
‘Şiddetin temel nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir’
- 19:29 30 Aralık 2019
- Güncel
İZMİR - Kadına yönelik artan şiddete dikkat çeken Adli Tıp Uzmanları Derneği, “Kadına yönelik aile içi şiddetin temel nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Önce bireysel önyargılarımızla savaşmalı, onlardan kendimizi kurtarmalı, sonra da profesyonel meslek alanlarımızda topluma örnek ve öncü olacak biçimde çalışmalıyız” diyerek şiddete karşı ortak mücadele çağrısı yaptı.
İzmir’de Adli Tıp Uzmanları Derneği, kadına yönelik artan şiddete ilişkin İzmir Tabip Odası’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı Adli Tıp Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Akça Toprak Ergönen okudu. Akça, Türkiye’de üniversitelerin Adli Tıp Anabilim dalları, Sağlık Bakanlığı’na bağlı birimler ve Adli Tıp Kurumu’nun ilgili birimlerinde aile içi şiddete maruz bırakılan hasta kadın sayısının çok önemli boyutlara ulaştığını söyledi. Akça, “Bu alanda yapılan çalışma sonuçlarına göre adli olgular içinde aile içi şiddete maruz bırakılan kadın hastaların oranı yüzde 3-12 arasında değişmektedir. Bu sayılar yalnızca uğradığı şiddeti ifade ederek hastanelere başvuran kadınları yansıtmaktadır. Bu konuda dünyada ve ülkemizde yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki, bu şiddet kolay kolay dillendirilememektedir” dedi.
‘Kadınlara gerekli destek sunulmalı’
Akça, şiddete maruz bırakılan kadınların yüzde 44’ünün yaşadıkları şiddeti kimseye anlatmadığını belirterek, buna ek olarak sağlık kurumlarına başvurduğu halde çeşitli nedenlerle “aile içi şiddet” tanısı konamamış bir hasta grubu olduğunu da sözlerine ekledi. Türkiye’de 2015 yılında yapılan bir çalışmada depresyonu olan yaklaşık üç kadından ikisinin aile içinde fiziksel şiddete maruz bırakıldığını belirten Akça, açıklamaya şöyle devam etti: “Aile içinde şiddete maruz bırakılan kadınların yardım alabilecekleri, dertlerini anlatabilecekleri, güvendikleri kişiler sağlık çalışanlarıdır. Bu nedenle bu durumdan kuşkulanıldığında ya da herhangi bir tıbbi patoloji bulunamayan durumlarda hastaya özellikli birkaç soru sorulması, bu yapılamıyorsa bir psikiyatri uzmanından görüş istenmesi ile tanı konulması ve gerekli desteğin sunulması sağlanmalıdır.”
‘Çocuklar daha fazla mağdur’
Akça, 2014 yılında Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nce yürütülen araştırmaya göre çocuk yaşta evlenenlerin, 18 yaşından sonra evlenenlere göre fiziksel, cinsel ve duygusal şiddete daha fazla maruz bırakıldığı bilgisini verdi. Akça, “Bu nedenlerle kadına yönelik şiddet bütün dünyada ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir” dedi.
‘Şiddete karşı mücadele edilmeli’
Kadına yönelik aile içi şiddetin temel nedeninin toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu söyleyen Akça, şunları belirtti: “Önce bireysel önyargılarımızla savaşmalı, onlardan kendimizi kurtarmalı, sonra da profesyonel meslek alanlarımızda topluma örnek ve öncü olacak biçimde çalışmalıyız. Adli Tıp Uzmanları Derneği olarak, aile içi şiddete maruz bırakılan kadınların başvurduğu güvenlik güçleri, hakimler, cumhuriyet savcıları, avukatlar, hekimler, sağlık çalışanları ile basın organları, sivil toplum örgütleri ve önleyici mekanizmaların oluşumunda görev alan tüm birimlerin, konu özelinde bilimsel bilgiler edinerek sorunu doğru algılamalarının ve çözüm için her türlü cinsiyet ayırımcılığı ile çok yönlü ve her alanda mücadele başlatmalarının gerektiğini düşünüyoruz. Bu amaçla yapılacak çalışmalarda işbirliğine hazırız.”