
Kadınlar renkleriyle kahkahalarıyla alanlarda buluşacak
- 09:05 7 Mart 2020
- Güncel
Zeynep Akgül
ANKARA - Ankara Kadın Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelecek kadınlar, yarın 8 Mart Pazar günü saat 14.00’da Kurtuluş’tan Ziya Gökalp Caddesi’ne yürüyerek yoksulluğa, güvencesizliğe, savaşa, kadın katliamlarına, tacize, tecavüze ve kazanılmış haklarına yönelik saldırılara karşı alanda buluşacak.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında etkinlikler devam ederken, yapılacak mitingler için ise kadınların hazırlıkları devam ediyor. Ankara’da ise kadınlar 8 Mart günü yapılacak yürüyüşe kadınların katılımı için çağrı yapan Ankara Kadın Platformu’ndan Latife Demirci Kahya, yoksulluğa, krize, erkek-devlet şiddetine, kadın katliamlarına, tacizlere ve tecavüze karşı 8 Mart’ta eşitlik ve özgürlük talepleriyle alanlarda olacaklarını söyledi.
‘Erkek-devlet şiddeti her yerde kadınları hedef alıyor’
Artan ekonomik kriz ile birlikte Ortadoğu’da ve bölgede sürdürülen savaşın yine en çok kadınların yoksullaşmasına neden olduğunu ifade eden Latife, “Kadınların emeğinin yaşamın her alanında daha da görünmez hale geldiğini biliyoruz. Her krizle birlikte işten atılanların yine kadınlar olduğunu görüyoruz. Erkek-devlet şiddetinin yine her yerde kadınları hedef aldığını biliyoruz” dedi.
‘Kadınlara yönelik çok sayıda gözaltı ve tutuklamalar yapıldı’
Mülteci kadınlara yönelik şiddetin de her geçen gün arttığına dikkat çeken Latife, kadınların savaş karşıtı olmaktan, barış talep etmekten asla vazgeçmeyeceğini söyledi. Kadınların sokakta ve bir arada olmasından korkanlara Latife şöyle seslendi: “Bizleri yasaklarla, baskılarla sindiremezsiniz. Las Tesis’te olduğu gibi ‘suçlu sensin’ çığlığımız ve teşhirimiz, sokakları terk etmeyişimiz baskıcı ve otoriter yönetimleri ve de AKP- MHP iktidarını çok korkuttu. Kadınların kazanılmış hakları, tüm dünyada hedef haline geldi. Sokakları ve alanları terk etmeyen feminist harekete ve kadın hareketine karşı tüm dünyada açıktan savaş başlatıldı. AKP-MHP ittifakı sözcüsü aynı zamanda İçişleri Bakanı kadınları hedef gösterdikten sonra 8 Mart birçok yerelde yasaklandı. Bu süreçte kadın hareketi ve feminist hareket açısından hayati bir öneme denk geldiği ve kadınların bu süreçte bir arada örgütlü olmalarının son derece önemli olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Yaşadığımız coğrafyada olduğu gibi dünyada da milliyetçilik, cinsiyetçilik, üzerinden kendini var eden baskıcı ve faşist iktidarların önce kadınlara ve çocuklara saldırdığını biliyoruz. Kadın katliamlarına yenilerini eklediler, kayyım siyasetiyle eşbaşkanlığı hedeflerine aldılar. Kadınlara yönelik çok sayıda gözaltı operasyonları ve tutuklamalar yapıldı.”
Latife sözlerine şöyle devam etti: “Yıllardır olduğu gibi yine sokaklardayız, yine dayanışmayla mücadelemizi büyütüyoruz! Her şeye ve her türlü baskıya, kadın düşmanı yasalara rağmen eşitlik ve özgürlük için direnen, üreten, itaat etmeyen ve mücadele eden kadınlar ve LGBTİ+ bireyler var. Bu korkunç tabloyu değiştirebilecek umudumuz, direncimiz ve gücümüz var. Bizler bu kararlılıkla mücadelemize devam ediyoruz.
‘Las Tesis’i yasaklatanları kimse unutmasın’
Emine Bulut’un ‘ölmek istemiyorum’ sözüne 10 yaşındaki kızının ‘Anne lütfen ölme’ feryadını kimse unutmasın. Eskişehir’de öldürülen Ayşe Tuba Arslan’ın savcılığa yaptığı 23 suç duyurusunu dikkate almayanları kimse unutmasın. Aydın’da Zeliha Erdemir’in savcılığa yaptığı 46 suç duyurusuna rağmen koruma almadığını kimse unutmasın. Şule Çet’i, Ceren Özdemir’i, Nadire Kadirova’yı ve Ceren Damar’ı kimse unutmasın. Şili’de başlayan ve kadınların direnişini simgeleyen danslı protesto ‘Las Tesis’i yasaklatanları da kimse unutmasın.”
