
‘Başkalarına verdikleri parayı halka layık görmediler’
- 09:15 30 Aralık 2019
- Güncel
Gülistan Azak
İSTANBUL - 2020 yılı için belirlenen net asgari ücret tutarına, temel ihtiyaçlardaki zam oranlarına atıfta bulunarak tepki gösteren yurttaşlar, “Asgari ücret artsa ne olacak? Zamlar sonrası geriye bir içmelik suyumuz kalıyor. Başkalarına verdikleri parayı halka layık görmediler” cevabını verdi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 26 Aralık günü yaptığı açıklama ile 2020 yılı net asgari ücretin 15,4 zam oranı ile 2 bin 324 lira 70 kuruş olarak belirlendiğini duyurdu. Ancak yaklaşık 7 milyon işçiyi ilgilendiren asgari ücret artışı tartışmaları da beraberinde getirdi. Çünkü emekçiler bu yıl da beklentilerinin karşılığını alamadı.
İstanbul’da Beşiktaş ve Eminönü meydanında mikrofon uzattığımız yurttaşlara, “Belirlenen asgari ücret zammını nasıl buldunuz” diye sorduk. Aldığımız cevapların çoğu ise benzer oldu.
‘Karşılığı bu olmamalıydı’
Asgari ücret artış oranına tepki gösteren yurttaşlardan Ayşe Kaya, şöyle konuştu: “Çok az. Sabahtan akşamın bir saatine kadar çalışıyoruz. Karşılığı 2 bin 324 lira 70 kuruş olmamalıydı. 5 çocuğum var, eşim ise yok. Yalnız çalışıyorum. Çocuklarımı bırakacak bir yerim dahi yok. Pazar, market ateş pahası. Poşet bile parayla. Bu meydana gelmek için dahi borç istedim. Alacağımız ücrete devlet karar veriyor, bizim elimizde değil maalesef.”
Asgari ücret zammına ironik tepki
Asgari ücretin emekçinin beklentisini karşılamadığını vurgulayan Eylül Özdemir ise tepkisini ironik sözlerle şöyle dile getirdi: “Çok fazla çok. Ne yapacağım bu kadar fazla parayla ben? Bin 500 lirayı kiraya, 300 lirayı metrobüse veririm. Bir de 100 lira karşılığında yol aktarması yaparım. Üstüne de elektrik, su, doğalgaz… Ben de bol bol su içerim. Asgari ücret artsa ne olacak, zamlar kapıdayken!”
‘İşveren olarak karşıyız’
İşveren Aysun Yelmen de tepki gösterenlerden biri. Bir işveren olarak asgari ücretin yetersiz olduğunu belirten Aysun, “Fakir fukaraya yazık. Eşimle birlikte işlettiğimiz işyerimizde çok sayıda işçiye istihdam sağlamaya çalışıyoruz. İşveren olarak asgari ücretin bu denli az olmasına karşıyız. Asgari ücret bu olmamalıydı” diye konuştu.
‘Ay sonunu asgari ücret kadar borç ile bitiriyoruz’
Asgari ücret zam oranını “felaket” olarak niteleyen Ayten Toksöz, hayat pahalılığına işaret etti. Ayten, “Asgari ücret zammını lütuf gibi sürprize bağlamaya çalıştılar. Ancak asgari ücret yine beklentiyi karşılamadı. Asgari ücret ile çalışanlara sabırlar diliyorum. Geçinebilecek bir rakam değil maalesef. Zaten ay sonunu asgari ücret kadar borç ile kapatıyoruz. Kredi kartı zaten borç dolu. Asgari ücreti alıp kredi borcuna mı vereyim, çocuğun okul ihtiyaçlarını mı alayım, ev mi geçindireyim? Duyurulan zam oranı yaşam şartlarına uygun değil. Halk lüks rakamlar istemiyor ki. Asgari ücret en azından insanca yaşam koşullarını sağlamak için 3 bin 500 olabilirdi. Ay başına borç ile girmek istemiyoruz. Görüyorsunuz, insanlar ancak milli piyango kuyruğunda hayal kuruyor. Asgari ücret artsa ne olacak? Yaşam koşulları zaten asgari” ifadelerini kullandı.
‘Kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar’
Yurttaşlardan Mintiha Öz’ün hükümete öfkesi ise bir hayli büyük. Mintiha, “Verdikleri zammı aldığımız ihtiyaçlarımızın üzerine ekliyorlar. Veriyorlar ama fazlasıyla geri alıyorlar. Yani kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar. Verme ve alma mevzularını bir türlü dengeleyemediler gitti. Her şey zam, zam. Uzun zaman oldu evime dolu poşetle gitmedim. Eve boş dönüyorum. Benim maaşım iyice az. Emekliyim ve aldığım maaş asgari ücretten daha düşük. Düz bin 550 lira maaş alıyorum. Zamlarla baş edemiyorum. En azından torunlarıma giderken bir şeyler almak isterdim. Allahtan evim var. Kira olsaydı ne yapardım? Evi kira olanlara geçmiş olsun” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
‘Türkiye’de iş imkansızlığından çalışamıyorum’
Türkmenistanlı olan ancak 7 yıldır İstanbul’da yaşayan Gülsenem Toyciyeva da tepkisini sert sözlerle ifade edenlerden. Türkmenistan’da kreş eğitmenliği yapan ancak Türkiye’de iş bulamadığından ev emekçisi bir kadın olarak yaşamını sürdüren Gülsenem, “Yaşam pahalı, ücret düşük. Çok az. Seçimlerde güzel sözler kullananların bu sözleri gerçekleştirmesi gerek. Bu ücretle geçim sağlanabilir mi hiç? Elektrik, su, eğitim ve yol harcamalarıyla bu ücret geçimi zorluyor. Ben Türkmenistan’da kreş eğitmeniydim. Türkiye’de iş imkansızlığından çalışamıyorum. Çocuklarım çalışıyor ama zor geçiniyoruz” diye konuştu.
‘İnsanların bu parayla geçinebilmesi mümkün değil’
Emekli öğretmen Münire Aydın ise şu sözlerle tepkisini dile getirdi: “Bu kadar pahalılığın olduğu bir ülkede insanların 2 bin 324 liraya geçinebilmeleri mümkün değil. Keşke bir milletvekili bu parayla bir ay geçinse de anlasa. Ben asgari ücretin en azından bir 3 bin lira olması gerektiğini düşünüyorum. Ama maalesef buna layık görmediler. Başkalarına verdikleri parayı kendi halklarına layık görmediler. Her şey yüzde 70 zamlı. Biz emeklilere verilen maaş zammı için yüzde 5 buçukları dahi tartışır oldular. Yazık insanlara gerçekten de. Umarım düzelir.”