Halk soruyor: O yardımlar size mi geldi de geri yolluyorsunuz?

  • 09:08 30 Ocak 2020
  • Güncel
Rengin Azizoğlu
 
ELAZIĞ - Depremin yaşandığı günden bu yana cemevlerinde kalan yurttaşlar kendilerine yardım gönderilmemesine tepki göstererek, “HDP’nin yardımlarını geri yollamışlar. O yardım sana mı geliyor da geri çeviriyorsun? Siz burayı düşünmüyorsunuz ama belki o insanlar düşünecek. Yardım toplanıyor ama kimse bu mahallelere gitmiyor. Buralarda ne olduğundan kimsenin haberi bile yok” dedi.
 
Elazığ’da 24 Ocak günü merkez üssü Sivrice olan 6.8 şiddetinde meydana gelen depremde 41 kişi yaşamını yitirirken, bin 607 kişi ise yaralandı. Yurttaşlar için kentin çeşitli yerlerine çadırlar kurulup gıda yardımı yapılırken birçok yerde de ne çadırlar kuruldu ne de yardımlar halka ulaştırılıyor. Çoğunlukla Alevilerin yaşadığı Fevzi Çakmak Yıldızbağlar mahalleleri ise bu yerlerden birkaçı. Bu mahallelerde halk depremin yaşandığı günden bu yana cemevlerinde kalırken kimi belediyelerin ulaştırdığı kısmi yardımlarla ihtiyaçlarını sağlamaya çalışıyor. “Bizler Aleviyiz ya Müslüman değiliz. O yüzden eğer yıkılan bizim mahallemiz olsaydı en son bizi kurtarmaya geleceklerdi” diyen yurttaşlar, yardımların kendilerine bilinçli olarak gönderilmediğini ifade ediyor.
 
‘Cemevi deprem gününden beri dolup taşıyor’
 
Cemevinde gönüllü olarak çalışan İsyan Güler, deprem anında herkesin panikle bir yana savrulduğunu anlatarak, tüm mahallelinin dışarı çıktığını söyledi. İsyan, “Yol ayaklarımızın altından kayıyordu. Sabaha kadar ambulans sesleri geliyordu. Kimse içeri girmedi. Deprem akşamı hemen mahalleyi gezdik bir şey var mı diye. Yaşlıların hepsinin şekeri ve tansiyonu çıkmıştı. İnsanlar ateş yakarak, battaniyelerle sokaklarda oturdular. Üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen hala uyuyamıyoruz. Mecburen evlerimize girdik ama nöbetleşerek yatıyoruz. Evine giremeyen halk cemevlerinde kalmaya başladı. Cemevi, taziye evi deprem gününden beri dolup taşıyor. Üst katta koltuk olduğu için yaşlılar kalıyor. Sandalye ve masalarda da gençler ve çocuklar uyuyor. Acil bir şey olması durumunda burası daha güvenlidir. Dört bir tarafı açık ve burası sağlam bir yapı. Gözümüzün önünde yapıldı. Diğer yapılar tabii yıkılır. İki ayda 10 katlı binayı yaptılar. O yüzden ben kendi evime güvenmiyorum. Evlerin altı nem alıyor. Hepsi yıkılacak” dedi.
 
‘Bu mahallelerde bir tane çadır dahi kurulmamış’
 
Cemevlerinin Alevilerin toplanma alanları olduğunun altının çizen İsyan, Alevilerin zor zamanlarında cemevine koştuğunu belirtti. Birbirlerine çok bağlı olduklarını dile getiren İsyan, “Cemevinde kalan gençler benim arkadaşım ama kardeşten öteyiz. Bizde ayrım olmaz ama onlarda oluyor ki buraya yardım gelmiyor. İlk deprem olduğu gün ambulanslar, itfaiyeler, devlet yetkilileri her yere gitti, Fevzi Çakmak’a neden gelmedi? Biz insanların yardımına koşuyoruz. Onlar neden bize koşmuyor? Vicdan sahibi olanlar bunu düşünmez. Burayı eskiden beri kimse umursamaz. Yalnızca Fevzi Çakmak ve Yıldızbağları Mahallesi’nde deprem olsa dua ederler hepimizin ölmesi için. Biz öyle değiliz. Sivrice’de durumu kötü olan yurttaşlar vardı. Biz kendimizi yazmadık onların adını yazdırdık. Dün burada yemek dağıtırken Yıldızbağları’ndan gençlerin geldiğini görünce sordum 300 kişi geldiklerini söylediler. Orada su ve ekmek bile vermemişler. Çarşıda merkezde yüzlerce çadır kurmuşlar. Bu mahallelerde bir tane çadır bile kurulmamış. Millet battaniyelere sarılı oturuyor. Kendi yağımızda kavrulmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
 
‘O yardım sana mı geliyor da geri çeviriyorsun?’
 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yardımlarının geri çevrilmesine tepki gösteren İsyan şunları dile getirdi: “O yardım sana mı geliyor da geri çeviriyorsun? Siz burayı düşünmüyorsunuz ama belki o insanlar düşünecek. Yardımları geri çevirmek gibi bir hakları yok. Başka bir yerde böyle bir şey olduğunda biz yardım yolladığımızda ‘Aleviler gönderdi’ diye geri mi çevrilecek? Ölümdür, insanların böyle durumlarda birbirine destek çıkması lazım. Böyle durumlarda isterse çok kötü bir insan olsun ben yine onu alır eve götürürüm. Bu mahalleler böyledir. Merkezde gidin çarşıya ‘Ben dışarıda kaldım beni evinize alın’ deyin sizi kimse evine almaz ama bu mahallede herkes sizi evine almak ister, misafir eder. Ne oluyorsa garibana, fakir, fukaraya oluyor. Bir sarsıntıda yıkılacak evleri bize 700-800 liraya kiralıyor. Bizi sömürüyorlar. Böyle bir zamanda bile bunu yapıyorlar. Bir dünya yardım toplanıyor ama kimse bu mahallelere gitmiyor. Oralarda ne olduğundan kimsenin haberi bile yok” ifadelerini kullandı.
 
