Dirayet Dilan Taşdemir: Kadın Konferansı ile umudu güçlendireceğiz
- 13:36 16 Ocak 2020
- Güncel
ANKARA - Kadınlara yönelik yıldırma siyasetinin izlendiğine dikkat çeken HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dirayet Dilan Taşdemir, önümüzdeki günlerde 400’e yakın kadının katılımı ile yapacakları kadın konferansıyla umudu ve direnişi büyüteceklerini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi(HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Dirayet Dilan Taşdemir, partisinin genel merkez binasında gündemdeki gelişmelere dair basın toplantısı düzenledi.
‘Ülke cezaevi meselesini gündemine almalıdır’
Konuşmasına dün Burhaniye T Tipi Cezaevi’nde yaşamına son veren Nurcan Bakır’ı anarak başlayan Dirayet, 28 yıldır cezaevinde olan Nurcan Bakır’ın aynı zamanda hasta tutsak olduğunu hatırlattı. Dirayet, “Her gün cezaevlerinde bir hasta tutsak yaşamını yitiriyor cezaevlerinin koşulları yaşanan hukuksuzluk gösteriyor ki bu ülke cezaevleri meselesini kendi gündemine almalıdır. Ciddi hak ihlalleri yaşanıyor insanlar elleri ranzaya kelepçeli şekilde son nefesini veriyor. Sağlıksız koşullar cezaevinde yaşanıyor. Cezaevleri hasta tutsaklar açısından ölümle cezalandırıldığı bir yere dönüşmüş durumda. Ciddi hak ihlalleri yaşanıyor” dedi.
‘Cezaevinde ayrı bir cezaevi dayatılıyor’
Bir an önce hasta tutsaklarla ilgili ciddi girişimlerin olması gerektiğine dikkat çeken Dirayet, “Bırakın hasta tutsakların tedavi edilmesini, ayrıca cezalandırılıyor. Hücre cezaları veriliyor, keyfi cezalarla infazları yakılıyor. En son Fatma Özbağ ceza aldı. Koğuşta bulunan tığ gerekçe gösterilerek hücre cezası verildi. Kanser hastası, uzun yıllardır cezaevinde yatan bir tutsak Fatma Özbay’'a hücre cezası verilerek cezaevinde ayrı bir cezaevi dayatılıyor. Hasta tutsakların hastalık sürecinde doktora ulaşımı, gerekli önlemlerin alınması, hastalığın takibi gibi konularda ciddi sorunlar yaşanıyor. Ya hastaneye götürülmüyorlar ya da götürüldüklerinde ring araçları dayatılıyor. Götürüldüğünde ringlerde saatlerce bekletiliyor ve ciddi bir ayrımcılıkla yüz yüze kalıyorlar. Her gün hasta tutsaklar cezaevinde hayatlarını yitiriyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Bir an önce hasta tutsakların tahliyesinin gerçekleşmesi gerekiyor’
Tutsakların en insani olan ailelerle vedalaşma haklarının bile ellerinden alındığını kaydeden Dirayet, “Artık bu ülkede hasta tutsaklar meselesi bir hukuk meselesinin ötesinde bir vicdan meselesi olmuştur. Dolayısıyla bu ülkede demokrasiye inanan vicdan sahibi herkes hasta tutsaklar meselesinde duyarlılık geliştirmeli. Bir an önce hasta tutsakların tahliyesinin gerçekleşmesi gerektiğini ifade ediyorum. Nurcan Bakır’ın ailesine başsağlığı diliyorum. Nurcan Bakır’ın bu koşullardan kaynaklı yaşamına son verdiğini biliyoruz” diye konuştu.
‘Tuncel ve Kışanak 3 yıl sonra mahkemedeydi’
Geçtiğimiz günlerde Kadın Meclisi, Roza Kadın Derneği ve TJA aktivistleri ile birlikte Gülten Kışanak ve Sebahat Tuncel’in duruşmasına katıldıklarını aktaran Dirayet, sözlerine şöyle devam etti: ”Duruşma Malatya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Arkadaşlarımız 3 yıldır rehine olmasına rağmen ilk defa duruşma salonuna bizzat geldiler. Elbette ki 3 yıldır büyük bir mücadele vererek, direniş göstererek o duruşma salonuna getirilebildiler. 3 yıldır SEGBİS dedikleri, yüz yüzelik ilkesine aykırı, hukuku çiğneyen, insanların birbirlerini bile anlamadığı bir sistemden arkadaşlarımıza 15 yıl hapis cezası verildi. Sonra İstinaf Mahkemesi bu cezayı bozdu ve yeniden yargılama başladı. Ayın 15’inde Malatya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde Tuncel ve Kışanak’ın katılımı ile duruşma görüldü.”
