
Avukat Müzeyyen Nergiz: Gizli tanıklar iftira mekanizmasına döndü
- 09:01 10 Mart 2020
- Güncel
Şehriban Aslan
DİYARBAKIR - HDP’li belediye eşbaşkanlarının tutuklanmasına ilişkin mahkemelerin herhangi bir gerekçe bulamadığını söyleyen avukat Müzeyyen Nergiz, “Gizli tanık Türkiye’de bir delil olmaktan çok uzaktır. Bir iftira ve delil uydurma mekanizması haline dönüşmüştür” dedi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) belediyelerde ve parti yapısında uyguladığı “eşbaşkanlık sistemi” devletin baskılarına da gerekçe edilerek hedef alındı. Eşbaşkanlık sisteminin gerekçe gösterilmesiyle HDP yönetimindeki belediyelerin 32’sine kayyım atandı, görevden alınarak yerine kayyım atanan 23 belediye eşbaşkanı tutuklandı. Hala tutuklu bulunan belediye eşbaşkanlarından 15’i kadın. Eşbaşkanların tutuklanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan, aynı zamanda tutuklanıp serbest bırakılan ve yerine kayyım atanan Nusaybin Belediye Eşbaşkanı Semire Nergiz’in avukatı Müzeyyen Nergiz, mahkemelerin tutumuna da değindi.
‘Eşbaşkanlığa destek yerine yönelimler oluyor’
Eşit temsiliyeti esas alan eşbaşkanlık sisteminin desteklenmesi gerekirken, aksine yönelim olduğunu dile getiren Müzeyyen, “Birçok platformda iktidarın kadınlara eşit hak ve fırsatlar yaratmasının aksine daha da geriye sarmanın peşinde olduğunu dile getiriyoruz. Eşbaşkanlığa yönelimi de bu şekilde okumak gerekiyor. Aynı zamanda özellikle HDP siyasetine ve muhalefete dönükte bir baskı var” dedi.
‘Örgüt üyeliği deniliyor fakat karşılayan iddia yok’
Müzeyyen, Türkiye’deki yasalara dönük eleştirilerinin olduğuna dikkat çekerken, Türkiye’de kayyım atamalarının hayata geçirilmesinin, eşbaşkanlık siteminin olmamasının eleştirilerin başında geldiğini ifade etti. Mevcut yasaların da uygulanmadığını dile getiren Müzeyyen, “Mesela yasa, görev sebebiyle herhangi bir suçla ilgili soruşturma ya da kovuşturma ön görürken kayyım atanan belediyelerin hiçbirinde böyle bir soruşturma olmadığını, insan hakları belgelerindeki hakların kullanımından kaynaklı soruşturma olduğunu ve bunların hiçbirinin ceza ile sonuçlanmayacağını gösteriyor. Bunlar keyfi soruşturmalardır. Bazı eşbaşkanlar sadece kayyıma ilişkin yapılan basın açıklamalarına katıldığı için tutuklandı. Anayasada protesto hakkı var. Atamalara baktığımızda mevcut yasalarda yeri yok, hatta mevcut yasaların da gerisindedir. Evet, büyük büyük laflar ediliyor, ‘örgüt üyeliği’ deniliyor. Fakat dosyalara bakıldığında bunu karşılayacak iddialar yok” diye konuştu.
Tutuklanma gerekçesi: Kayyım protestosuna katılma
Müzeyyen, Nusaybin Belediye Eşbaşkanları Semire Nergiz ve Ferhat Kut’un mahkeme tarafından, “gizli tanık" beyanları gerekçe gösterilerek "örgüt üyesi olmak" suçlamasıyla tutuklandıklarını anımsattı. Eşbaşkanların tutuklanmalarında herhangi bir delilin bulunmadığını fakat tutuklamak için gizli tanık delilinin oluşturulduğunu söyleyen Müzeyyen, şunları kaydetti: “İki suçlama vardı. Biri protesto eylemlerine katılmasıydı. Protestodan kasıt da Mardin Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyım protestosu ile ilgili yapılan basın açıklamalarına katılmaktı. Bir diğeri ise seçim zamanı yaptığı seçim propagandasıydı. Normal şartlarda soruşturma dahi açılmaması gerekirken, bu iddialar tutuklanma gerekçesi olarak gösterildi. Çok ciddi sonuçları olan işlemler yapılıyor. İçişleri Bakanlığı önce maddi gerçeklikten uzak temelsiz bir soruşturma açıyor, daha sonra bu soruşturmaya dayanarak şeklen bile uygun olmayan kayyımlar atıyor. Nusaybin Belediyesi ile ilgili de böyle bir süreç yaşandı. Evet, eşbaşkan Semire Nergiz şu an tahliye edildi, fakat kayyımla ilgili dava hala sürüyor. En son yürütmeyi durdurma talebimiz reddedildi. Ona karşı istinafa itirazımızı sunduk bekliyoruz.”
‘Önceki yargılamalarda gizli tanıkların olmadığı ortaya çıktı’
Mahkemelerde gizli tanık suçlamalarına değinen Müzeyyen, başka türlü suçlamalar bulunamadığından gizli tanık deliline başvurulduğunu kaydetti. Müzeyyen, “Gizli tanık Türkiye’de bir delil olmaktan çok uzaktır. Bir iftira ve delil uydurma mekanizması haline dönüşmüştür. Gizli tanığın kimlik bilgilerinin gizli olması gerekir gizli tanığın kendisi değil. Ancak soruşturma ve kovuşturma sürecinde hiçbir şekilde müdafi ya da yargılanan kişilere gizli tanıklara doğrudan soru sormasına ve yargılamalarda yer alınmasına izin verilmiyor. Önceki yargılamalarda da aslında gizli tanıkların hiç olmadığı ortaya çıktı. Gizli tanıklar doğruluğu hiçbir şekilde kanıtlanamayacak beyanlar veriyor. Bu da dediğim gibi iftira mekanizması haline geldi” diye vurguladı.