‘8 Mart cezaevinde de heyecanla karşılanıyor, hazırlıklar yapılıyor’

  • 10:56 6 Mart 2020
  • Güncel
Filiz Zeyrek  
 
ADANA - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dışarıda günler süren hazırlıklarla karşılanırken, cezaevlerinde de kadınlar tüm engellere rağmen birçok etkinlik düzenliyor. Cezaevinde kaldığı sürede 8 Mart’ı nasıl karşıladıklarını anlatan Şükran Aydoğan, “Dayanışma ve inançla hazırlanıyorduk” dedi. 
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken, erkek egemen zihniyetin tüm dünyada kadınların haklarını gasp eden politikalarına karşı Güney Amerika ülkelerinden Avrupa’ya, Asya’ya Afrika ülkeleri ve Ortadoğu’ya kadar kadınlar meydanlarda öfkesini, isyanını dile getiriyor. İktidarlar ise kadınların yükselen mücadelesi karşısında direnen binlerce kadını evlere ya da cezaevlerine kapatmaya çalışıyor. Kuşkusuz her türlü baskıya karşı en güçlü şekilde direnenler cezaevlerindeki kadınlar. Onlar da her yıl 8 Mart dolayısıyla etkinlikler gerçekleştiriyor. 
 
8 Mart’ı cezaevinde nasıl karşıladıklarını 2017 yılında tutuklanarak Tarsus Cezaevi’ne gönderilen ve burada 8 ay tutuklu kalan Şükran Aydoğan anlattı. 
 
‘Biz de içeride etkinliklerimizi yapıyorduk’ 
 
Tüm direnen kadınlar gibi hukuksuz bir şekilde tutuklandığını belirten Şükran, cezaevinden kadınların tüm olumsuzluklara rağmen haklı davalarından geri adım atmadığını vurguladı. Cezaevinde sadece 8 Mart değil birçok etkinlik yaptıklarını belirten Şükran, “Ayda bir moral etkinliklerimiz vardı. Kadın istediğinde her şeyi yapıyor. Dışarıda kadınlar ne yapabiliyorsa biz de orada onu gerçekleştirmeye çalışıyorduk. Eğer bir kadın dayanışması varsa ve destek gerekiyorsa bir kart yazıp destekleyebiliyorduk. Bunlar da gerçekten bizim için güzel etkinliklerdi. Bizler 8 Mart’a coşkuyla hazırlandık. Neredeyse 1 ay önce hazırlıklara başladık. 3 ayrı tiyatro düzenledik, şarkılar söyledik, etkinlikler yaptık, halaylar çektik. Peki, bunlara nasıl hazırlandık?  Dayanışma ve inançla hazırlandık” dedi. 
 
Ancak 8 Mart’ta halay çektikleri için idare tarafından disiplin cezası verildiğini belirten Şükran, her şeye rağmen kadınların heyecanla 8 Mart’a hazırlandıklarını kaydetti. 
 
‘Baskınlarla etkinlikleri engellemeye çalışıyorlardı’ 
 
İktidarın dışarıda 8 Mart etkinliklerine nasıl izin vermiyorsa cezaevinde de aynı şekilde engellemelerle karşı karşıya olduklarını ifade eden Şükran, “Tabi ki engeller cezaevinde daha yoğun ve daha büyük bir direniş sergilemek zorunda kalıyorsunuz. Yani propaganda yapabileceğin kimse olmamasına rağmen, örgütlenecek kimse olmamasına rağmen cezalar yiyorsunuz. Baskına geliyorlar ve keyfi bir arama yapıyorlar. Etraf talan edilir, dağıtılırsa biz de etkinlik yapamayız diye düşünüyorlar. Mantık bu. Bizler bunlara boyun eğmedik, eğmeyeceğiz de. Kadın istedikten sonra düşüncesi de iradesi de olduğu yerdedir. Nereye kapatırsanız kapatın, biz olmak istediğimiz yerde olacağız. O yüzden ‘kadınlar el ele olmalıdır’ diyoruz, o yüzden ‘kadınlar dünyayı kurtaracak’ diyoruz, o yüzden ‘devrimi kadınlar yapacak’ diyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kadının düşüncesine saldırı var ve bu cezaevinde de devam ediyor’ 
 
Kadınların sadece 8 Mart’ta değil her zaman yan yana olması gerektiğine vurgu yapan Şükran, “Her gün bizim için 8 Mart olmalı, her gün alanlarda olmalıyız. Haksızlığa, tacize, işkenceye, şiddete karşı olmalıyız. Çocuk istismarının bu kadar yoğun olduğu, faillerin serbestçe dolaştığı bir ülkede sadece düşünceleri uğruna binlerce kadınlar cezaevlerinde. En büyük baskı her alanda kadınlara uygulanıyor. Kadının düşüncesine bile bir saldırı var ve bu cezaevlerinde de devam ediyor” diye aktardı. 
 
‘Baskılar kadınlara geri adım attıramayacak’ 
 
“Cezaevlerinde o kadar güzel kadınlar var ki bu kadınlar cezaevlerinde olmamalı” diyen Şükran, son olarak şunları söyledi: “Yeni Yaşam gazetesi verilmediği gibi birçok baskıya maruz kalıyorlar. Görüşe gittiğim ya da mektuplaştığım arkadaşlarım, ‘gündemde ne var’ diye soruyorlar, Yani o kadar kısıtlıyorlar insanları. Tutsak yakınıyım aynı zamanda ve tutsak kardeşim de benim gibi çölyak hastası.  Hiçbir glutenli yiyecek alamıyor ve bu yüzden geçen ay zehirlenmişti. Glutensiz makarna vermeleri gerekirken glutenli makarna vermişlerdi. Bundan dolayı kardeşim zehirlendi ve hastaneye kaldırıldı. Ama ne barikatlar ne de engellemeler, yapılan hiçbir baskı kadını yıkamayacak. Direne direne kazanacağız. Tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyor ve alanlara davet ediyorum. Bugün alanlara çıkamazsak ve bunları yapamazsak yarın çok geç olabilir.”