebine sahip çıkmaya çağırıyor, tüm duyarlı kamuoyunu destek ve dayanışmaya çağırıyoruz” dedi.
‘Mustafa işlemediği suçtan ceza aldı’
İstanbul’dan gelen Mustafa’nın annesi Zeynep Koçak ise oğlunun işlemediği suçtan hüküm giydiğini söyleyerek, “Devlet bir Mustafa’dan mı korkuyor? Mustafa yalancılık yapmadı, bir itirafçının yüzünden ceza aldı. O itirafçı nerede? Benim oğlum o suçu işleseydi ben anlardım. Ama biz sakat da kalsa oğluma ölene dek bakacağız. Mustafa’yı yaşatacağız. Ben Mustafa’nın tabutunu taşımayacağım. Mustafalar, Helinler, İbrahimler ölmesin” çağrısında bulundu.