Pervin Buldan: Baskılara rağmen ayaktayız
- 14:09 15 Ocak 2020
- Güncel
İSTANBUL - HDP Eş Genel Başkanları, 23 Şubat’ta yapacakları 4’üncü Olağan Kongresi öncesi basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kongrenin önemine dikkat çeken Eşbaşkanlardan Pervin Buldan, “Yoğun baskılara rağmen ayaktayız” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri İdil Uğurlu ve Sedat Şenoğlu, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Bedran Öztürk, HDP Sözcüsü Günay Kubilay, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, HDP Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ve bileşen partilerin eşbaşkanları Beyoğlu’nda bulunan Elite Word Otel’de basın mensuplarıyla bir araya geldi.
‘HDP özgürlük mücadelesi veriyor’
Toplantıda ilk olarak söz alan HDP Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış, dünyada ve bölgedeki gelişmelere aktararak, “Gelişmelerin bizi nereye getirdiğini görüyoruz. Var olan baskılara karşı HDP özgürlük mücadelesi veriyor. Buna karşılık payımız ise zulümdür” dedi. Yaşanan gelişmelere karşı geniş perspektifli bir tartışma sürecini başlatmak istediklerini belirten Azad, “Nasıl bir demokratik cumhuriyeti inşa edilebiliriz? Bu tartışmaları yoğunlaştırıp sizinle konuşmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Baskılara rağmen ayaktayız’
Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP’nin 23 Şubat öncesi yaptıkları bu toplantının önemini vurguladı. Kongre öncesi partilerinin üzerinde yoğun bir baskı olduğuna dikkat çeken Pervin, HDP’nin Türkiye’de legal siyaset yapan barış ve özgürlük mücadelesi veren bir parti olduğunu ifade etti. Pervin, “İktidarın bugünkü hedefi HDP’dir. Bunun için gözaltı furyasına maruz kalıyoruz. Ama buna rağmen ayakta kalıyoruz. Ayakta kalmamızın nedeni halkımızdan aldığımız güçtür. Bu nedenledir ki; yoğun baskıya rağmen ayakta durabiliyoruz” dedi.
‘HDP’nin nasıl bir güç olduğunu herkese gösterdik’
“Geçen dönem kongremizi bildiğiniz üzere iki eşbaşkanımızın tutuklu olduğu bir dönemde yaptık” diyen Pervin devamında şunları dile getirdi: “Buna rağmen halkımızın HDP’yi sahiplenmesi önemliydi. Aradan iki yıl geçti. Şubat’ta gerçekleştireceğimiz kongremizin de büyük bir coşku ve katılımla geçeceğine inanıyoruz. Kongreyi savaş politikasına karşı en büyük cevap olarak değerlendiriyoruz. Kongreyi, iktidara yürüyecek bir adım olarak görüyoruz. HDP seçimlerde demokrasi güçlerine verdiği destekle bütün planları bozan bir güç olduğunu gösterdi. Bizim yerel seçimlerde hedefimiz Kürdistan’dan kayyımları göndermek batıda ise demokrasi güçlerini desteklemekti. Bunu da becerdik. HDP’nin nasıl bir gücünün olduğunu herkese de gösterdik.”
‘Cezaevleri aydın ve siyasetçilerle dolu’
Türkiye’nin önünde önemli meselelerin olduğunu kaydeden Pervin, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Türkiye’nin yeni bir demokratik anayasaya ihtiyacı var. Yine içerde ve dışarda bir barışa ihtiyaç var. HDP olarak bunun da mücadelesini veriyoruz. Adaletin, hukukun olmadığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bir sosyal adalete ihtiyaç var. Yine kutuplaşma ve ayrışmanın sona erdirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun son bulması için elimizden geleni yapıyoruz. Ülkede basın alanına büyük bir ambargo söz konusu. Gerçekleri yazan, çizen basın cezalandırılıyor. Bu nedenle özgür bir basın oluşturmak için mücadele eden bir HDP var. Yine kadına yönelik katliamların olduğu bir ülke. HDP olarak kadınların tacize, tecavüze ve katliama uğramadığı bir Türkiye için mücadelemiz var. Türkiye’nin hemen hemen bütün cezaevleri aydın ve siyasetçilerle dolu. Görüş ve düşüncelerini ifade eden insanlar cezaevlerinde. Yine en önemli gündem olarak Kürt sorunu ve tecrit var. Bir an önce bunların da düzeltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Parti olarak bunların gerçekleştirilmesi için kongreye gidiyoruz. Yine seçimlerle birlikte genişlemeyi düşünüyoruz. Demokratik ittifakı gerçekleştirirsek iktidara da gideceğimizi biliyoruz.”
‘Tarihi bir eşikten geçiyoruz’
Daha sonra söz alan HDP Eş Genel Başkanı Seza Temelli de tarihsel bir eşikten geçilen böyle bir dönemde kongreye gittiklerini anımsatarak, “Geriye baktığımızda son beş yıldır baktığımızda bu tarihsel eşik herkesin gündeminde olan bir şey. Bütün dünyada giderek otoriterleşen bir durum var. İktidarlar var olan sorunları daha da derinleştiriyor” dedi.