Üniversite öğrencileri: İktidar şirketlerin arkasında öğrencilerin karşısındadır

  • 13:56 6 Mart 2020
  • Güncel
ANKARA - KYK önünde yaptıkları eylem sırasında gözaltına alındıktan sonra maruz kaldıkları duruma ilişkin açıklama yapan öğrenciler, “Sadece 2017 yılında 17 tane şirketin 3 milyar 106 milyon TL’lik vergi borcu silinmiştir. Bu miktar, hakkında yasal işlem başlatılan öğrencilerin kredi borcunun tamamını karşılamaktadır. Fakat iktidar, şirketlerin arkasında, öğrencilerin karşısındadır” dedi.
 
Ankara Üniversitesi (AÜ) Cebeci Kampüsü’nde kadınların katledilmesine ve şiddete maruz bırakılmasına karşı 25 Aralık 2019 tarihinde “Las Tesis” dansı yapan 8 öğrenci polisler tarafından gözaltına alınmıştı. Öğrenciler, kaldıkları Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurdundan atılmış, bursları kesilmişti. Öğrenciler duruma tepki göstermek için iki gün önce KYK’nın önünde basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Basın açıklamasına izin vermeyen polis 25 öğrenciyi gözaltına almıştı. 
 
Aynı günün akşamı serbest bırakılan öğrenciler, gözaltında yaşadıkları baskıları ve yapılmasına izin verilmeyen basın açıklamasını Mülkiyeliler Birliği'nde bir araya gelerek gerçekleştirdi. Açıklamanın olacağı salona, “Taleplerimizden vazgeçmiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz” pankartı asıldı.  Açıklamaya öğrencilerin avukatı ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube üyesi Fatin Kanat ve çok sayıda öğrenci katıldı. Basın metnini öğrenciler adına Leyla Mavili okudu.
 
‘TÜİK’in çarpıttığı enflasyon rakamları kadar zam yapılmadı’
 
"İnsanca yaşamak" istediklerini belirten Leyla, ekonomik kriz ile birlikte iktidarın öğrencilerin sefaletinin daha da derinleştirdiğini, geleceklerini düşünmek yerine karınlarını nasıl doyuracaklarını düşünür hale geldiklerini belirtti. Leyla, “Kriz yüzünden gerçek enflasyon oranları yüzde 30'lara, yüzde 40'lara varmış durumda. Fakat çoğumuzun tek geçim kaynağı olan KYK'dan aldığımız öğrenim kredi ve burslarına TÜİK'in çarpıttığı enflasyon rakamları kadar bile zam yapılmadı. Bu da yetmezmiş gibi arkadaşlarımız, hiçbir gerçek gerekçe gösterilmeksizin yurtlarından atıldılar, bursları kesildi. Kredi Yurtlar Kurumu yurttan atma ve kredi/burs kesme cezalarıyla üniversite öğrencilerinin hayatına kast etmektedir. Biz, üniversite öğrencileri olarak, yaşamak istiyoruz” dedi.
 
‘Cemaat ve tarikat yurtlarına muhtaç bırakılıyoruz’
 
‘Müşteri değil, öğrenciyiz’ diyen Leyla konuşmasına şöyle devam etti: “Ders materyallerimiz, barınma, beslenme ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarımız üzerinden kar amacı güdülüyor. Bir yandan da bizlere aktarılan kaynaklar kısılıyor; barınma, beslenme ihtiyacımızı karşılamaya yetecek kadar bir gelirden bile mahrum bırakılıyor, yurtlarımız kapatılıyor ve yarı ve özel adı altında cemaat ve tarikat yurtlarına muhtaç bırakılıyoruz, okullarımızdaki yemekhaneler özel işletmelere verilerek şirketlere kar alanı olarak peşkeş çekiliyor, yemek fiyatları her dönem artıyor. Biz üniversite öğrencileri olarak geçinemiyoruz. Vaktimizin büyük çoğunluğunu okuldan çok işyerinde geçirmek zorunda kalıyoruz. Bütün bunlar eğitim hakkımızın gaspına neden oluyor.”
 
