‘Meşru müdafaada bulunan Hülya’nın serbest bırakılması gerekiyor’

  • 09:01 20 Ocak 2020
  • Hukuk
Safiye Alağaş
 
İSTANBUL - Kendisine şiddet uygulayan erkeği özsavunma hakkını kullanarak öldüren Hülya Halaçkaya’nın yargılandığı davanın duruşmasında “tutukluluğunun devamına” karar verildi. Avukatı Meriç Eyüpoğlu, Hülya’nın “meşru müdafaa” hakkını kullandığına işaret ederek, “Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz” diye vurguladı.
 
İstanbul Güngören’de 25 Ağustos 2019 tarihinde sistematik şiddet gördüğü ve evli olduğu Kadir Ören’e karşı özsavunmada bulunarak öldüren Hülya Halaçkaya’nın, 24 yıl hapis istemiyle yargılandığı dava devam ediyor. Bakırköy 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın 13 Ocak tarihinde görülen son duruşmasında iddia makamı Türk Ceza Kanunu (TCK) 25/2 maddesine dikkat çekerek, Hülya’nın kendisini ağır tehlikeden korumak için savunmada bulunduğunu, fiili bilerek işlemediğini, bu nedenle cezalandırılmasına yer olmadığını söyledi. İddia makamı ayrıca Hülya’nın tahliyesini talep etti. Ancak mahkeme savcının tahliye talebini reddederek Hülya’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. Duruşma 11 Şubat tarihine erteledi.
 
‘Deliller toplanmıyor’ 
 
Hülya’nın avukatı Meriç Eyüpoğlu, feministler olarak Hülya’nın davasını başından beri takip ettiklerini belirtti. “Bu tür davalarda yargılamadan çok daha geç haberdar oluyoruz. Bu kez erken haberdar olduk. Henüz bir hafta olmuştu. Delillerin eksik olduğunu fark edip hemen talepte bulunduk” diyen Meriç, savcılık aşamasında toplanmayan delillerin hala toplanmadığını kaydetti. Meriç, son duruşmada da delillerin toplanması taleplerinin reddedildiğini ifade ederek, “Oysa bu davada Hülya sanık. Sanığın lehine ve aleyhine olan delillerin toplanmaması zaten hukuka aykırıdır” dedi.
 
‘Hülya’nın maruz kaldığı şiddetin raporlanmasını talep ediyoruz’
 
Söz konusu kadınlar olunca işlemlerin çok kolay ihmal edilebildiğini ifade eden Meriç, daha önce benzer birçok durumla karşılaştıklarının altını çizdi. Hülya’nın davasında yaşanan problemlere değinen Meriç, şöyle devam etti: “O gün, olay anında Hülya çok ağır bir şiddete maruz kalmış. Sonrasında da kendini savunurken bir tane bıçak darbesinin ölümcül bir yere gelmesi sonucu karşıdaki hayatını kaybetmiş. Kendisindeki şiddete ilişkin bulguların hiçbiri raporlanmamış durumda. Yine talepte bulunduk. Mahkeme başkanı ‘Bunlar nasıl raporlansın ki’ diyor. Oysaki raporlanabiliyor.”
 
‘Elimizde bölük pörçük şeyler var’
 
Benzer bir şekilde yine şiddet uygulayan erkeğe karşı özsavunmada bulunan Yasemin Çakal davasını hatırlatan Meriç, Yasemin’in yaşadığı şiddetin raporlandığını ifade etti. Meriç, “Yasemin Çakal Bakırköy Adliyesi’nde yargılandı. O davada da aynı şeyi yaşadık. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından yaşadığı sistematik erkek şiddeti raporlanmıştı. Bu örneği mahkemeye anlattık ve raporlanmasını talep ettik. Gerekçesiz olarak mahkeme bunu reddetti. Dolayısıyla elimizde ne var? Ölmüş bir adam var. Yargılanan bir tane kadın var. Bu kadının aslında ne yaşadığına ilişkin bölük pörçük şeyler var. Müvekkilimiz çok ağladığı için kendini çok rahat bir biçimde ifade edememişti” şeklinde konuştu.
 
‘Tahliye beklentimiz vardı’
 
Son olarak mahkemeye gelen otopsi raporunu değerlendiren Meriç, şunları söyledi: “Raporda bir tane bıçak darbesinin kola geldiğini ve sıyrık oluşturduğunu, diğerinin ise göğsünde ters C şekli çizerek kaburga kemiğine girdiğini görüyoruz. O da büyük talihsizlik. Küçük bir bıçak olduğu için girmiş. Bu da aslında öldürmek kastıyla suçu işlemediğini gösteriyor. Kendini savunmak için savururken kavisli bir darbe geldiğini gösteriyor. Yaranın açısı da biçimi de aslında bunun sadece bir savuşturma darbesi olduğunu gösteriyor. Tahliye ve beraat kararı verilmesi mümkündü. Neden olmadığına ilişkin mahkeme yine bir gerekçe söylemedi. Sadece tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bu aşamaya kadar tutukluluğunun sürmesi beklemediğimiz bir şeydi doğrusu. Ama son duruşmada tahliye beklentimiz vardı.”
 
‘Gerçek adalet istiyoruz’ 
 
Hülya’nın meşru müdafaada kapsamında yargılandığı için hiç tutuklanmaması gerektiğinin altını çizen Meriç, “Raporsa rapor, kanıtsa kanıt neden daha tutuklu belli değil. Şubata kadar tutukluluğu devam edecek. Nihayetinde hiç tutuklanmaması gerekiyordu. Bu kadar ağır şiddete maruz kaldığı bir dosyada ceza alacak mı, bu da belli değil. Tabi ki dosyayı bırakmayacağız. Mücadeleyi her düzeyde yürüteceğiz. Erkek adalet değil gerçek adalet istiyoruz” dedi.
 
Hülya’nın dosyasında alınacak kararın bütün kadınlar için önemli olduğunun altını çizen Meriç, 11 Şubat’ta bütün kadınları Hülya ile dayanışmak için Bakırköy Adliyesi’nde olmaya çağırdı.