
Pertekli kadınlar: Burada olan hiçbir şeye göz yummayacağız
- 09:04 21 Ocak 2020
- Güncel
Rengin Azizoğlu
DERSİM - Cinsel istismar ve şiddetin artışında cezasızlık politikalarının etki ettiğini ifade eden kadınlar, “Çocuğun bedeni çocuğa, kadının bedeni kadına aittir. Aksi hali şiddettir, tacizdir. Kadınlar olarak burada olan hiçbir şeye göz yummayacağız, sessiz kalmayacağız” dedi.
Türkiye’de kadına ve çocuğa dönük cinsel saldırı ve şiddet olayları her geçen gün artıyor. Bir yandan cinsel istismar faillerine af getirilmeye çalışılırken diğer yandan cezasızlık politikaları sistemli bir şekilde işliyor. Dersim de son dönemde açığa çıkan cinsel istismar olayları ile gündeme geldi. Son olarak Pertek ilçesinde Harun Yıldırım’ın en az 15 çocuğu cinsel istismara maruz bıraktığı ortaya çıktı. Harun Yıldırım ve beraberindeki 2 kişi tutuklanırken, tutuklanan kişilerden birinin korucu olduğu kaydedildi. Son 5 ayda 4 istismar suçunun ortaya çıktığı Dersim’de kadınların öfkesi büyüyor. Cinsel istismar, kadına şiddet gibi olaylara alıştırılmaya çalışıldıklarına işaret eden kadınlar, alışmayacaklarını ve sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurguladı.
‘Yasalardaki boşluklardan faydalanıyorlar’
Pertek’te yaşayan Seda Şimşek Güngör, istismar vakalarının arttığını söyleyerek, toplumun duyarsızlığının, cezasızlık politikalarının ve daha birçok sorunun sonucu olarak bu artışın yaşandığını ifade etti. Seda, “Bunların hepsi istismarın temelini oluşturuyor. İnsanlarda ‘Sonuçta hepsi yapıyor ama ceza almıyor, bir şekilde kurtuluyor’ psikolojisi oluşturuyorlar. Yasalar o kadar boşluk barındırıyor ki, o boşluklardan faydalanıyorlar. Bir kravatla, bir takım elbiseyle insanlar tahliye ediliyor. Bir çocuğun yanında annesi katlediliyor ama bir şey yapılmıyor. Bu sapıklar daha rahat hareket ediyorlar. Buralar küçük yerler. Böyle yerlerde bu tarz şeyler çok çabuk açığa çıkabilecekken herkes sessiz kalıyor. Bir şeylerin yapılmadığının farkına vardıkları için insanlar bu durumu kanıksadı ve daha çok sessizleştiler” diye konuştu.
‘Bu düzenleme istismarı destekler nitelikte’
Pertek’te 8 senedir öğretmenlik yaptığını belirten Seda, 8 yıl öncesinde taciz faili bir öğretmenin Kız Meslek Lisesi’ne sürgün edildiğini hatırlattı. Seda, şunları kaydetti: “Bu yaptırım onların aklandığını söylüyor bize. Aklanmasalar, meslekten çıkarılırlar, bir daha kamuda çalışamaz hale getirilirler, cezaevine giderler ve bunun gibi birçok yaptırım olurdu. Kanıt olmasına rağmen o öğretmenler başka okullara yollandı. Buna ses çıkaranlar cezalandırıldı. Cinsel istismar yasa tasarısı gündemde. Biz küçücük çocukları korumaya çalışırken devlet onların evlendirilebileceğini söylüyor. Oyun çağındaki bir çocuğun evliliği ne demek? Biz hayatınızı yaşayın, hayatınızı kurtarın derken 12 yaşındaki çocukların evlendirilebileceğinden bahsediyorlar. Onlar daha çocuk. Oyun oynayacaklar, sokaklarda koşturacaklar. Ev işi, yemek, bir koca olmasını çocuklar kaldıramaz. Bu düzenleme istismarı destekler nitelikte. Sapıkların önü açılıyor. Pertekli kadınlar olarak burada olan hiçbir şeye göz yummayacağız. Sessiz kalmayacağız. Yanı başımızda bakışından bile rahatsız olduğumuz biri varsa bakışının nedenini sormak zorundayız.”