‘Hayata borç batağında giriyoruz’
 
Yaşadıklarının sadece üniversiteye bağlı olmadığını bundan sonrada işsizlik sorunlarıyla karşılaşacaklarını kaydeden Leyla, “Yaşadığımız coğrafyada 1 milyona yakın üniversiteli işsiz var. Yoksulluktan, işsizlikten bir çıkış kapısı olarak bizlere gösterdikleri üniversite hiçbir işe yaramadığı gibi, Milli Eğitim Bakanı 'Sen ağa ben ağa, bu inekleri kim sağa' diyerek adeta biz öğrencilere bu iktidarın gerçek yüzünü göstermektedir. İşsiz kalan bizler, haliyle geri ödemeli olarak aldığımız KYK kredilerini ödeyemiyoruz. Hayata borç batağında giriyoruz. 'KYK borçlarının silinmesi', sık sık sosyal medyada gençliğin talebi olarak gündem haline geliyor. KYK borcu olan 5 milyon kişiden 280 bini hakkında yasal işlem başlatıldı. Sadece 2017 yılında 17 tane şirketin 3 milyar 106 milyon TL’lik vergi borcu silinmiştir. Bu miktar, hakkında yasal işlem başlatılan öğrencilerin kredi borcunun tamamını karşılamaktadır. Fakat iktidar, şirketlerin arkasında, öğrencilerin karşısındadır” diye belirtti.
 
'Öğrencileri borçlarını ödeyemediği için intihar ediyor'
 
Öğrencilerin geleceksiz bırakıldığını, bunun yanı sıra iktidarın geniş baskı aygıtlarını kurarak her türden muhalefeti susturmaya çalıştığına dikkat çeken Leyla, “Bu duruma ve yaşadığımız coğrafyada içine sürüklendiğimiz baskı atmosferine karşı sessiz kalmayan, mücadele eden, örgütlenen arkadaşlarımız ise okullarımızda soruşturmalara, uzaklaştırmalara maruz kalıyor, KYK'dan aldıkları öğrenim kredisi kesilerek açlığa mahkum ediliyor. İktidar, misliyle geri alınan KYK kredisini ve burslarımızı keserek; bizleri bu kredilerle aylık harcını zar zor ödediğimiz yurtlardan atarak yaşamlarımıza kast ediyor. Hiç kimse unutmasın, herkes bilsin, bu topraklarda üniversite öğrencileri, iş bulamadığı ve borçlarını ödeyemediği için intihar etmektedir. Yaşananlar intihar değil birer cinayettir. Bu cinayetleri de öğrencileri açlığa mahkûm edenler işlemektedir. Bizler bu cinayetlere karşı mücadele ediyoruz ve tüm sıra arkadaşlarımızı dayanışmaya çağırıyoruz” diye konuştu. 
 
Leyla son olarak, öğrencilerin taleplerini şöyle sıraladı:
 
"*İktidar, rektörlükler, Yüksek Öğrenim Kurumu, Kredi Yurtlar Kurumu tarafından, öğrencilerin yaşamlarına dönük saldırılar sonlanmalıdır.
 
* Tüm KYK borçları silinmeli ve tüm öğrencilere karşılıksız burs sağlanmalıdır.
 
*Tüm öğrencilerin barınma, beslenme, ulaşım ve sağlık ihtiyaçları ücretsiz sağlanmalıdır.
 
* Yaşadığımız coğrafyada ve üniversitelerimizde düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki her türlü engel kaldırılmalıdır."
 
‘Sözümüzü söyleyemeye devam edeceğiz’
 
Ardından gözaltına alınan Çağla Çakır, KYK önünde bekleyen polislerin müdahale etmek için beklediklerini kendilerine bu misyonu üstlendiklerini belirtti.  Çağla, “Bizler bu mücadelenin öznesiyiz. Okullardaki ifade özgürlüğü için mücadele edeceğiz, buradan seslerimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Gözaltına alındığımız da, ilk küfür, taciz ve darp edilerek alındık. Hastanede doktor muayenesinde polisle birlikte muayeneye sokulmak istedik. Bu hukuksuz alanlara rağmen sözümüzü söyleyeme devam edeceğiz” dedi.