
Filistin Ulusal Kadın Birliği’nden Ruba Filistinli tutsaklarla dayanışmaya çağırdı
- 09:14 6 Mart 2020
- Güncel
ANKARA - Filistin Ulusal Kadın Birliği Komitesi üyesi aynı zamanda Kuzey Afrika ve Ortadoğu Dünya Kadın Yürüyüşü Mena Bölgesi Koordinatörü Ruba Odeh, 8 Mart’ta tüm dünya kadınlarını İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli kadın tutsaklar için dayanışmaya çağırdı.
2000 yılında 164 ülkeden, kadına yönelik her türlü ayrımcılığa karşı mücadele eden 5 bin kadın grubunun katılımıyla oluşturulan "Dünya Kadın Yürüyüşü” her 5 yılda bir yaptığı Uluslararası Eylem ile kadınların mücadelelerinden hareketle, neoliberalizme, muhafazakarlığa, savaşa ve cinsiyetçiliğe karşı yaşamı ve demokrasiyi sahiplenerek, aşırı sağ güçlerin ilerleyişine karşı durma çağrısında bulunuyor.
Türkiye’de ilk eyleme 2 bin kadın katıldı
Türkiye’de kurulduğu tarih olan 2000 yılında Türkiye Koordinasyonunun düzenlediği ilk eylem Ankara’da gerçekleştirildi. Dünya Kadın Yürüyüşü’nün bu mitingine yaklaşık 2 bin kadın katıldı. O dönem savaşa, yoksulluğa ve erkek şiddetine karşı mücadele metni kürsüde Türkçe, Kürtçe ve İngilizce olarak okundu. Bu eylemde Ankara’da ilk kez kürsüden Kürtçe seslenildi. 2000 yılında yola çıkan Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) 5 yılda bir 8 Mart ile 17 Ekim Yoksullukla Mücadele Günü arasında yapılan eylemlerle dünyanın dört bir yanından kadınlar arasında köprüler kuruyor.
DKY, kendini “Yoksulluğun ve kadına yönelik şiddetin temelinde yatan nedenleri yok etmek için çalışan taban gruplarını ve örgütleri birleştiren, uluslararası feminist eylem hareketi” diye tanımlıyor. Hükümet dışı kadın örgütleri, kadın-erkek grupların kadın komiteleri, kadın komiteleri olmayan ancak yürüyüşün örgütlenmesinde koordinasyonu kadınların üstlendiği karma örgütler, DKY bileşeni olabiliyor. Katılımcı gruplar DKY’nin amacına, hedeflerine ve genel eylem planına bağlı kalarak kendi ülkelerinde eylemleri nasıl örgütleyecekleri konusunda ise özerk.
DKY, bağımsız kadın örgütlerinin yanı sıra diğer toplumsal hareketler, yoksulluk karşıtı ve küreselleşme karşıtı grupları, sendikaları da örgütlüyor. Türkiye’de DKY organizasyonunu ilk olarak Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) başlattı. 2000 yılı 8 Mart mitingi için uluslararası organizasyonun belirlediği “Yoksulluk, Kadına Yönelik Şiddet ve Savaş” ve “Irkçılık-Milliyetçilik” temaları üzerinden talepler oluşturuldu. 8 Mart mitingiyle başlatılan “2000 Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye eylemleri” 8 Ekim’de Ankara’da yapılan mitingle sona erdi.
1998 yılı 8 Mart’ında erkekli-erkeksiz miting tartışmaları sonucunda aynı gün ve saatte iki gösteri yapılmış, Şişli’de mitingin yapıldığı saatlerde, tamamına yakınını Kürt kadınlarının oluşturduğu kalabalık, Taksim’de polisin saldırısına uğramıştı. Çoğunluğu HADEP’li olan kadınların uğradığı saldırı sonucu sonraki yıllarda Kürt kadınlarıyla buluşmanın koşullarını daha çok zorlama kararlılığına sahip olduğunu gösterdi.
Dünyanın her köşesinden feministler 2020 8 Mart’ından 17 Ekim’e kadar sürecek bu mücadeleyi 5’inci Hareket Planı olarak değerlendirdi.
