Şiddetle Mücadele Ağı'ndan Gülistan Doku raporu: Soruşturmada eksiklikler var

  • 14:01 20 Ocak 2020
  • Güncel
DİYARBAKIR - Şiddetle Mücadele Ağı, Gülistan Doku’ya dair hazırladıkları raporda, yürütülen soruşturmada eksikliklerin olduğunu ve bu eksikliklerin bir an önce giderilmesi gerektiğinİ vurguladı. 
 
Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, 5 Ocak’tan bu yana kendisinden haber alınamayan Üniversite öğrencisi Gülistan Doku’ya dair Dersim’de kurum ve tanıklarla görüşmeler gerçekleştirerek hazırlamış olduğu raporu Tahir Elçi Toplantı ve Konferans Salonu’nda kamuoyuyla paylaştı. Açıklamaya ağ bileşenlerinin yanı sıra Gülistan’ın ailesi de katıldı. Ağ adına açıklamayı okuyan ve İnsan Hakları Derneği’nden (İHD) doğru Dersim’e giden İHD Yönetim Kurulu üyesi Ezgi Sıla Demir, Gülistan'ın kaybolmasına yönelik medyada çeşitli iddialar yer aldığını ve Dersim-Elazığ karayolu Dinar Deresi Sarı Saltuk Viyadükünde bulunan Uzunçayır Baraj Gölü’nde su altı arama faaliyetleri başlatıldığını kaydetti.
 
Ezgi heyet olarak yaptıkları izlenimleri şöyle açıkladı:
 
“* Gülistan’ın telefon sinyalinin son olarak 5 Ocak Pazar günü bu viyadükü de kapsayan baz istasyonundan alınması.
 
* Gülistan 11.29’da Elazığ istikametine doğru giden şehir içi minibüsüne bindiğinin mobese kameralarına yansıması,
 
* 5 Ocak Pazar günü Elazığ istikametine doğru hareket eden bir araç içerisinde bulunan 3 kişinin Gülistan’ın eşkaline kısmen benzediği beyan edilen genç bir kadının bu viyadük üstünde görüldüğünün söylenmesi.
 
* Kent merkezine yaklaşık 30 km kala başlayan mobese kameralarının, yaklaşık bin 900 metrelik bir alanda bulunmuyor olması ve Gülistan’ın mobeselerin olmadığı bu alanda minibüsten inmiş olabileceğinin düşünülmesine bağlanmaktadır.
 
* Gülistan’dan günlerdir haber alınamıyor olması ve Gülistan’ın ailesinin Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı’na yaptığı başvuru sonrasında, 11 kadından oluşan bir heyetle, 17 Ocak Cuma günü Dersim’e gidilmiştir. Gülistan’ın ailesi, arkadaşları, Dersim Barosu, Tunceli Valiliği, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı, Munzur Üniversitesi Rektörü ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmeler neticesinde heyet tarafından Gülistan’a ve Dersim’de gerçekleştiği iddia edilen cinsel taciz olaylarına yönelik birçok soru sorulmuştur.
 
* Gülistan’ın bulunmasına ilişkin yürütülen soruşturmanın sadece intihar ihtimali üzerinden yürütülmesi yargısından vazgeçilip, ‘öldürülme’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘intihara yönlendirme’, ‘zorla kaybedilme’ ihtimallerinin de ön planda tutularak buna göre tahkikata devam edilmesi gerekmektedir.
 
* Soruşturma işlemlerinin, soruşturma dosyasının birincil şüphelilerinden Zainal Abarokov’un babasının görev yaptığı Asayiş Şube tarafından yürütülüyor olması, etkin bir soruşturma yürütülmediğine ilişkin şaibelere neden olmaktadır. Bu nedenle soruşturmanın Asayiş Şube’ den alınarak tarafsız ve bağımsız bir birim veya kurum tarafından yürütülmesinin sağlanması gerekmektedir.
 
* Soruşturma dosyasında toplanması elzem olan bazı delillerin toplanmamış olması (örneğin Zainal Abakarov’un anne ve babasının çelişkili beyanlarının aydınlatılmaması, ev ve araç içlerinde parmak izi, kan, saç kılı, tırnak gibi biyolojik deliller ile şüphe arz edecek eşya ve tüm materyallerin araştırma-incelemesinin yapılmaması) soruşturmanın sıhhatli biçimde ilerlemesini engellemektedir.
 
* Zainal Abarokov’un telefonu ve teknik cihazlarında arama ve el koyma işlemi yapılmamış olması, aralarında geçen konuşmalara dair sadece kişinin kendi rızası ile vermiş olduğu WhatsApp yazışmalarının dosyada bulunması bu soruşturmanın esas olarak intihar ekseninde yoğunlaşmasının başat faktörüdür. Oysa intihara yönlendirme suçu açısından bir değerlendirmenin yapılabilmesi için telefon ve teknik cihazlardan elde edilebilecek deliller hayati bir öneme sahiptir. 
 
* Soruşturma dosyasının içeriğine göre bir şahıs, sosyal medya üzerinden, Gülistan’ın zorla arabaya bindirilmeye çalıştığını gördüğünü ve emniyeti aradığını bildirmiştir. Dosya içeriğinde böyle bir emniyet kaydının olup olmadığına yönelik bilgi istenildiğine dair bir müzekkere bulunmamaktadır. Oysa böyle bir ihbar söz konusu ise vakit kaybetmeden 155 kayıtlarının istenilmesi ve belki de soruşturmanın başka bir minvalde sürdürülmesi gerekmektedir.
 
