Baro Kadın Hakları Komisyonu: Haklı taleplerimiz için mücadele edeceğiz
- 14:16 6 Mart 2020
- Güncel
VAN - Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında yaptığı açıklamada, kadına yönelik şiddetin engellenmesinin eşit yaşamla mümkün olabileceğini vurguladı.
Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Van Adalet Sarayı önünde valiliğin yasak gerekçesini gösteren polislerin engellemesine rağmen basın açıklaması gerçekleştirdi. “Kadın yaşam özgürlük” ve “Emekçi kadın avukatlar yalnız değildir” pankartlarının taşındığı açıklamada basın metnini Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Ebru Demirtepe okudu.
‘2020 yılının ilk iki ayında 49 kadın katledildi’
Kadınların yaşamın her alanında var olduğunu belirten Ebru, karar alma organlarında, istihdamda, eğitimde ve politikada aynı oranda temsil edilmediğine dikkat çekti. Ebru, “Bunun yanında kadınlara yönelik ayrıştırıcı, ötekileştirici, yok sayan ve kendinde kadını ve kadına ait tüm değerleri yok etme hakkı gören politikalar sistematik bir şekilde devam etmektedir. Bu politikalar kadınlara yönelik fiziksel, psikolojik, ekonomik, sosyal, kültürel her türlü şiddet ile somutlaşmakta, yaşamın her alanına sirayet etmekte ve gün be gün artış göstermektedir. Bu kapsamda yalnızca 2020 yılının ilk 2 ayında 49 kadın erkek egemen zihniyet tarafından katledilmiştir” dedi.
‘Kadına yönelik medyada eril dil kullanılıyor’
Kadına yönelik şiddetin artmasında, kadına yönelik politikalarda sistemli bir geriye gidişin etkisinin büyük olduğunu da değinen Ebru, eğitim müfredatı ile toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizliklerin ve dini referansları dikkate alınarak kanuni düzenlemelerin yapıldığını ifade etti. Kadına yönelik şiddet haberlerinde medyada eril bir dil kullanıldığını belirten Ebru, “Kadının asıl görevinin annelik ve esas yerinin ev olduğu algısı yaratılarak, kadının sosyal yaşamda yer alması kısıtlanmaktadır. Kamusal alanların kadınlar için güvenilir hale getirilmesi sağlanacağı yerde kamu hizmetleri toplumsal cinsiyet ayırımına yol açacak şekilde verilmekte, failin fiili tartışılacağı yerde kadının şiddete uğramasına bulunduğu yer, zaman ve giyiniş biçimleri mazeret olarak kullanılmaktadır” diye konuştu.
'Eğitim sistemi değiştirilmeli'
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliği problemi; ekonomik ve toplumsal hayatın eşitlik ilkesi kapsamında düzenlenmesiyle mümkün olabileceğini vurgulayan Ebru, “Kadınları toplumsal hayat dışına itmeye çalışan, cinsiyetçi ve ayrımcı politikalardan ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Her türlü toplumsal cinsiyet eşitsizliğin kaldırılması için eğitim sisteminin topyekün değiştirilmesi bir zorunluluktur” diye belirtti.
'Her türlü çabayı göstereceğiz'
Ebru, Van Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini tesis etmede gerekli çerçevenin oluşturulması; sosyal, politik ve hukuksal düzenlemelerin geliştirilmesi için her türlü çabayı göstermeye devam edeceklerini getirdi. Ebru, bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü dayanışma ile kutladığını ifade etti.
Açıklamada son olarak şu talepler sıralandı:
“*Kadınların ekonomik özgürlüğü için çalışmasının önündeki engellerin kaldırılması, sosyal güvenlik, parasız eğitim ve parasız sağlık haklarından yararlanılmasının sağlanmalıdır.
*Aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için kampanyalar ve eğitim programları başlatılmalıdır.
*Medya, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti teşvik edici yayınlar üzerinde kendi oto-denetim mekanizmasını kurarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçmelidir.
*Şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evlerinin sayısının artırılmalı, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardımın yapılmalıdır.
*Evde, sokakta, işyerinde, gözaltında, cezaevinde yaşanan kadına yönelik şiddetin sorumlularının yargılanmasını ve caydırıcı yasal tedbirler alınmalıdır.
*Yine Eğitim, istihdam, sağlık, siyaset, hukuk ve benzeri alanlarda fırsat ve olanaklardan eşit düzeyde faydalanması, kadın ve erkeğe verilen hakların, yüklenen sorumlulukların adil bir biçimde dağıtılması ve bu adalet sağlanana dek nafaka tartışmalarına son verilmesi gerekmektedir.”
Açıklama, alkışlarla sona erdi.