HDP Kadın Meclisi üyeleri: Birleşik kadın mücadele hattını öreceğiz

  • 09:06 30 Ocak 2020
  • Güncel
Habibe Eren
 
ANKARA - HDP Kadın Meclisi üyeleri, birleşik kadın mücadele hattını öreceklerini ve kadın örgütlülüğünü büyüteceklerini söyledi. Kadınlar,  sonuç bildirgesinde yer alan tüm kararlaşmaların hayata geçirileceğini ve partilerinin en gelişeceği alanın kadın örgütlüğü olacağını vurguladı. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, “Özgürlükte ısrarlı mücadelede kararlıyız” şiarıyla 18-19 Ocak’ta Türkiye’nin birçok yerinden 400 kadının katılımıyla 3’üncü Kadın Konferansı’nı gerçekleştirdi. Kadınlar, 2020 yılında örgütlülük, mücadeleyi yükseltme ve kadın kazanımlarına karşı yapılan saldırılarda ortak mücadele yöntemlerini tartışırken konferans sonunda bir dizi kararlaşmaya gitti. 
 
Konferansın ardından 27 Ocak günü açıklanan sonuç bildirgesinde yeni mücadele döneminde enternasyonal kadın ağı kurma, erkek ve devlet şiddetine karşı mücadeleyi yükseltme, kayyım ve sömürge siyasetine karşı kazanımları koruma ve mücadeleyi büyütme, kadın siyaset akademisi ve kadın hafıza merkezinin oluşturulması, tecrit uygulamalarına karşı sürekli mücadele kararlılığı, kadın tutsaklara özgürlük kampanyalarını örgütleme, kadın bütçesini oluşturma, kadın yoksulluğuna karşı politikalar oluşturma ve çözümler geliştirme ile ekoloji mücadelesini büyütme gibi çok sayıda karar alındı.
 
HDP Kadın Meclisi üyeleri Benazir Coşkun ve Nadiye Gürbüz, Kadın Sonuç Bildirgesi’nde yer alan kararlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Savaş Türkiye’de kendini faşizm biçiminde gösteriyor’
 
HDP Kadın Konferansı sonrası açıklanan sonuç bildirgesinde çok kapsamlı kararlaşmalar olduğuna dikkat çeken Benazir, konferansta hem perspektifte hem pratikte çok kapsamlı değerlendirmelerin yer aldığını kaydetti.  Benazir, “Dünyada, Ortadoğu'da, Kürdistan ve Rojava’da gerçekten çok ciddi bir direniş süreci var. Bu direnişin yanında da çok kapsamlı erkek egemen emperyalist bir saldırı var. Bu saldırı kendini Ortadoğu’da savaş biçiminde, Türkiye’de faşizm biçiminde, Güney Amerika’da ve benzer ülkelerde ise emperyalist darbelerle gösteriyor. Ama bütün dünyada biz emekçilerin, işçi sınıfının ezilen halkların ve bununla beraber hem bunların içerisinde hem de özgün bir biçimde bütün kadınların mücadelenin her bir noktasında olduğunu görüyoruz. Var olan kapitalizme, ırkçılığa, şovenizme ve ekolojik yıkıma karşı çok kapsamlı bir mücadele var.  Bunun dışında kadın olarak gerçekten çok ciddi bir hat örülüyor” dedi.
 
‘2019 kadın direnişi ile başladı ve kadın direnişi ile son buldu’
 
Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşam bulan kadın devrimine ilişkin konuşan Benazir, herhangi bir saldırı karşısında bütün dünyada kadınların enternasyonal bir bilinçle mücadelesine sahip çıktığını söyledi.  Kuzey ve Doğu Suriye’nin yanı sıra Güney Amerika ülkesi olan Şili’de kadınların sürdürdüğü ‘Las Tesis’ dansına işaret eden Benazir, şöyle devam etti: “Şili’de kadınların Las Tesis dansı aynı şekilde bir kadın enternasyonal ağı ile birlikte dünyanın her noktasında direk adres buldu bunu çok net bir biçimde görüyoruz. Sudan’da öncülüğü bir kadının sesi ve şarkısı yapıyor. İran’da kadınlar Beyaz Çarşambalarla eylemlerini yapıyorlar. Hindistan’da yeni yıla kadınların 620 km oluşturdukları kadın zinciri ile girdik. 2019 kadın direnişi ile başladı ve bir bütün olarak kadın direniş silsilesi ile dünyanın her yerinde devam etti. Konferansımız temel olarak bunu tespit etti ve bunun üzerine dönüp kendine şunu sordu: ‘Biz Türkiyeli ve Kürdistanlı kadınlar olarak bulunduğumuz hattaki önemimizin de farkında olarak toplumsal ve siyasi olarak, HDP ve HDK Kadın Meclisleri ve Türkiye kadın hareketi olarak neler yapabiliriz’ diye tartıştık."
 