* Aramaların çoğunluğunun suda yapılıyor olması, olayın daha çok intihar ekseninde soruşturulduğunu göstermektedir. Kara aramalarının su aramalarına kıyasen sınırlı oluşu, her iki arama açısından da ekip ve teçhizatın eksikliği hatta bu sebeple suda aramanın sadece günde 4 saat yapılması yeterince etkili bir arama çalışmasının yapılamadığını göstermektedir. 
 
* Munzur Üniversitesi’nin Sarısaltuk Viyadükü (Dinar Köprüsü)’nü ve bin 900 metrelik kamerasız alanı gören bütün kameralarının ve kamera kayıt sisteminin ‘teknik bilirkişi heyeti’ aracılığı ile incelenmesi ve Gülistan ile Zainel Abarakov’un 5 Ocak’ta 11.00 sularında “The Rooute Cafe” önünde konuştuğu görülen görüntülerinin iyileştirilip, dudak okuma yöntemi ile konuşmaların çözümünün yapılması gerekmektedir.
 
* Arama Kurtarma ekiplerinin insan gücü ve teknik teçhizat açısından artırılması ve arama çalışmalarının hem su hem karada paralel olarak devam etmesi gerekmektedir.
 
* Gülistan’ın intihar etmiş olma ihtimalinin değerlendirilmesi halinde TCK 84’te düzenlenen intihara yönlendirme başlıklı suçun “Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü gereği bu suça ilişkin delillerin de toplanması gerekmektedir.
 
* Anayasa madde 17 ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi madde 2’de ‘herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu’ ve ‘herkesin yaşam hakkının yasanın koruması altında olduğu’ belirtilmektedir. Yaşam hakkının korunması bağlamında gerek ulusal gerekse ulus-üstü mevzuatta devletlerin pozitif ve negatif yükümlülükleri hüküm altına alınmıştır. Bahsi geçen hükümlerin gereği olarak yetkilileri, Gülistan’ın sağ ve sağlıklı olarak bulunmasına ilişkin sorumluluğun bilinciyle ivedi olarak gerekli iş ve işlemleri yapmaya davet ediyoruz.”
 
‘Kolluk görevlilerinin yargı zırhıyla korunuyor’
 
Dersim, Şırnak, Hakkâri gibi demografik yapının değiştirilmeye çalışıldığı kentlerde bu vakalara sıkça rastlandığını kaydeden Ezgi, “Kolluk güçlerinin güvenlik gerekçesiyle bölge kentlerinde çok fazla sayıda kolluk kuvvetinin görevlendirilmesi; Yaşanan yargısız infazlar ve işkence ve kötü muamele olaylarının cezasızlıkla sonuçlanması en önemli nedenlerden biridir. Kolluk görevlilerinin yargı zırhıyla korunması, bölgede güvenlik politikaları adı altında militarist yaklaşımların pervasızlaşmasına ve kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasına neden olmaktadır. Bunu Melike’nin öldürülmeden önce karakolda kolluk güçleri tarafından uzlaştırılmaya çalışılıp eve gönderilmesi çok net bir şekilde göstermektedir” ifadelerini kullandı.
 
‘Olayın takipçisi olacağız’
 
Ezgi, yaşanan bu olayların münferit olamadığını, toplumsal politikalar sonucu sistematik hale geldiğini bildiklerini belirtti. Ezgi, “Söz konusu yaşanan olaylarda kolluk güçlerinin rolü olması, yaşanan olaylar sonrasında soruşturmaların etkin yürütülmemesi, faillerin kolluk kuvvetleri ile olan ilişkileri, soruşturmalara dair şüphe uyandırmaktadır. Bunların ortadan kaldırılması gerektiğini buradan bir kez daha yineleyerek Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı olarak Gülistan Doku bulunana dek olayın takipçisi olacağımızı bildiririz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
 
Gülistan’ın teyzesi: İntihar olarak basına yansıtılıyor
 
Ardından Gülistan’ın teyzesi Güneş Kan, Gülistan’ın kaybolmasını basının yüzde 99 intihar olarak gösterdiğine tepki göstererek, “Evet intihar olabilir ama diğer eksiklikler de göz ardı edilmemelidir. Şu an söyleyemediğimiz çok başka ihtimaller gerçekleşebilir. Üniversiteden orayı gören bir kamera var. Kamera en ham hali ile bile oradan geçen araçları görüyor. Eğer oraya bakan kameraya net bakılırsa yakınlaştırırsa eminim Gülistan’ın köprüde ne yaptığı görülür. Ayrıca üniversite de başka bir kamera da var ve bize bozuk olduğu çekim yapmadığı söylendi. İki gün önce kamera faaliyete geçirildi. Basına yansıtıldığı kadarıyla bizde basından öğreniyoruz. Geçtiğimiz günlerde Gülistan olduğu söylenen biri köprüde tespit edildi. Fakat neye göre kime göre tespit edildi bizde bilmiyoruz. Bizlerde birçok şeyi basından öğreniyoruz” dedi.
 
Yapılan konuşmaların ardından açıklama sona erdi.