SES: Olağanüstü durumun hastanelerde yönetilemeyeceğinden endişeliyiz

  • 10:56 14 Mart 2020
  • Güncel
ANKARA - SES Merkez Yönetim Kurulu Türkiye’de 5 kişide görülen yeni tip koronavirüse ilişkin yaptığı açıklamada, “Covid-19 hazırlıkları kapsamında yaşananlar, hastanelerimizde karşılaştıklarımız nedeniyle olağanüstü durumun hastanelerimizde yeterince iyi yönetilemeyeceği konusunda ciddi endişeler taşımaktayız” dedi.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Merkez Yönetim Kurulu Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve yaklaşık 160 ülkeye yayılan en sonda Türkiye’de 5 kişide görülen yeni tip koronavirüse ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Sağlık Bakanlığı’nın ve ilgili kurumların bu süreci sağlık emek ve meslek örgütleri ile birlikte şeffaf yürütmesi gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, toplum ve çalışan sağlığı ve güvenliği açısından bu açıklamayı yapmaya ihtiyaç olduğu belirtildi.
 
‘Virüs var-yok darlığında açıklamalar ve bilgilendirmeler yapıldı’
 
2020 yılına Çin’in Wuhan eyaletinde nedeni bilinmeyen zatürre olgularının artışı ile girildiğini ve bu durumun alışageldiğimiz griplerden farklı olgular olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Kısa süre içinde bu hastalığın nedeninin yeni bir Koronavirüs olduğu ilan edildi. Başta Çin ve komşuları Güney Kore ile Tayland’da bu olgu artışı salgın olarak tanımlandı ve oldukça sert önlemler alınmaya başlandı. Dünya Sağlık Örgütü bunun henüz dünya için bir tehdit olmadığını (pandemi) söylemişti. Çin başta olmak üzere ülkelerdeki vaka ve ölüm sayılarında yaşanan artışı tüm dünya olarak izledik.  Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise bu süre içinde virüs bizde "var-yok",  “testler pozitif çıktı-çıkmadı” darlığında açıklamalar ve bilgilendirmeler yaptı” denildi.
 
‘Neleri göze alabileceğimizin sınandığı günlerdeyiz’
 
Her şeyin kontrol altında olduğu, “başarılı önlemler alındı” gibi söylemlerin olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Ancak bu önlemlerin ne olduğu sağlık emekçilerine de halka da açıklanmadı. Yeni Korona virüse (2019-nCoV) Covid-19 ismi verilmesi ile her şey değişmeye başladı. Hastalığın yayıldığı ülke sayısının her geçen gün artması, İtalya ve İran’da çok daha öldürücü bir tablonun ortaya çıkması söylemleri etkiledi. Dünya Sağlık Örgütü peş peşe acil durum derecesini artırdı, Sağlık Bakanı ülkemizde virüsün yayılma riskinin çok yüksek olduğunu söylemeye başladı. Sonrasında ülkemizde ilk vaka tespiti yapıldı, Dünya Sağlık Örgütü de yayılmaya bağlı olarak pandemi ilan etti. Halk büyük bir panik ile marketlere, eczanelere saldırdı, kolonya, alkollü mendil, dezenfaktan vb. hızla karaborsaya dönüştü. Okulların tatil edilmesi, sağlık çalışanlarının izinlerinin iptal edilmesi, hastalığa karşı bireysel olarak hangi önlemler alacağımız gündemi işgal etti. Özetle dünyada ve Türkiye’de toplumsallığımızın, demokrasimizin, insan haklarına verdiğimiz önemin, sağlık sistemimizin, sağlık alt yapımızın, ekonomik olarak neleri göze alabileceğimizin sınandığı günlerdeyiz” İfadelerine yer verildi.
 
‘Bakanlık sağlık örgütlerini görmezden geliyor’
 
Salgınla ilgili olarak sağlık alanındaki tüm örgütlerle, meslek odaları ve sendikalarla işbirliğinin oldukça önemli olduğuna dikkat çekilen açıklamada, alınması gereken önlemler şöyle sıralandı:
 
* Solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşma riskini azaltmak için yapılan öneriler yeni Koronavirüs hastalığı için de geçerlidir.
 
*  Hastalık hasta kişilerin öksürmesi, aksırması ve hapşırması sonrası saçılan damlacıklar yoluyla sağlam kişilere bulaşmaktadır. Bu damlacıkların etrafa saçılması önlenmeye çalışılmalıdır.
 
* Genel bir önlem olarak kalabalık ortamlara girilmemeli, öksüren, aksıran ve hapşıran kişilerden en az bir metre uzakta durulmalıdır.
 
*  Korunmada en etkin yöntem diğer birçok hastalıktan korunmada olduğu gibi el temizliğidir. Ellerin temiz olması sadece Koronavirüsten değil, tüm solunum yollarında hastalık yapan tüm virüslerden korunmayı sağlar. Bu amaçla el temizliğine dikkat edilmesi, temiz olmayan ellerin göz, ağız ve buruna götürülmemesi çok önemlidir.
 