‘Yeni bir ‘makbul’ kadın tipolojisi yaratılmaya çalışılıyor’
 
Türkiye’de ise kadına yönelik ciddi bir saldırı söz konusu olduğunu vurgulayan Benazir, bu saldırıların ‘makbul’ bir kadın tipolojisi yaratma amacıyla gerçekleştiğini, saldırıların aynı zamanda ‘cadı avı’na benzediğini kaydetti. Benazir, “Gerçekten sistematik bir ‘cadı avı’ var. Binlerce kişinin yargılanması, bir yılda 500 kadının katledilmesi ve bunların faillerinin karakollardan mahkemelerden elini kolunu sallayarak dönmesi. Bütün bunların yanında muazzam bir ekonomik kriz var. Bu kriz artık toplu intiharlar biçiminde kendini gösteriyor. Toplumun en derininde hissedilen ve kadınların sefalet biçimde yaşadığı bu durumu çok derinlikli ve hissederek yaşıyoruz” şeklinde konuştu. 
 
Kadın akademisi, kooperatifler, kadın dayanışma ağları
 
Kadınları hedef alan uygulamaların her gün yaşanan ölümlerle kendini gösterdiğini belirten Benazir, bu duruma ilişkin konferansta yürütülen tartışmalara dair şunları söyledi: “Biz bu ölüm siyasetine karşı yaşama ve yaşatma siyasetini nasıl oluşturabiliriz üzerine konuştuk. Ekonomik kriz bağlamında kadın yoksulluğu üzerine ciddi bir kampanya örme noktasında kararımız oldu. Bu temelde, HDK kadın Meclisleri, bileşenler ve muhalif kadınlarla beraber öreceğimiz Kadın Dayanışma Ağları, kooperatifler, ev ev, sokak sokak toplumsallaştığımız, kendimizi sadece merkez ve parlamento zeminlerinde değil her yerde göstereceğimiz kendimizi toplumla, kadınlarla hep beraber tartışarak bütünselleştirerek neler yapabiliriz üzerine tartışmalarımız oldu. Bunun dışında Kadın Enternasyonal Ağı üzerine bir çalışmamız var. Kadın diplomasisinin özellikle Ortadoğu üzerinde çok uzun zamandır çalışması var. Ortadoğu masası üzerinde özgün bir kadın masası kurulma noktasında ciddi tartışmalar var. Kadın akademisi oluşturma,  kadınların pratiği ile beraber kadın ideolojisinin kendini gerçekleştirmesi bağlamında kadın mücadele hafızasını oluşturma noktasında ciddi tartışmalarımız var.”
 
'Ataerki her yerde'
 
Ataerkinin her yerde yükseldiğini kaydeden Benazir, özellikle partileri içerisinde de böyle bir durumun söz konusu olduğunu ve parti içerisinde erkek egemenliğine karşı mücadele yöntemlerini tartıştıklarını belirtti. Benazir devamında, “Bununla beraber kadın dayanışmamızı, var olan kurullarda eşbaşkanlıktan eşit temsiliyete kadar bu mekanizmaların nasıl kullanılacağına dair kararlar alındı. Bu kararlar önümüzdeki dönemde kendini gösterecek. Yine 'kadın katliamlarına ilişkin büyük kadın hareketi ile beraber ilişkilerimiz, nasıl daha fazla yoğunlaşabiliriz, geliştirebiliriz' üzerine kafa yorduk” sözlerine yer verdi. 
 
‘Teşhir etmek yeterli değil’
 
Bölgede özel savaş politikalarının yürütüldüğünü ifade eden Benazir, buna Dersim’de 5 Ocak’tan bu yana kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku’yu örnek verdi. Benazir, “Bugüne kadar bilmediğimiz ya da çok da gündemleştiremediğimiz kadınlara yönelik bu noktada pek çok sistemli saldırı kendini gösterdi. ‘Dayanışmaları nasıl yükseltiriz, Kürdistan’da bu noktada var olan şiddetin kendisini nasıl teşhir edebiliriz, teşhir etmekten öte bunu nasıl sonlandırabiliriz’ üzerinden tartışmalar yürüttük. ‘Türkiye kadın hareketi ile birlikte nasıl daha güçlü ve ortak bir ruh yaratabiliriz’ üzerine tartışmalar yürüttük. Kampanya ve benzeri öneriler gelişti” dedi. 
 
‘Şiddet, taciz, tecavüz temel gündemlerimiz arasında’
 
Bir diğer Kadın Meclisi üyesi Nadiye Gürbüz ise dünyada son yıllarda gelişen ciddi bir kadın hareketi olduğunu vurguladı. Kadın hareketinin sadece dünyada değil Türkiye ve Ortadoğu’da da büyüdüğüne dikkat çeken Nadiye, şöyle konuştu: “Gelişen kapitalizm krizine karşı emekçilerin isyanını kadınlar da pek çok ülkede öncülük ediyorlar. Bunun yanı sıra kadınlara yönelik ciddi bir saldırı dalgası söz konusu. Kadınlar hem kazanılmış haklara karşı mücadelelerini devam ettiriyorlar, hem de yeni haklar kazanmak için direniyorlar. Öte yandan kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz de temel gündemlerimiz arasında.”
 