‘Kaçarken birini itip diğerini dışarıda bırakmayız’
 
İsyan son olarak şunları kaydetti: “Bu cemevi halkın kendi yardımları ile tamamlandı. Camları kapıları imkansızlıktan bir süre yapılamadı. Alevilerin desteği ile tamamlandı. Kapıcı ‘ben kapıyı yaparım’ dedi, pencereci dedi ‘ben pencere yaparım.’ Buraya gelenler bağış yapar. Paralar toplanır, tabak, bardak alınır. İnsanlara yardım edilir. Hiç paramız olmasa 50 öğrenci toplanıp 10’ar lira veririz. Defteri, kitabı, ayakkabısı olmayan bir çocuk görürüz o parayla ona bir şeyler alırız. Ama bu yaşadığımız durum 5 kişiden 10 kişiden ibaret değil. Alt katta 500 kişi kalıyor. 500 kişinin ihtiyaçlarını nasıl karşılayabiliriz? Bizim ibadethanemizi kabul etmiyorlar, bütçe vermiyorlar. Kabul etseler de etmeseler de ‘bir olalım can olalım’ deriz. Biz kaçarken birini itip diğerini dışarıda bırakmayız. Şimdi de öyle yapmayacağız.”
 
‘Bu şekilde ne yapacağız bilmiyoruz’
 
Rızaiye Mahallesi’nde oturan Nurten Eken de deprem sonrası cemevinde kalanlardan. Deprem olduğunda evde yalnız olduğunu kaydeden Nurten, “Kuşum bağırmaya başladı. Sonra ev sallanmaya başladı. Çok korktum, bağırdım. Apartman olarak kendimizi dışarı attık. Geceyi dışarıda geçirdik. Arabalara girdik. Soğuktan duramadık. Parka gittik ateş yaktık. Ateş söndü yine üşümeye başladık. Cemevine gittik. Korkudan eve giremiyoruz. Evlerimiz hep çatlak. Biz günlerdir bunu yaşarken hiçbir yardım almadık. Yardımların mahallelerimize geldiğini de görmedik. Dışarı çıkamıyoruz cemevinde kalıyoruz. En azından bize bir çadır temin etsinler. Banyo, kıyafet ihtiyaçlarımız oluyor. Bu şekilde ne yapacağız bilmiyoruz” diye belirtti.
 
‘Yüzlerce kişi cemevinde ne kadar daha kalabilecek?’
 
Rızaiye Mahallesi’nde oturan Hozatlı 70 yaşındaki Fatma Kaya ise, deprem anında kızı ve torunu ile olduğunu söyleyerek, evde her şeyin birbirine gittiğini kaydetti. Fatma, “Yer yerinden oynuyordu. Yapacak bir şey yoktu dua etmeye başladım. Deprem durunca aşağı indik biz de. İlk gece ateş yakarak idare ettik, ertesi gün cemevine gittik. Eve giremiyoruz, korkuyoruz. Bir çadır verseler kızımla içinde otururduk, ama bir çadır bile alamadık. Buralara yardım gelmiyor, gelen yardımlar da hakkaniyetli bir şekilde dağıtılmıyor. Yüzlerce kişi cemevinde ne kadar daha kalabilecek?” diye sordu.
 
‘Hakkı kötü kullanmak bize yakışmaz’
 
Yapılan yardımların mahallelere gelmediğini söyleyen Alican Tam ise, mahallede ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin evlerinin çoğunlukla kerpiçten olduğunu ifade etti. Depremi evlerin sağlamlığından dolayı çatlaklarla geçiştirdiklerini anlatan Alican, ihtiyacın fazlalığına da değindi. Alican, “Maalesef gelen tüm yardımlar aşağı mahallelere gitti. Cemevleri de bu süreçte ciddi anlamda zorlandı. Kendi bütçeleri ile yüzlerce insanın ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştılar. Aşağı mahallelerde okullardan camilere pek çok yer açıkken Fevzi Çakmak’ta taziye evi ve cemevi açık. Birkaç belediyenin yardım tırları buraya geldi. Burada dağıtılan her bir yardımın gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşması için elimizden ne gelirse yapıyoruz. Gelen her bir yardımda hak var. Tır şoförümüz ‘ben yoldayken teyzenin biri beni durdurdu. Elinde poşetlerle tıra doğru koştu. Sırf yardım gönderebilmek için’ dedi. Böyle bir hak varken bu hakkı kötü kullanmak bize yakışmaz. Bugünden itibaren gelen her bir yardımı depolarımıza dökeceğiz. Öncelikle ihtiyaç sahiplerine kalan olursa durumu olmayan yurttaşlara vereceğiz. Bu yardımlar dağıtılmak için geliyor bizler de hepsini dağıtacağız” dedi.