En son Ankara’da toplandı
Dünya Kadın Yürüyüşü’nün 5 bölgeyi temsil eden 12 kadından oluşan Uluslararası Komitesi en son 17-21 Ekim 2019 tarihlerinde Ankara’da Uçan Süpürge’nin ev sahipliğinde toplandı. 5’inci Küresel Eylem Yılı olan 2020 yılı eylem ve etkinliklerinin planlandığı toplantıda 8 Mart’ta başlayıp 17 Ekim’de sonlanacak uluslararası eylem takvimi çıktı. 8 Mart’ta eş zamanlı eylem ve etkinliklerle başlayacak 5’inci Uluslararası Eylem Yılı içinde 24 Nisan’da ulus ötesi şirketlere karşı 24 saat feminist dayanışma eylemi, Mayıs’ın son haftasında anti-emperyalist eylem haftası, Ağustos’ta Uluslararası Feminist Örgütlenme Okulu’nun açılışı yapılacak. Ülkelerin organize ettiği eylem ve etkinlikler alternatif dünya atlasında yer alacak. 2020 yılı eylemleri 17 Ekim’de Meksika-ABD sınırında duvara karşı uluslararası eylemle son bulacak.
Ortadoğu ve Afrika’daki kadınlar 8 Mart’a hazırlanıyor
Türkiye’nin yanı sıra Ortadoğu ve Afrika’daki kadınlar da dünyada gelişen eylemsellikler ile birlikte kendi bölgelerinde var olan özgün koşullarla 8 Mart’ı karşılamaya hazırlanıyor.
Özellikle son süreçlerde Sudan, Tunus, Fas, Lübnan, Mısır, Irak ve İran’da kadınlar yoksulluğa, eşitsizliğe, neo liberal politikalara ve kadına yönelik şiddete ilişkin mücadele etti. Sudan’da aylarca devam eden ve Beşir rejiminin sonunu getiren eylemlerin başını yoksul kadınlar çekti. Yine Filistin’de kadınlar kendi toprakları için mücadele ederken sokakta eylemlerin başını çekti. Resmi olmayan verilere göre İsrail cezaevlerinde toplam 53 Filistinli kadın tutsak bulunuyor. Filistinli kadınlar dünya genelinde eşitsizliğe ve kadın düşmanı politikalara karşı çıkarken Filistin davasını da yürütmekten geri durmuyor.
Filistin Ulusal Kadın Birliği Komitesi Üyesi aynı zamanda Kuzey Afrika ve Ortadoğu Dünya Kadın Yürüyüşü Mena Bölgesi Koordinatörü Ruba Odeh, 8 Mart’ta Filistinli kadınların gündemi ve bu anlamdaki mücadelelerine ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
‘Dünyadaki tüm kadınların hakları için mücadele ediyoruz’
Dünyadaki tüm kadınlar ve hakları için mücadele ettiklerini kaydeden Ruba, “Biz uluslararası koordinasyonları kadınlar arasında destekliyoruz. Her bir kadının eşitliği verili bir hak olarak elde etmesi için çaba gösteriyoruz. Biz 17 Ekim’de bütün kadınları Dünya Kadın Yürüyüşü için 5’inci Harekete çağırdık ve 17 Ekim’den itibaren etkinlikler düzenlenecek.5’inci Hareket tüm kadınları mücadeleyi katmaya çalışan bir çağrı” diye konuştu.
‘İsrail hapishanelerinde bulunan Filistinli kadınlarla dayanışmaya çağırıyoruz’
Filistinli kadınlar olarak bütün dünyadaki kadınları İsrail hapishanelerindeki Filistinli kadınlarla dayanışmaya çağıran Ruba, şöyle konuştu: “Aynı zamanda tüm kadınları ülkelerindeki hükümetlere ABD Başkanı Donald Trump’un ‘yüzüncü yıl anlaşması’ dediği anlaşmaya karşı çıkmaları için çağrı yapıyoruz. Biz bu nedenle özellikle Türkiye’deki dostlarımızın İsrail işgaline de karşı çıkmasını istiyoruz. Çünkü Türkiye’deki benzer politikaları biz de yaşıyoruz. Ancak birlikte hareket edersek başarabiliriz. Sosyal adalet için en temel haklarımız için aslında bütün kadınların Avrupa’dan Ortadoğu’ya Kürdistan’a ve Afrika’ya bize destek olmaya çağırıyoruz.”
‘Kadınları cesaretlendirmek istiyoruz’
Öte yandan kadınların en temel hakları olan sosyal ve politik hakları elde etmeleri, karar almaları için mücadele yürüttüklerinin altını çizen Ruba, “Kadınları cesaretlendirmek istiyoruz. Biz bütün cinsiyete dayalı ayrımcılıklara ve şiddete karşı mücadele ediyoruz. Kadınların kendi hayatlarında karar verici konumda olmalarını istiyoruz. Bunların yanı sıra kadınların ayrımcılıkdan muaf yaşayabilmelerini istiyoruz. Bu yüzden tüm dünyadaki kadınların ortak gündemler etrafında birleşmesi gerektiğini düşünüyorum” diye belirtti.