‘Allah affetsin kandırıldık demedi hiçbir arkadaşımız’
“Hepimiz biliyoruz, AKP Genel Başkanı meydan meydan gezip partimize eşbaşkanlarımıza, milletvekillerimize akla hayale sığmayan suçlamalar yöneltiyor” diyen Dirayet, “Ama gerçekten o mahkeme salonlarında yaşanan hakikatin kendisi yargılanan Kürtlerin kimliği arkadaşlarımızın siyaseti ve kadınlardır. O mahkemede iddiaları okuduk, siyaset yaptıkları, 25 Kasım etkinliklerine katıldıkları için partimizin düzenlediği eylem ve etkinliklere katıldıkları için arkadaşlarımız yargılanıyor. Kaç gündür bir tiyatro oyununu dillerine peleseng etmişler. Asıl tiyatro nerede oynanıyor Sincan Cezaevi’nde oynanıyor, Malatya 5’inci Ağır Ceza’da oynanıyor. AAma bu tiyatronun içerisinde bir hakikilik var o hakikilik de bizim arkadaşlarımızın duruşlarıdır. Hiç bir arkadaşımız ‘Allah affetsin kandırıldık’ demedi arkadaşlarımız dün ne dedilerse hangi siyasi çizgiyi sahiplendilerse mahkeme salonlarında duruşma salonlarında da zulmün gözünün içine bakarak aynı şeyi söylemeye devam ediyorlar” dedi.
‘Mahkemeler canlı yayınlansın’
Ana akım medyaya seslenen Dirayet, şöyle konuştu: “Yandaş kalemşörlere de sesleniyorum. Öyle akşam televizyon köşelerinde oturup yalan yanlış iddialarını bir kenara bıraksınlar, gelsinler mahkeme salonlarını dinlesinler. Burada yaşanan hakikatin ne olduğunu, nasıl algı siyasetinin yürütüldüğüne tanık olsunlar. Evet gerçekten vicdan sahibi gazetecilik etik ilkelerine sahip kişilerin o mahkeme salonlarını izlemesi ve yeniden icat edilen suçların nasıl açığa çıktığını göreceklerdir. Biz şunu da kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz mahkemeler canlı yayınlansın. Bakalım gerçekten orada suç nedir suçlu nedir kim kimi yargılıyor kim yalana başvuruyor kim uyduruk suçlar icat ediyor olmadık yerlerden akıl dışı iddialarda bulunuyor.”
‘Gülistan’ın arkadaşları üzerinde bir baskı var’
HDP olarak Kadın Meclisi ve kadın örgütleri ile birlikte Dersim’de 12 gündür kayıp olan Gülistan Doku için çağrıda bulunduklarını anımsatan Dirayet şu ifadeleri kullandı: “Gülistan nerede sorusunu sormak için bir kadın daha eksilmeyeceğiz demek için Dersim’e gittik. Dersim’de bir basın toplantısı gerçekleştirdik, gelişmeleri aktardık ailesi ile görüştük, Gülistan’ın arkadaşlarıyla bir arayla geldik. Gözlemlediğimiz bir gizemlilik hali var. Bu kaybın üstü örtülmeye, zamana yaymaya ve normalleştirilmeye çalışılıyor. Araştırmalar ve soruşturmalar açısından açığa çıkan hiç bir bilgi ne ailesi ne kamuoyu ne de arkadaşlarıyla paylaşılıyor. Bir gizemlilik atfedildiğini söylemek mümkün. Buna karşı mücadele eden kadın örgütlerine kadın meclisimize ve Gülistan’ın arkadaşlarına dönük bir baskı da var. Bu konuda işin ısrarla takipçiliğini yapan arkadaşları ve öğrenci derneği ciddi bir baskı altında tehdit ediliyorlar, gözdağı veriliyor bir şekilde bu davanın üstü örtülmeye çalışıyor.”