* Maske kullanımı genel olarak öksürüğü olan kişiler için önerilmektedir. Bu anlamda sağlam bireylerin maske takmasına gerek yoktur. Maske kullanımı temizliği ile birlikte yapılmadığında koruma sağlamamaktadır.
 
‘Kötü beslenenler daha savunmasız’
 
Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi Covid-19 salgınında da bağışıklık sisteminin güçlü olmasının ana belirleyici olduğuna yer verilen açıklamada, “Kötü beslenen, daha kalabalık ve kötü barınma koşullarında yaşayanlar, aşırı çalışan ve dinlenme olanağı olmayan insanlar enfeksiyonlara karşı daha savunmasızdır. Tüm bunlara sağlık hizmetlerine erişimi de eklemeliyiz. Önlemler konusunda mutlaka altını çizmemiz gereken,önlemler konusunda olanaklara sahip olma gerçekliğidir. Toplumun tüm kesimleri için sıralanan önlemleri yaşama geçirecek olanaklara sahip miyiz? Olanakların yaratılması konusunda kamunun (devletin) bir an önce devreye girmesi gerekmektedir. Özellikle riskli grupların beslenmesi, barınma koşulları başta olmak üzere yaşam koşullarını güçlendirme öncelikler arasında yer almalıdır.”
 
Açıklamanın devamında şunlara dikkat çekildi:
 
Sağlık emekçilerinin çalışma koşulları
 
“Covid-19 salgını ile ilgili yapılan açıklamalarla alınan önlemler kamuoyu ile paylaşıldı, paylaşılıyor. Bugüne kadar açıklanan önlemler içerisinde sağlık çalışanlarının durumuna ilişkin yeterli açıklamalar yapılmadı. Oysa yapılmalı ve sağlık emekçileri için özel önlemler alınmalıydı. Çünkü biliyoruz ki hastalıkla mücadelede önemli bir yerde duran, ama aynı zamanda en fazla riske maruz kalacak olanlar sağlık emekçileridir.  Çin’de, İtalya’da, İran’da hayatını hasta iyileştirmek için kaybeden onlarca sağlık çalışanı bu gerçeği bir kez daha ne yazık ki tüm dünyaya gösterdi. Biliyoruz ki salgın durumları hele de küresel düzeye ulaşmış salgınlar sağlık kurumları için olağandışı durum ilanı olarak gündeme gelir.  Sağlık hizmetlerinde olağandışı durum ilan edilmesi ise sağlık emekçilerinin çalışmalarıyla ilgili de belli yükümlülükleri beraberinde getirmektedir. Bu yükümlülükleri şöyle sıralayabiliriz:
 
* Artan iş yükünü dikkate alan çalışma planlanmasının yapılması
 
* Sağlık emekçilerinin sayısının artırılması
 
* Fazla mesailerin kaldırılması
 
* Nöbetlerin düzenlenmesi
 
* Hasta olan çalışanlara izin verilmesi ve bu izinlerin hastalık izni kapsamında değerlendirilmesi
 
* Hangi durumlarda ve aşamada sağlık kurumlarına başvurulması gerektiğinin sosyal medya, reklam vb. araçlarla kamuoyuna duyurulması,
 
* Vatandaşlar için Korona danışma hattı kurulması
 
Bizler sağlık emekçileri olarak bu salgından tüm toplum olarak en az kayıpla çıkmak için elimizden gelen her çabayı harcamaya hazırız. Yıllarca yaptığımız gibi yine özverili çalışmaya devam edeceğiz. Ama bugüne kadar Covid-19 hazırlıkları kapsamında yaşananlar, hastanelerimizde karşılaştıklarımız nedeniyle olağanüstü durumun hastanelerimizde yeterince iyi yönetilemeyeceği konusunda ciddi endişeler taşımaktayız.  Yıllardır liyakat ve kariyer ilkeleri hiçe sayılarak yapılan atama ve görevlendirmelerle bizleri yönetenlerin normal dönemlerde bile yönetim becerilerindeki zafiyetlerinin kriz dönemlerinde nasıl bir hal alacağı da endişe nedenlerimiz arasında. Özetle sağlık çalışanlarının sağlığı açısından olağan dışı durum koşullarının sağlanması en öncelikli ve vazgeçilmez işler arasındadır. Sağlık emekçilerinin yaşadığı her hangi bir olumsuzlukta sendikamız ile temas kurmaları önemlidir.
 
 Bu krizden en az etkilenerek başa çıkabilmek için;
 
*Tüm sağlık örgütlerinin görüşü alınmalı, planlama ve önlemler konusunda söz hakkı verilmelidir.
 
* Ülkemizde tüm kurum ve kuruluşlar acil eylem planlarına göre hareket etmeli, hastanelerde acil sağlık hizmeti ve klinik hizmetlerini güçlendirici önlemler başlatılmalıdır.
 
* Çalışanların maddi koşulları desteklenmeli, duruma özgü acil hizmet ödeneği gibi ödeneklerle motive edilmesi sağlanmalıdır.”