‘Kapitalizm yoksulluğu doğuruyor’
 
Kapitalizmin özellikle yoksulluğu doğurduğunu ve bu yoksulluktan en çok kadınların etkilendiğini söyleyen Nadiye, "Kadın yoksulluğunun yanı sıra kadının emeğinin sömürüsü, ev içi emeğin görünmezliği önemli gündemlerimiz arasında. Yan yana geldiğimizde önümüzdeki dönem bakımından HDP Kadın Meclisi olarak en temel mücadele perspektiflerimizden birisi bu alanda yürütülecek çalışmalar olacak" ifadelerini kullandı. 
 
‘Kadın ekoloji mücadelesi yürütme kararı aldık’
 
Türkiye ve bölgedeki ekolojik durumundan söz eden Nadiye, şu sözleri kullandı: “Kapitalizm doğayı talan eden ve büyük bir doğa yıkımına yol açıyor. Yine bundan en fazla etkilenen kadınlar oluyor. Çünkü tarım kadınlar için belirleyici bir yerde duruyor. Yine yerinden etmeler kadınların doğal yaşamını, kültürünü dilini yok eden bir pozisyonda duruyor. Bugün karşımıza çıkan Kanal İstanbul, yapılan HES’ler ve TOKİ projeleri bütün bunların hepsi aslında kadınlara yönelik bir saldırının da aracı haline geldi. Kadınlar bundan daha fazla etkileniyorlar. Bu süreçte biz kadın ekoloji mücadelesi yürütmek üzerine karar aldık.”
 
‘Kadın meclislerini güçlendireceğiz’
 
Sistemin ortaya çıkarttığı bir diğer durumun kadına yönelik muhafazakarlaştırma politikaları olduğunu kaydeden Nadiye, kadının yaşam tarzına sürekli bir müdahalenin söz konusu olduğunu vurguladı. Önümüzdeki dönemde örgütlülüklerini geliştirmek için yürütecekleri çalışmaların belirleyici bir yerde durduğunu ifade eden Nadiye, “Kadın meclislerini yeniden kurmak, daha güçlü oluşturmak bunu HDK Kadın Meclisleri ile birlikte yapmak ve birleşik cepheden bir kadın hareketini örmek en temel perspektiflerimizden birisi olacak. Sadece Türkiye ve Kürdistan’dan doğru bir birleşik cepheden bahsetmiyorum. Aynı zamanda dünyada gelişen kadın hareketi ile de bir dayanışma oluşturabilmeyi amaçlıyoruz. Dünyada gelişen kadın eylemlerinin birbirleri ile etkileşimde olduğunu görüyoruz. Rojava’daki kadın mücadelesi ve yeni yaşam projesi bütün dünyayı saran bir hâl alıyor. Kadınların birbirinden daha fazla güç aldığı bir dönemi de yaşıyoruz bu süreç içerisinde. Bunu enternasyonalist bir ağ ile daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz” diye belirtti. 
 
‘Kadınların partimizle ilişki kurması için çaba harcıyoruz’
 
Uzun bir süredir HDP’ye yönelik tasfiye ve yok etme politikası yürütüldüğünü söyleyen Nadiye, mevcut sistemin HDP’yi filli olarak kapatmak yerine bu yöntemle işlevsiz kılma gibi bir çaba içerisinde olduğunu dile getirdi. Nadiye, “Seçimlerde bunu çok net olarak görüyoruz. Sokağa çıktığımızda da bunu hissediyoruz. Bu süreçte önemli adımlar atıyoruz. Pek çok kentte yan yana gelişleri örgütlüyoruz. Diğer yandan birleşik kadın mücadelesi ile kadınların partimizle ilişki kurması için de çaba harcıyoruz” dedi. 
 
 ‘23 Şubat’ta kadınların kongreye katılımı çok önemli’
 
HDP’nin 23 Şubat’ta gerçekleştireceği kongreye değinen Nadiye, kadınların HDP’de birleşmelerini, kongrede kendilerine güç vermelerini istediklerini söyledi. Nadiye son olarak, “Kadınlar bu anlamıyla çok açık. Pek çok alanda yan yana gelişler daha zor örgütlense de kadınların yan yana gelişi çok daha kolay oluyor. Bu nedenle partimizin önümüzdeki dönemlerde en fazla gelişeceği alanlardan birinin kadın örgütlülüğü olacağını düşünüyorum. Zaten kadın ve gençlik örgütünü büyüterek partimiz gelişecektir. 23 Şubat’ta yapacağımız kongrede de kadınların oradaki güçlü varlığı, katılımı çok önemli” diye konuştu.