‘Cezasızlık politikası meşrulaştırılıyor’
Ülkede kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarının olağan hale geldiğini vurgulayan Dirayet, şöyle konuştu: “Dersim’de Harun isimdeki şahıs 15’e yakın çocuğu taciz etti. Bu şahsın içerisinde olduğu politik zemin ve ilişkileri bize bir fikir veriyor. Kendisi daha önce zihinsel engelli bir kız çocuğunu taciz ediyor. Yargılama süreci başlıyor ama sonra kendisi hakkında bütün bu taciz davalarında olduğu gibi bir takipsizlik kararı veriliyor. Benzer örnek yine Cizre’de okullarda artan taciz olaylarıdır. Geçtiğimiz haftalarda Şırnak’ta bir okul müdürünün öğrencileri istismar ettiği açığa çıktı. Yine 4 öğrencinin taciz edildiğine dair haberler çıktı. Buna benzer onlarca örnek var. Daha önce Mardin ve Bingöl’de olduğu gibi bu soruşturmaların üstü örtülüyor ve takipsizlik kararları peş peşe veriliyor. Bu kadar yaygınlaşan bir durum ki örneğin Ankara’da 8 yaşında bir kız çocuğu babası tarafından istismar ediliyor. Annenin yoğun çabaları sonucunda ağır travmalar ile açılan bir soruşturma sonucunda bu şahsa 50 yıl ceza veriliyor ama bu şahıs tutuklanmıyor, en son verilen ceza sonucunda tutuklanıyor. 4 ay cezaevinde kalıyor. İstinaf Mahkemesi olağan dışı bir durumda 2 ay içinde bu davayı sonuçlandırıyor” diye konuştu.
‘Yıldırma siyaseti izleniyor’
Kadın ve çocuklara yönelik suçlarda bir cezasızlık politikasının izlendiğini kaydeden Dirayet, “Bir zemin sunma, üstünü örtme ve göz yumma durumu yaşanıyor. Türkiye çocuk istismarına göz yuman bir ülke olarak istisnai bir ülke konumundadır. Çocuk istismarını bırakın devletin önleyici tedbirler alması kurumsal veriler bile ortada değil. Kimi sivil toplum örgütlerinin ve kadın örgütlerinin çalışmaları ile bu veriler ortaya çıkıyor. Kadınlar ve çocuklar için yaşanacak bir alan bırakılmıyor bir tehdit alanı olarak görülüyor. Çocuklara ve kadınlara yönelik bu politika bir tehdit ve yıldırma siyaseti olarak izleniyor. Özellikle kurumlarda bunca yoğun yaşanan taciz ve tecavüzler iktidarın politikaları ile alakalıdır” ifadelerini kullandı.
‘Tek adam egosu topluma dayatılıyor’
Ankara’da kadın Meclisi üyelerine dönük operasyon sonucunda 7 kadının gözaltına alındığını hatırlatan Dirayet, “Bu iktidarın temel gündemi kadın cinayetleri, çocuk istismarı ya da Gülistan değil. Kadınlara dayattıkları, sordukları ‘neden evlenmiyorsunuz?’, ‘Gençler evde kalıyor’ gibi çağdışı, kendi ideolojik politikalarını, tek adam egolarını topluma dayatan bir toplumsal mühendislikle karşı karşıyayız” diye belirtti.
‘Suni gündemler yaratılıyor’
Kadınların nasıl yaşayacağının bir kişinin insafına bırakılamayacağının altını çizen Dirayet, “Buna kadınlar, gençler kendisi karar verir ama AKP maanipülatif bir partidir. İnsanları inkar ediyor. Suni gündemler yaratarak, bunu Türkiye halkının önüne getirerek bu meselelerin üstünü örtüyor” vurgusu yaptı.
‘Kadın konferansı ile umudu güçlendireceğiz’
Kadın düşmanlığının bu kadar arttığı, kadın kazanımlarına el konulduğu, kadın siyasetçilerin rehin tutulduğu ve aynı zamanda kadınların dünyada değişime öncülük ettiği koşullarda önümüzdeki günlerde Kadın Konferansı gerçekleştireceklerini aktaran Dirayet, “400’e yakın kadının katılımı ile 2 gün sürecek. Hep birlikte konferansımızı gerçekleştireceğiz. İnanıyorum ki tüm bu baskılara karşı kadınların konferansta açığa çıkaracağı umut örgütlülük ve politik zemin kadın özgürlük mücadelesine ve halklarımızın bir arada yaşama umudunu da güçlendirecektir. O açıdan bütün bu yok etme siyasetine karşı kadınlar olarak umudu büyütmeye devam edeceğiz” diye konuştu.