'Melike katledilmeden bir gün önce sığınma evine gitti' iddiası

  • 09:17 23 Ocak 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - Katledilen Melike Demirok'un gördüğü sistematik şiddet sonucu katledilmeden bir gün önce sığınma evine gittiği, ancak emniyetin Melike'yi faile teslim ettiği iddia edildi. Melike'nin katledilmesine tepki gösteren kadınlar, "Bir kadın daha eksilmemeliyiz” dedi.
 
Erkek şiddeti sonucunda neredeyse her gün onlarca kadın katlediliyor. Bunlardan biri de Diyarbakır'da yaşandı. 14 Ocak günü Kayapınar ilçesine bağlı Gaziler semtinde Melike Demirok, evli olduğu Gökhan Demirok isimli erkek tarafından katledilmişti. Fail erkek ise olay yerinden kaçmıştı. 
 
Melike'nin ise maruz kaldığı sistematik şiddet nedeniyle katledilmemek için 6 gün önce evden ayrıldığı ve katledilmeden bir gün önce ise sığınma evine gittiği, ancak emniyetin faili arayarak Melike’yi teslim ettiği iddia edildi. 
 
Fail hala bulunamazken kadınlar da Melike ve tüm katledilen kadınlar için sokaklarda.
 
Tepkilerini dile getiren kadınlar Melike şahsında kadınların korunamadığına dikkat çekerek kadın katliamlarına karşı alanlarda olmaya devam edeceklerini vurguladı.
 
‘Polisler Melike’yi katilini teslim etti’
 
Kadın katliamlarına karşı etkili eylem biçimlerini ortaya koymaları gerektiğinin altını çizen Ayhan Ateş, “Örgütlü kadın mücadelemizle kadın katliamlarını sonlandırabiliriz. Güçlü bir beraberlik olmadığı sürece katlediliyoruz. Sistem kadın katliamlarını her yoldan meşrulaştırıyor.  Kadını katleden erkeği iyi hal indirimleri ile serbest bırakıyor. Melike de katledilmeden bir gün önce polise gitmişti ve polisler Melike’yi kendi elleriyle katiline teslim ettiler. Biz bunu kabul etmiyoruz. Katillerin serbest bırakılmasını da istemiyoruz. Kadın katliamlarını kınıyoruz. Dün arkadaşlarımızla beraber hem Melike hem de katledilen tüm kadınlarla helalleştik. Bizim çevremizdeki tüm kadınları kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarına ilişkin bilinçlendirmemiz gerekiyor. Bu kirli zihniyete karşı mücadele etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
 
‘Örgütlenmeliyiz, güçlenmeliyiz’
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Beritan İnan ise, son bir ayda Diyarbakır’da 8 kadının katledildiğini ve intihara sürüklendiğini hatırlatarak, kadın katliamlarının ve intiharların politik olduğunu vurguladı.  Yaşanan kadın katliamlarının tesadüf olmadığını dile getiren Beritan, erkeklerin “ben bunu yapabilirim, arkamda koskocaman devlet var” zihniyetiyle kadınları katlettiğini ifade etti. Yargının caydırıcı cezalar vermiyor olmasının erkeklerde bu zihniyeti ön plana çıkardığına işaret eden Beritan, “Ceren Özdemir’in katiline müebbet ceza verildi ama biz buna sevinemedik. Evet, rahatladık ama sevinmek için erken. Hala katili bulunamayan, yargılanmayan binlerce kadın katliamı var. Erkek şiddeti karşısında tek yol daha fazla örgütlenmektir. İstanbul Sözleşmesi bizim için bu nedenle çok önemli ve olduğumuz her yerde bunun için de mücadele edeceğiz. Kadınlar olarak her yerde örgütlenmeliyiz ve güçlenmeliyiz” sözlerine yer verdi.
 
‘Bir kadın daha eksilmeyeceğiz’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmamasının sonucu olarak kadın katillerinin, istismar faillerinin sokakta rahatça gezdiğini belirten Nuran Aslan, tüm bunlara karşı etkili ve caydırıcı bir ceza uygulaması gerekliliği üzerinde durdu. Nuran, “Henüz 2020 yılının sonuna dahi gelmedik ama neredeyse onlarca kadın katledildi. Kadınlar her an ölümle yüz yüze. Yalnızca tanıdığımız değil, tanımadığımız erkekler tarafından da katlediliyoruz. Yolda yürürken, evde, iş yerinde, otobüste. Her yerde katillerimizle beraberiz. Melike, polise şikayette bulunduktan saatler sonra katledildi. Bu katliamları ancak kadınların örgütlülüğü ve caydırıcı cezalar durdurabilir. Bir kadın çığlığı duyduğumuzda sessiz kalmamalıyız. Bir kadın sokakta itildiğinde, darp edildiğinde durup izlememeliyiz. O an ne gerekiyorsa, elimizden gelen neyse onu yapmalıyız. Bir kadın daha eksilmemeliyiz” diye konuştu.