Dört yıldır adalet bekleyen Alya: O günleri asla unutmadım

  • 09:05 13 Mart 2020
  • Güncel
MARDİN - Nusaybin’de 14 Mart 2016 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları üzerinden dört yıl geçerken, bu süreçte yaşamını yitiren yurttaşlardan biri olan Şerif Alpar’ın eşi Alya Alpar, dört yıldır adalet beklediklerini söyledi. Alya, “O günleri asla unutmadım. Onu kim öldürdüyse yargı önüne çıkarılsın” dedi.  
 
Mardin'in Nusaybin ilçesinde özyönetim ilanından sonra Mart 2016’ya kadar 5 kez, günlerce süren sokağa çıkma yasakları ilan edildi. 14 Mart 2016'da ise ilçedeki en uzun "sokağa çıkma yasağı" başladı. 134 gün süren yasak sürecinde ilçede  “2015-16 Ağustos 2016 Tarihleri Arasında Sokağa Çıkma Yasakları ve Yaşamını Yitiren Siviller Bilgi Notu” başlıklı rapora göre, çatışmaların yaşandığı mahallelerde farklı tarihlerde 25 sivil katledildi. Ancak yerel kaynaklar ve o dönem bölgede olan gazeteciler çatışmaların yaşandığı mahallelerde 80’den fazla cenazenin çıkarıldığını belirtiyor.   
 
Sivillerin yaşamını yitirmesine ilişkin başlatılan soruşturmada bugüne kadar tek bir adım atılmazken, avukatların yaptığı suç duyuruları da sonuçsuz kaldı. Soruşturmalar kapsamında olaylara tanıklık eden birçok kişinin ifadesine başvuruldu. Tanık ifadelerine rağmen soruşturma dosyalarında tek bir polisin ya da askerin ifadesinin alınmaması ise dikkat çekmişti. 
 
‘Eşimin elinde silah ya da başka bir şey yoktu’
 
Yaşamını yitiren sivillerden biri de 55 yaşındaki Şerif Alpar. 21 Kasım 2015 tarihinde kaldığı Abdulkadirpaşa Mahallesi’nde Çağ Caddesi üzerinde açılan ateş sonucu Şerif hayatını kaybetmişti. Mahalledeki yurttaşlar tarafından alınan Şerif’in cenazesi hastaneye götürülmeden önce uzun bir süre evinin bahçesinde bekletilmişti. Eşi Alya Alpar,  “Ben evde değildim. Eşim evden çıkıp Fırat Mahallesi’nde bulunan akrabalarımızı ziyarete gidecekti. Ne olduysa o zaman olmuş. Ben geldiğimde eşimin ölüm haberini aldım. O sivildi, elinde silah ya da başka bir şey yoktu” dedi. 
 
‘O günleri unutamam’
 
Çektiği acıların bugün de devam ettiğini söyleyen Alya, tek isteğinin adalet olduğunu söyledi. Alya, “Eşim neden öldürüldü? Onu kim öldürdüyse adalet karşısına çıkarılsın” ifadesini kullandı. “Barış olsun artık. Bu topraklarda kan akmasın yeter” diyen Alya şöyle devam etti: “Ben ne eşimi ne de o günlerde yaşadığımı asla unutmadım. Eşim öldükten sonra çektiğimiz acıların haddi hesabı yok. Çektiğimiz kahrı kimse çekmiyor. Hem evimiz yıkıldı, hem de eşimi kaybettim. Bu acıları biz hala çekiyoruz. Ama ben ölsem de o günleri unutamam. Eşim için adalet istiyorum, bütün siviller için adalet istiyorum.”
 
‘Tek isteğim adalet’
 
Eşinin mezar taşında adının bile olmadığını dile getiren Alya,  bu yüzden görümcesinin mezarına bağladığı yazma ile eşinin mezarını ayırt edebildiklerini söyledi. Alya, “Ne olursa olsun o günleri asla unutmam” diyerek aradan geçen dört yıla rağmen tek isteğinin adalet olduğunu vurguladı. 
 
Dosyalarının zamanaşımına bırakılmasından endişe edilen sivillerin isimleri ise şöyle: Ahmet Sönmez (50), Şahin Turan (25), Selamet Yeşilmen (44), Abdulkadir Yılmaz (65), Hasan Dal (45), Musur Aslan (19), Emin Öz (55), Muhammed Altunkaynak (19), Nurhan Kaplan (45), Şerif Alpar (55), Sedat Güngör (22), Mehmet Emin İnan (55), Cudi Teber (23), Mahsum Alpdoğan (19), Fehime Aktı (56), Hakan Doğan (15), Medeni Orak (45), Rohat Karakoç, Hasan Korkmaz (60), Mehmet Pitek (40), Heyhat Müjde (43), Saadet Müjde (19), Fehime Kurumaz (11), Dilşa Ak (59) ve Emire Gök'ün (39).