‘Çocuklar pedagoglardan destek almalı’
Son günlerde yaşanan cinsel istismar olaylarına ilişkin öfkeli olduklarını dile getiren Birsen Akın, faillerin en ağır cezalara çarptırılmasını istediklerini kaydetti. Birsen, “Küçük yaşta evlilikler gündemde, çocuk tacizi ve tecavüz had safhada, daha birkaç ay öncesine kadar yine bir kız çocuğu tacize uğradı. Bunu yapan kişi dışarıda serbest geziyor. Toplumsal olarak çöküşteyiz. Bu tür olayları duydukça yıkılıyoruz. Anneler olarak çocuklarımızı sokağa çıkarmaya korkuyoruz. Kime güvenelim, kime güvenmeyelim şaşırdık. Bunun telafisi olmalı. Çocukların pedagoglar, sosyologlar eşliğinde destek alması lazım. Yerel yönetimlerin destek vermesi mağdur ailelerimizin yanında olması lazım” diye konuştu.
‘Çocuğun bedeni çocuğa aittir’
İki çocuğu olan Birsen, “4-5 yaşlarından itibaren çocuklarıma, ‘Senin özel bölgelerin var ve bir başkası senin özel bölgelerine senin isteğin dışında dokunamaz. Kim olursa olsun tepkini göster, sesini çıkar. Bu beden sana ait’ dedim. Çocuklar önce aileden sonra okuldan ve toplumdan böyle eğitimlerden geçecek ki bu tür olaylara maruz kalmasınlar. Kız, erkek fark etmez çocuğun bedeni çocuğa, kadının bedeni kadına aittir. Aksi hali şiddettir, bu tacizdir” dedi.
‘Tasarı istismarcıları güçlendirecek’
Pınar Baş ise istismar vakalarının yalnızca Dersim’de değil Türkiye genelinde artış gösterdiğine dikkat çekerek, en önemli sebebinin cezaların caydırıcı olmaması olduğunu ifade etti. Çıkarılmak istenen yeni yasaların da suça teşvik ettiğine dikkat çeken Pınar, “Cinsel istismar yasa tasarısıyla çocukların istismarcılarıyla evlendirilmesinin istismarların artışında çok ciddi bir etkisi var. Son 10-20 yıllık süreçte bu tarz evliliklerin sorunlu bireyler ortaya çıkaracağını düşünüyorum. Mutsuz bir anneyle yetişen çocukların birer suçlu, birer sorunlu birey olma potansiyeli çok yüksek. Böyle bir tasarı bu durumun önünü açacaktır. Tecavüzcüsü ile evlendirilen bir çocuğun nasıl ki sağlıklı olması beklenemezse sağlıklı çocuklar yetiştirmesi de beklenemez. İstismarcılar bu tasarıyla ‘Nasıl olsa 3 ay yatar çıkarım. En kötü evlenirim’ diye düşünecekler. Bu tasarı onları güçlendirecek” diye belirtti.
‘Toplum göz yumuyor’
Pınar, Pertek’te açığa çıkan istismarın ardından iki haftadır birlikte çalıştığı 150 kadına, eşlerine, esnafa ne düşündüklerini sorduğunda herkesin “Onun böyle bir şey yaptığından şüpheleniyorduk. O zaten böyle biriydi. Hırsızdı ve kötü bir esnaftı” dediğini aktardı. “Bir şeyler görülmüş ancak kimse taşın altına elini koymamış, yetkililere şikayette bulunmamış, aileleri uyarmamış” diyen Pınar, toplumun bu tür vakalar karşısında gözlerini yumduğunu söyledi.
‘Uzun soluklu ve zorunlu eğitimler olmalı’
İstismar ve şiddetle mücadele konusunda öncelikli olarak eğitime ihtiyaç olduğunun altını çizen Pınar, şunları söyledi: “Aileler olarak çocuklarımızın başına böyle bir olayın gelip gelmediğini nasıl anlarız, diye yoğunlaşarak bilirkişiler tarafından annelerin, babanın ve çocuğun düzenli olarak eğitim alması gerekiyor. Bir çocuğu psikoloğa götürdüğümüzde çocuğun kendini açması bile en az 4-5 seansa tekabül ediyor. O yüzden 2-3 saatlik eğitimlerle yaşanan problemler gün yüzüne çıkmaz. Uzun soluklu ve zorunlu eğitimler olmalı. Cinsel istismar, kadına şiddet gibi olaylara alıştırılmaya çalışılıyoruz. Bir çocuğun tecavüze uğraması hepimizin aklını yitirmesine sebep olmalı ama maalesef alıştık. ‘Kaç tane çocuk?’ diye sorar olduk. Artık çocuk sayısına üzülüyoruz. Alışmamalıyız ve sonuna kadar takipçisi olmalıyız. Biz eğer tepkimizi belirtir ve kamuoyu oluşturabilirsek buna yapmaya niyeti olan insanları da caydırabiliriz. Böylelikle belki yasa koyucular da biraz daha dikkate alır bizi.”