Sincan Cezaevi’nden tutsak Dilan Oynaş: Özgürlük rüzgarı bize doğru esecektir

  • 11:05 8 Mart 2020
  • Güncel
ANKARA - Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak olan Dilan Oynaş 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle gönderdiği mektubunda, “Bugün yaşama sınır koyanların ya da yaşamı sınırlandırmaya çalışanların karşısında olduğumuz sürece özgürlük rüzgarı da bize doğru esecektir. Yiğit kadınların mücadele ruhu ve ısrarı ile zafer de hep bizden yana olacak” dedi.
 
Kanun Hükmünde Kararname ile (KHK) kapatılan Azadiya Welat gazetesi muhabiri Dilan Oynaş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle tutsak bulunduğu Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden ajansımıza mektup gönderdi.   
 
Dilan, mektubunda şöyle dedi:
 
“Sizleri baharın gelişi ile gelen değerli zamanın ruhu ile sımsıkı kucaklıyor ve öpüyoruz. Aynı zamanda yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü moral ve coşkusuyla da ayrıca selamlıyoruz. Baharın getirdiği rengarenk çiçeklerle yaşamı güzelleştiren kadınların özgürlük yürüyüşü her geçen gün daha da büyüyor. Böylesi günlerde aslında her anımız anlam ve hissiyatın yarattığı yüreklerimiz güneşe hasret tüm yüreklere dokunmak istiyor. Yaşadığımız durumlar bildiğiniz gibi dışarının hayat atmosferini takip edebildiğim kadarıyla yine zor süreçleri konuşuyor olmak üzücü.
 
Yaşamı tüketen savaş naraları yüzünden ölümlerin, katliamların bir türlü son bulmadığı acı zamanları yaşamaya itiliyoruz. Her ne kadar süreç zor kılınsa da zafer aydınlıktan yana olacak. Elbette bu da güneşli günlerin kendisini göstereceği günlerdir. Bir de dışarının hailini içeriden izlemekte zor oluyor. Bizler de daha güçlü anlamaya çalışıyoruz son yaşananları. İçerinin böylesi kötü yanları olduğu kadar buraları güzelleştiren anlamda farklı kılan iyi yanları da var. Yaşama ve yaşatma inadına sahip olduğumuz gerçekle duvarların, tellerin sarmaladığı yerlerde kadınların direnişi ile özgürlüğün anlamlaştırdığı mekânlara dönüşmesi yine kadınların yaşam enerjisinin yoğunluğu ile tanımlanır. Bilinen bir gerçekte kadınların doğasında baskı, yasaklara yer olmadı, olamazda. Çünkü yaşam direnlerin yüreklerinden doğra. Kadın nasıl ki yaşamın doğurucu, yaratıcı koruyucu gücü ise özgürlüğün, eşitliğin, barışın ve toplumsallığın hakikat gücüdür de. Bu yaşamda güzellikler mücadelelerle yaratıldı ve hep yaratılıyor oluşu yine kadının yaşama karşı sorumlulukların emeği içinde olması onun onurlu vicdani duruşunu gösterir.
 
Dünyanın vicdan sesi olan kadın hakikat yolcusu tutkulu bir direnişin inanç ve kararlığı ile her alanda yaşamdaki öncülüğünü ortaya koymakta olup egemenlerin kurnaz erkeklerin asla teslim alamayacağı bir direniş gücüne sahipler. Hakikat bilgesinin de dediği gibi: ‘Kadın olmak müthiş bir şey’. Fikirleri gibi kendileri de güzel olan yıldızlaşan kadın yoldaşlarımız Rosalardan Saralara milyonların yüreklerine 'xwebun' olmanın eşsizliğini nakşettiler. Onlar ki tüm kadınların özgürlük sembolü, yaşamın kendisi olurlar. Hakikatten pay alan tüm güzel yüreklerin özgürlük stranı zılgıtları ile dünyayı evrene aydınlatan sönmeyen ışıltıları ile varlık savaşını sürdürdüler. Direngen kadınlar özgürlüğün yaşama ve insanlığa adamışlığın en güzel varlığının simgeleridir.
 
Özgürlüğü yaşam kılan ve edebileştiren günlerin umudunu taşıyanların yolu hakikate açılır ki bu yolda umut edilmediği hiçbir zaman olmadı ve olmayacaktır. Bunun için aramızdan ayrılan ölüme terk edilen tüm kadınların isyan çığlığını gökyüzünün maviliğinden yeryüzüne haykıracağız. Hiçbir kadının evlerde, zindanlarda, saraylarda hapsedilemeyeceği kölelik zincirlerinden kurtuluşunun amansız kavgasını verdiği özgür mekânlarda halaylara duracağı günlerin özlemi ile hakikate en yakın olunan zamanların kalıcılığı ile siyasi kadın tutsakları ve sizleri selamlıyorum…
 
Tüm dünya kadınlarının 8 Mart direnişini kutluyoruz Bugün yaşama sınır koyanların ya da yaşamı sınırlandırmaya çalışanların karşısında olduğumuz sürece özgürlük rüzgarı da bize doğru esecektir. Yiğit kadınların mücadele ruhu ve ısrarı ile zafer de hep bizden yana olacak. Çok değerli bir söz var biz kadınları anlatan: ‘Tüm çiçekleri koparabilirler ama baharın gelişini engelleyemezler’…”