Barış, Dostluk ve Demokrasi ödülü sahiplerine verildi

  • 18:57 7 Mart 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - Tabipler Odası her yıl 14 Mart Tıp Haftası dolayısıyla verdiği Barış, Dostluk ve Demokrasi ödülünü bu yıl Barış Anneleri İnisiyatifine ve sanatçı Kadir İnanır’a verdi.
 
Diyarbakır Tabip Odası’nın (DTO), 1996’dan bu yana 14 Mart Tıp Haftası’nda verdiği Barış Dostluk ve Demokrasi Ödülü bu yıl Barış Anneleri İnisiyatifi ve sanatçı Kadir İnanır’a verildi. Bir otelde gerçekleşen ödül töreni öncesinde, “Toplumsal barış için neler yapılmalı” adlı bir panel gerçekleşti. Ödül töreni ve panele, Halkların Demokratik Partisi (HDP) üye ve yöneticileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı ile yöneticileri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyeleri, Emek Partisi (EMEP) üyeleri, MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-sen) ile birlikte bir çok sivil toplum kuruluşları katıldı. Salona “Sağlıktan ve Özgürlükten Tasarruf Edilmez” pankartının Türkçe ve Kürtçesi asıldı.
 
‘Acilen barışa ihtiyacımız var’
 
Panelde,  Doktor Ali Çerkezoğlu, Doktor Zeki Gül ve Barış Anneleri İnisiyatifi adına Barış Annesi Raife Özbey konuşma yaptı. İlk olarak konuşan Ali, bugünün Diyarbakır’ın barış günü olduğunu belirterek, barışı konuşacaklarını dile getirdi. Ali, “2020’de barışı konuşmak daha önemli bir hal alıyor. Barış varlığımızı, yaşamımızı önceleyen bir hal alıyor. Acilen barışa ihtiyacımız var” dedi.
 
‘Barışın anahtarı İmralı’dadır’
 
Ali’nin konuşmasının ardından söz alan Barış Annesi Raife Özbey, artık bu topraklarda barıştan söz etmenin suç sayıldığını dile getirerek, barış kelimesini kullananların tutuklanarak cezaevlerine konulduğunu ifade etti. Raife konuşmasının devamında şunları kaydetti: “ 40 yıldır bu topraklarda kan dökülüyor. Kan kanla durmaz, barış olmalı. Yaşadığımız müddetçe barışı haykıracağız. İmralı kapısı açılmalıdır. Barışın anahtarı İmralı’dadır. Yarın 8 Mart ve tüm dünya kadınlarının 8 Mart’ını kutluyorum. Tüm kadınları yarın İstasyon Meydanında gerçekleşecek olan mitinge çağırıyorum.”
 
‘Toplumsal barışı korku ve suskunluk engelliyor’
 
Raife’den sonra konuşan Doktor Zeki Gül ise öncelikle “barış nedir” diye sorulması gerektiğine vurgu yaparak, bu ülkede güvensizliğin arttığını söyledi. Zeki, “Toplumsal barışı korku ve suskunluk engelliyor” dedi.
 
Ödül töreni 1990’lı yıllardan bu güne direnen ve Barış, Dostluk ve Demokrasi ödülü alan kişilerin de yer aldığı bir sinevizyon gösterimiyle devam etti.
 
Ödülün gerekçesi
 
Ödülün gerekçesini açıklamak üzere kürsüye çıkan İHD Kadın Komisyonu Sorumlusu Derya Yıldırım, savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyledi. Derya ödülü verme gerekçelerini şu şekilde anlattı: “90’lı yılların baskı ikliminden militarizmin ve şovenizmin tırmandığı her türden anti demokratik uygulamaların hüküm sürdüğü, günümüze değin durmadan, geri adım atmadan, mücadelelerini sürdüren Barış Anneleri İnisiyatifi ve iktidarın her türlü saldırısına rağmen yaşamdan yana tutum alması, savaş karşıtı tavrından vazgeçmemesi nedeniyle Kadir İnanır layık görülmüştür.”
 
Törene katılamayan Leyla Güven ile cezaevinde bulunan Selçuk Mızraklı gönderdikleri bir mektup ile ödül sahiplerini kutladı. Yurtdışında olduğundan kaynaklı ödülünü almaya gelemeyen Kadir İnanır da görüntülü bir mesaj göndererek, ödüle layık bulunduğundan ötürü teşekkür etti.
 
Ödülü Barış Annelerine Doktor Mahmut Ortakaya verdi. Ödülün annelere takdim edilmesinin ardından çekilen toplu bir fotoğraf karesi ile tören sona erdi.