Ayşe Acar Başaran: Cezaevleri işkencehanelere dönüştürüldü

  • 13:16 22 Ocak 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - Cezaevlerinde siyasi tutsaklara uygulanan işkenceye dönük açıklama yapan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu sözcüsü Ayşe Acar Başaran, cezaevlerinin birer işkencehaneye dönüştüğünü ve herkesin bu konuda duyarlı olması gerektiğine vurgu yaptı. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu sözcüsü ve HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER) binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Barış Anneleri Meclisi, Mezopotamya Beşiğinde Yakınlarını Kaybedenlerle Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, HDP il eşbaşkanları Hülya Alökmen ile Zeyyat Ceylan, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi ve tutsak yakınları katıldı. 
 
‘Cezaevleri işkencehaneye dönüştürüldü’
 
15 Temmuz darbe girişiminden sonra cezaevlerinin 5 nolu Diyarbakır Cezaevi sürecini aratmadığını ifade eden Ayşe, cezaevlerinin birer işkencehaneye dönüştürüldüğünü söyledi. Ayşe, cezaevlerinde 7 bine yakın siyasi tutsağın olduğunu belirterek, “Hepsinin de demokrasi, özgürlük ve eşitlik mücadelesi için cezaevinde olduğunu biliyoruz. Bunun bir tutsaklık olduğunu defalarca söyledik. En son Afyon E Tipi Cezaevi’nde saldırı oldu ve tüm cezaevlerinde askeri nizam uygulamaları dayatılıyor. İstisnasız tüm cezaevlerinde tekmil dayatması var. Hasta tutsaklar hastaneye götürülmüyor, tedavi edilmiyor. 2018 ve 2019 yılında toplamda 44 hasta tutsak yaşamını yitirdi. Bunların tümü İmralı Cezaevi’nde uygulanan tecritten bağımsız değildir” dedi. 
 
‘Tutsakların yaşadıklarını iletmesi engelleniyor’
 
Tutsakların kendilerine yönelik işkenceleri basına, HDP’li vekillere ya da kamuoyu ile paylaşmak istediklerinde cezaevi yönetimi tarafından engellendiğini kaydeden Ayşe, “Özgür basının yani Yeni Yaşam Gazetesi’nin cezaevine girmesi engelleniyor” diyerek hayata geçirilen yasakçı uygulamaları kabul etmediklerini ifade etti. Ayşe, “Diyarbakır’da ailesi bulunan bir siyasi tutsak Giresun’a, Trabzon’a Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Bir başka uygulama cezaevi içinde ceza veriliyor. En ufak bir şeyde disiplin cezaları veriliyor. Bu disiplin cezaları diğer ceza ile birleştirilerek infazlar yakılıyor ya da disiplin cezası sonuçlanana kadar tutuluyor” diye belirtti. 
 
‘İşkenceden dolayı bir tutsak baygınlık geçirdi’
 
Afyon Cezaevi’nde yaşananlara da değinen Ayşe şunları ifade etti: “Tutsaklar sürgün edildi ardından çıplak arama dayatıldı kabul etmedikleri için yarım saat işkence ve falaka yöntemi uygulanmış. Bir tutsak dayanamayıp baygınlık geçiriyor. Bir başka tutsağın ise ayak ve el parmakları kırılıyor. Yine işkencenin olduğu bir başka cezaevi Tarsus. Tarsus’ta sıcak su olmadığı için tutsaklara soğuk su ile banyo yapmaları dayatılmaktadır. Çok ciddi sağlık sorunları yaşanıyor. Askeri nizam ve ayakta sayım dayatılıyor. Patnos ise açıldığı günden beri işkence yapılan yer haline geldi. Patnos cezaevinde içme suyuna lağım su karıştırılarak içmeleri dayatılıyor. Patnos iki hasta tutsağın ölümüne de şahitlik etti. İşte Türkiye cezaevleri ölüm yerleri haline geldi. Türkiye cezaevleri Guantanamo cezaevlerine dönmüş durumdadır.” 
 
Hasta tutsakların durumu paylaşıldı
 
Özgür basın çalışanı olan Devrim Ayık’ın durumuna ilişkinde bilgilendirme yapan Ayşe, “Alanya’da cezaevinde kalıyor. 2012 yılında klon yani bağırsak zehirlenmesi teşhisi konuldu. Ameliyat edildi ve bir metre kadar bağırsaklarından alınma var. Yüzde 76 engelli hasta tutsak yürüyemeyecek durumda ve tekerlekli sandalye ile görüşe gelmiş ama mahkeme ısrarla tahliye etmiyor. Diyarbakır cezaevinde de Semire Direkçi’nin bağırsakları dışarıda hasta bir tutsak ve cezaevinde bilerek tutulup ölüme gün be gün terk ediliyor. Cezaevlerinde toplamında bin 334 hasta tutsak var. Ölümü bekleyen tedaviyi bekleyen hasta tutsaklar var. Konya Ereğli cezaevinde iki tutsak var ve bir araya getirilmiyor,  tek başlarına hücrelerde tutuluyor. Tekmil ve ayakta sayım uygulanıyor tek kişi olmalarına rağmen. İlk sevklerinde ağır bir işkenceye maruz kalıyorlar” ifadelerini kullandı. 
 
Duyarlılık çağrısında bulunuldu
 
Ayşe son olarak, “Cezaevlerinde tutsaklara intikam aracı olarak yaklaşılıyor. Buna karşı her alanda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Bütün girişimlerimizde bulunacağız. Kamuoyuna sesleniyorum bu insanlar barış dedikleri için faşist düzeni kabul etmedikleri için cezaevlerindedir. İşkence insanlığa saldırıdır. Bütün duyarlı kamuoyunun tutsakların sesine ses olmalarına çağırıyoruz. İktidara tekrar sesleniyoruz; cezaevlerinde yaşamını yitirenlerin vebali iktidarın boynundadır. Bir gün hukuk önünde hesap verecekler” diyerek kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. 
 
Açıklama, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganı ile sona erdi.