‘‘İyi hal uygulamalarına son verilsin’
Kadın ve çocuklara yönelik suçlardaki artışa dikkat çeken Latife, “Kadınların hedef gösterilmesi devam ettiği sürece şiddet de yükseliyor, bu suçlarda mahkemelerin iyi hal uygulamalarına bir an önce son vermeleri gerekiyor. Kadınlar geleceklerinden endişe duyuyor. Kadına yönelik kötü muamele, cinayet, işkence, tecavüz ve istismarın önlenmesini sağlayacak denetim ve cezalandırma mekanizmaları işletilmeli, suç işleyenler ve işlenmesine göz yumanlar kesinlikle cezalandırılmalı. Kadına yönelik suçlardan dolayı hakim karşısına çıkanlara davranış ve şekli görüntüsünden dolayı iyi hal uygulanmamalı” dedi.
‘İstanbul Sözleşmesi uygulansın’
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un etkin olarak uygulanması gerektiğine dikkat çeken Latife, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadına karşı şiddetle ilgili dünyanın en önemli sözleşmesi olan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi yani kısaca İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke Türkiye olmasına rağmen yasal sorumluluğunu yerine getirmiyor. Öldürmenin ve istismarın bahanesi olmaz. Bu cinayetleri, tacizleri ve istismarları durdurmak AKP’nin birinci görevidir. AKP’nin kadın düşmanı politikalarına her gün yenisi ekleniyor. ”
‘Geceleri de sokakları da terk etmiyoruz’
Kadınları 8 Mart’ta alanlara çağıran Latife, “Ankara’nın dört bir yanından gelen kadınlarla birlikte yoksulluğa, güvencesizliğe, savaşa, kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze, kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı haklarımız ve hayatlarımız için 8 Mart Pazar günü saat 14.00’da Ziya Gökalp Caddesi’nde bir arada olacağız. Ayrıca, Feminist Gece Yürüyüşü de saat 20.00’da yapılacak. Son söz olarak kadın katliamlarına, kadına yönelik şiddete, tacize ve tecavüze karşı kadınların en büyük silahı ‘kadın dayanışması’ olduğunu biliyoruz. Bu 8 Mart’ta da erkek şiddeti ve erkek yargıya karşı, geceleri de sokakları da terk etmiyoruz” diye belirtti.
Eşit ücret için 257 yıl geçmesi gerekiyor
“Küresel Cinsiyet Uçurumu 2020 Raporu”na göre, Türkiye 153 ülke arasında, ekonomik, siyasi hayata katılım, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimde 130’uncu sırada yer alıyor. Kadınlar, siyasal hayata katılmaları kategorisinde 109’uncu, eğitim eşitliğinde 113’üncü, okuma yazma oranında 101’inci, ekonomiye katılım ve fırsat eşitliğinde 136’ncı, benzer işler ücret eşitliğinde ise 106’ncı sırada.
Her 10 kadından 4’ü erkek şiddetine maruz kalıyor
AKP döneminde kadınların çalışma hayatının dışına itildiği, çalışan 1 milyondan fazla kadının ya işsiz kaldığı ya da eş baskısı nedeniyle evine kapandığı, Türkiye genelinde kadınların yüzde 38’inin fiziksel, yüzde 17’sine yakın bir kısmının da cinsel şiddete maruz kaldığı ifade ediliyor. Her ikisine birden maruz kalanların oranı ise yüzde 38 dolaylarında. 3 milyona yakın kadın okuma yazma bilmiyor. Kamuda çalışanların sadece yüzde 34’ü kadın. Her 10 kadından 4’ü evli olduğu ya da birlikte olduğu erkeklerin şiddetine maruz kalıyor.
Ayrıca rapora göre kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması için en az 100 yıl, erkeklerle eşit ücrete sahip olması için ise 257 yıl geçmesi gerekiyor.
474 kadın katledildi
“Türkiye’de Kadın Cinayetleri, Cinsel Saldırılar ve Çocuk İstismarı Raporu”na göre 2019 yılında 474 kadın katledildi. En az 166 kadın cinsel saldırıya uğradı ve yine en az 96 çocuk istismar edildi. Kadın katliamları her geçen yıl hızla arttı. 2016’da 329, 2017’de 409 ve 2018’de 440 kadın erkekler tarafından katledildi.