
İşkence gören gencin ailesi: 90’larda Lice’den şimdi de buradan göç ettirmeye çalışıyorlar
- 09:04 29 Aralık 2019
- Güncel
Şehriban Aslan
DİYARBAKIR- Diyarbakır'da gözaltına alınan B. Yalçın’a işkence yapıldığını vurgulayan aile, “Liceliyiz 90’larda köylerimiz yakıldı yıkıldı, göç etmek zorunda kaldık. Şimdi de çocuklarımıza işkence uygulayıp bizi buradan sürmeye çalışıyorlar, asla geri adım atmayacağız” dedi.
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar (KOM) Şube Müdürlüğü ekiplerince, geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan B. Yalçın’a işkence yapıldığına dair fotoğraflar ortaya çıkmıştı. Fotoğraflarda, B.’nin vücudundaki morluklar ve ters kelepçeli olduğu görülüyor. Gözaltındayken B’yi görmeye giden avukatı da polisler tarafından tehdit edilmişti. Yaşananlara ilişkin konuşan aileler, uzun zamandır mahallerinde çocuklarının baskı ve şiddete maruz kaldığını ve buna bir çözüm bulunması noktasında çağrıda bulundu.
‘Oğluma sokak ortasında işkence yapıldı’
Çocuğunun fotoğraflarından işkencenin boyutlarının gözler önünde olduğunu söyleyen Keziban Yalçın, “Oğlum sokaktaydı. Gelip oğlumu dövüyorlar. Orada olan amcasının kızı ellerinden çıkarmak istiyor fakat amcasının kızına da şiddet uygulayıp, hakaret edip dükkâna itip kapıyı kilitliyorlar. Oğlumun da başını yere koyup ayakla basıp şiddet uyguluyorlar. Oğlumun ağzından köpükler çıkıyor, bu kadar şey yapıyorlar yetmiyor birde kalkıp elektro şok cihazını vücuduna veriyorlar. Orda olanlar oğlumun artık öldüğünü bir daha ayaklanmayacağını düşünüyor. Sonra oğlumu alıp polis aracına atıyorlar” dedi.
‘Liceliyim deyince polis yaka silkti’
Oğlunun gözaltına alınmasının ardından da işkenceye devam edildiğini ifade eden Keziban, bunun akıl mantık işi olmadığını söyledi. Keziban, “Oğlumun kendilerine saldırdığını söylüyorlar. Oğlum tek ve elinde herhangi bir şey yok. Polisler yedi sekiz kişi ellerinde silah, peki oğlum nasıl saldırabiliyor size” diye sordu. Keziban ayrıca adliye önünde beklediği esnada polisin nereli olduklarını sorduğunu, Liceli oldukları cevabını verdiklerini bunun üzerine polislerin yaka silktiğini ifade etti. Keziban, “Licelileri sevmiyorlar. Herkes neden sevmediklerini biliyor. Kendileri bizi öldürüyor, cezaevine atıyor hala kendileri yaka silkiyor” şeklinde konuştu.
‘Çocuklarımız sokağa çıkamıyor’
Uzun zamandır bu baskının ve şiddetin çocuklarının üzerinde olduğunu kaydeden Keziban, çocuklarının artık sokakta gezemez hale geldiğine dikkat çekti. Keziban, “Çocuklarım ablalarına, ya da bir yakınlarına gittiklerinde polisler önlerini kesiyor, kimlik kontrolü yapıyor. Niye gezdiklerini sorunca çocuklarım, ‘benim evim, benim sokağım geziyorum. Gezmeme de mi izin vermeyeceksiniz’ diyor. Dört yeğenime, oğluma ve mahalleden birkaç kişiye daha da şiddet uyguladılar. Kimse mahalleye çıkamıyor. Çocuklarımızın devamsızlıkları almış başını gidiyor. Ben sonuna kadar şikâyetçiyim. Asla vazgeçmeyeceğim. Oğlumun hakkını arayacağım” ifadelerini kullandı.
‘Çocuklarımız sürekli tehdit ediliyor’
Hidayet Yalçıner de çocuklarının polis şiddetine ve psikolojik baskısına maruz kaldığına dikkat çekiyor. Hidayet, “Sürekli dönüp dolaşıp Yalçıner ailesinin ‘kökünü kazacağız’ diyorlar. Çocuklarımızın hiçbir şey yapmasına izin verilmiyor. ‘Çocuklarınız okul okusun’ diyorlar ama okul okumalarına izin verilmiyor. ‘Sizi de, kardeşlerinizi de’ öldürürüz diye sürekli tehdit ediliyoruz. Çocuklarımızın ne suçu var? Varsa bir suçları söylesinler gerekirse cezada versinler ama bu işkence niye yapılıyor? Demek ki onlara karşı boynumuzu eğmiyoruz ondan dolayı böyle yapıyorlar” dedi.
‘Oğlumun telefonunu cebinden aldılar’
Oğlunun başına gelenleri anlatan Hidayet, “Oğlum geçenlerde teyzesinden eve geliyordu. Oğlumun cebine girmişler telefonunu almışlar, aradık telefonu polis açtı. Kim olduğunu sorduk bize, polis olduğunu çocuklarının kendi aracına bindiğini ve telefonun araçlarında kaldığını söyledi. Bizde 13 yaşındaki çocuğun kendi araçlarında ne işi olduğunu sorduk. Sonra babasına KOM’un önüne gelmesini söylediler, eşimde gitti. Eşime, ‘abi kusura bakmayın. Şehitlik’te biri çalmış bende size getirdim. Sesini çıkarma al git’ deyince eşim, ‘ayıptır ayıp az yalan söyleyin. Oğlumun cebinden çıkarmışsın başkasında almışım diyorsun’ cevabını vermiş” diye konuştu.
‘90’larda göç ettik şimdi de aynısını yapmaya çalışıyorlar’
Lice’nin Yorulmaz köyünden olduklarını söyleyen Hidayet, 90’larda köylerinin yakıldığını ve bunun üzerine köyü terk etmek zorunda kaldığını ifade etti. Hidayet, “90’larda bizi köyümüzden zorla çıkardılar. Ne zorluklarla, ne yoksulluklarla gelip burada kiraya girdik. Altımızda ki halıyı sattık kiramızı denkleştirmeye çalıştık. Çekmediğimiz sefalet kalmadı. Şimdi de çocuklarımıza işkence yapıp bizi buradan sürmeye çalışıyorlar” diye vurguladı.
‘Sesimiz duyulsun’
B’nin kuzeni Berna Yalçıner, B’nin darp edildiği günü anlatarak, “O gün sekiz kişilik ekip mahalleye geldi. B’ye saldırdı, onu ellerinden almak istedim ama bana hakaret ettiler. Yüzüme biber gazı sıkıp, şiddet uyguladılar ve dükkâna kapattılar. B’nin yüzü kandan görünmüyordu. Tüm bu yapılanlar bizi buradan çıkarmaya yöneliktir. Artık mahallemizde serbest ve korkusuz bir şekilde gezmek istiyoruz. Sesimizin duyulmasını istiyoruz” diyerek herkese duyarlılık çağrısında bulundu.
Aile son olarak hem işkenceyi yapan polisler hem de işkenceyi raporlamayan iki hastane hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ve asla geri adım atmayacaklarının altını çizdi.